Üzerlerinde ki toprağı silkeleye, silkeleye arabaya doğru geliyorlardı,ellerindeki kazma ve kürekleri de zavallı adam ile birlikte gömdükleri için elleri boştu. Benim açık olan kapımı bu kez Ali kapattı ve direksiyona geçti Selim çoktan yerini almıştı bile.Ben daha söze hiç başlamadan çiftliğe gidiyoruz, sür Ali! diye komut verdi Selim.
Ali'de herzamanki gibi sadece başını sallamakla yetindi.
Hemen atıldım:
-Oraya siz gidersiniz beni evime bırakın.Hemen!
Güçlüymüş ve hiç korkmuyormuş gibi yapmak zorundaydım en azından artık öyle davranmalıydım.
Selim:
-Ziya Bey sizinle görüşmek istiyor daha sonra sizi evinize bırakacağız.
- Bu olanlarla zerre kadar ilgim yok Ziya Bey'in asıl görüşmesi gereken sizlersiniz.Gerçi sorun bir adamı öldürmenizden çok bunu benim görmüş olmam değil mi?
-Selim:
-Bunları Ziya Bey'e de söylersiniz geldik sayılır çiftliğe.
Aslında yapmak istediğim avazım çıktığı kadar bağırarak;"pis katiller"! bırakın beni demekti ama ağzımdan çıkan kelime şu oldu:
-Peki.Aşağı inmem için kapıyı Selim açtı.
-"Buyurun benimle gelin" .
Onu takip ederken kendimi boğazında zincir olan bir köle gibi hissettim.
Çalışma odasına kadar Selim bana eşlik etti ve sonrada adeta boynumdaki zinciri çıkardı ve girin sizi bekliyor dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN AYDINLIĞINDA
Misterio / SuspensoDizlerimin üstüne basıp kan kokan topraktan kalktım.O ana kadar hiç konuşmamıştım.İçimden :Delirmek için en uygun zaman bu dedim,kendi kendime.En kolayı bu olur.Buna onu unutarak dayanabilirim,unutmak içinde;"aklımı kaybetmem gerekir. "