Kandil'e özel bir bölüm olsun istedim!
Şöyle dualarınızı edin, rahatça yaslanın arkanıza ve keyifle okuyun!
Hepine Hayırlı Kandiller...🥰Keyifli okumalar...
***
Heyecanlı mıyım?
Kesinlikle Evet. Hemde yüksek vol bir heyecan var.
Hazırlıklar tamamlanmış annemin ısrarları üzerine bütün evi yıkmış yeniden yapmıştık. Evet, evet kesinlikle herbir şeyi yeniden düzenle, temizle, geri yerine koy derken evi baştan, yeniden inşaa etmiştik. Ama olsun bunlar sorun değildi tabiki bizler sonuca bakıyoruz. Çünkü az sonra kapı çalacak ve Ertuğrul beni isteyecek.
Kimsecikler yanlış duymadı. Ertuğrul'la evilik yolunda, hayatımızı birleştirmenin ilk adımını bugün atıyorduk.
Babamın birazcık yüzü düşüktü ama onunda içinde neler geçtiğini az çok anladığım için ona darılmıyordum. Hatta hak veriyordum. Neticede o bir babaydı. Baba olmak bunu gerektirirdi.
Kafama batan iğneyle yüzümü buruşturmuş düşüncelerimden arınmıştım. ''Seher ne yapıyorsun? Kafamı delseydin.'' Bana kızgın bir bakış atıp kaldığı yerden kafamı delmeye devam ediyordu.
''Abart! Abart! Sanki ne yaptık. Küçücük bir iğneden de canın yanıyorsa artık Allah Ertuğrul'a yardım etsin.''
Kinayeli ses tonuna aldırmazken yüzük parmağında gördüğüm yüzükleri yüzümde tebessüme neden olmuştu. Bir kaç saate bendede aynı yüzükler olacaktı. Güzel rabbim sen ne büyüksün, çok şükür ki karşıma Ertuğrul'u çıkardın yoksa ben nerde evlenmek nerdeydi...
Aynada ki yüzüme baktığımda şalım gözlerimin rengi gibi yeşil, üstümde ona zıt olan tenimin rengi beyaz bir elbise vardı. Şimdi kendime baktığımda daha iyi anlıyordum ki çok iyi renk tercihleri yaptığımı. Seher ise mor bir elbise ve siyah bir şal takmıştı. Kübra'da çiçek desenlerinin bir arada olduğu bir elbise ve tıpkı Seher gibi siyah bir şal takmıştı oda.
''Ahh be Efide'm seni böyle görmekde nasip oldu. Sırayla hepiniz gidiyorsunuz ben ne yapayım, bir ben kaldım.'' Kübra'nı duygulu başlayan cümlelerine sonradan eklediği evde kaldım muamelesi hepimizi güldürmüştü.
''Amaa şöyle bir gerçek var ki tepsiyi ben tutucam. Evin bekar kızı tek benim.'' Kendi kendine el kol harketleriyle hava atmaya çalışması ayrı bir olaydı. Asıl biz bu kızla ne yapacaktık?
''Belli mi olur belki kısmetin yakınındadır.'' İmalı imalı bakışlar attım. ''Nasip, kısmet böyle işler.''
Seher'de beni onaylayan cümleler söylemişti. ''Yani hiç olmazsade düğünde ayakkabılarımızın altına adını yazarız."
Seher hepimzi neşelendiririken, annemin nerde kaldınız birazdan gelecekler hala hazır olamadınız tarz cümleleriyle konuşmamız yarıda kalmıştı.
''Anne tamam işte her şey hazır. Dönüp durma şimdi başın dönücek.''
''Hıı ben bakmayımda rezil olalım zaten. Yardım ediyoruz yine suçlu biz.'' Annemin bugün biraz alıngan olduğunu far ettiğimde sesimi çıkarmayıp daha ılımlı yaklaşarak onu rahatlatmıştım.
Kapının sesini duyduğumuzda hepimizin eli ayağı birbirine dolaştı. Hele benim az daha kapıya ulaşamadan halıya takılıp yeri boylayacaktım.
Atlattığımız tehlikeli saniyeler sonunda elimi hızla atan kalbime bastırıp, sakince kapıyı açtım.
''Hoşgeldiniz.'' Kendimden beklenmeyecek sakinlikte cevap verirken içim ona zıt olarak heyecan komasına girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Güzel İmtihanı'm |Texting|
SpiritualTamamlandı | @Ertuğrultunay: Hey sürekli görüyorum seni mahallede neden herkesten uzaksın? @Ertuğrultunay: Neden böylesin? @Ertuğrultunay: Kime sorsam herkes o "yabani" diyor... (Görüldü) @Ertuğrultunay: Ahh artık cevap vermeye ne dersin? (Görüldü) ...