Han krallığı dönemin en zengin ve ihtişamlı krallığıydı. Herkes onların önünde saygı ile eğilirdi, esas duruşa geçerlerdi.
Kraliçe Han ve eşi Kral Han. Herkes onların sadece para için yaşadıklarını biliyorlardı. Onların gözü paradan başka hiçbir şey görmüyordu. İşin ucunda para varsa başka bir şeyin önemi yoktu onlara göre. Han krallığının tek veliaht prensi Han Jisung'u sadece ünlerinin, sahip oldukları toprakların artması için, ellerinde olan altın külçelerin artması için ve daha birçok şey için defalarca kez kullanmışlardı.
Halk Han Jisung'a acıyordu. Acınacak haldeydi.
Han Jisung'un bir ablası vardı. Shin Ryujin. Kral Han'ın ilk karısından olan vârisiydi.
Shin Ryujin, kardeşi Han Jisung için çok üzülüyordu. Çünkü Shin Ryujin sarayda ve halk arasında ne kadar çok el üstünde tutuluyorsa, Han Jisung o kadar aşağılanıyordu. Onu sadece ablası, saraydaki hizmetkârlar ve halk seviyordu.
Onu Kral ve Kraliçe'den ayıran özellikler vardı. O ailesi gibi kibirli, asık suratlı ve karşısındaki insanın neler hissedeceğini düşünmeden konuşmazdı. O çok kibardı, güler yüzlüydü, çok sevecen biriydi. Hiç kimseyi kırmazdı. Han Jisung bu özelliklerine hayrandı. Ailesi gibi olsaydı büyük ihtimalle kendine acırdı.
Halk, Han Jisung'un bu denli kibar olmasına şaşırıyorlardı. Hatta bir ara Kral Han'ın başka bir eşi olduğunu ve o kadının oğlunun Jisung olduğunu, yasak aşk yaşadıklarını düşünmüşlerdi. Tabiki bunu düşüncesini dile getirenler Kral Han tarafından idam cezası almıştı. O günden beri hiç kimse Han krallığından biri hakkında olumsuz konuşmuyordu.
Jisung ve Ryujin o gün halkın önünde ailelerinin ayaklarına kapanmışlardı. Kral sanki idam edilen insanları herkesin görmesi için bütün halkı saraya çağırmıştı. O masum insanların hiçbir suçları yoktu. Kral'ın onları öldürmeye hakkı da yoktu. Kim masum insanların ölmesini isterdi ki? Siz ister miydiniz?
Ama tahmin edebileceğiniz gibi hiç kimse korkusundan dolayı bu düşüncelerini dile getirememişlerdi. Bütün cümlelerini zor da olsa yutmuşlardı.
Fakat Jisung ve Ryujin ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar o gün masum insanlar idam edilmişti.
Demiştim ya Han Jisung'a halk hayrandı diye, o gün oraya Minho'da gelmişti. O Jisung'un gözündeki üzüntüyü ve pişmanı görmüştü.
Aynı zamanda kalbinin bir anda, sanki maraton koşusundaymış gibi attığını da duymuştu.
༆
zaman günümüz. (hadi yıl 2016 olsun. nasıl günümüzse neys cok takmayın) fakat İki krallığın arasında bir düşmanlık olduğu için ülke ikiye bölündü diyebiliriz. Han Krallığı, Lee krallığı hakkında hiçbir şey bilinmiyor. kral'ın yüzü, ses tonu vs. bile. aynı şey Lee krallığı için de geçerli. sadece krallar birbirinin yüzünü biliyor o kadar. şu anda ülkemizi yönetenlerin krallıklar, ve ülkenin monarşi ile yönetildiğini düşünün. fic'in konusu bu fakat daha çok ship odaklı. 😽😽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kingdom of Han, minsung
Fanfiction"Önemi yok, bunlar için üzülme. Siyah gülün anlamını biliyor muydun, Lee Know?" Minho, Jisung'a bakıp gülümsemişti. İkiside aynı anda konuştular. "Siyah güller ölümü ve imkânsız aşkı temsil eder." Tabi ikiside bu cümleyi söylerken, kendi aşklarının...