Keyifli okumalar...
***
''Sabır'' bu kelime herkese farklı bir anlam çağırıştırırken bana ramazanı hatırlatır. Her ramazan ayrı bir coşkuyla, telaşla gelir ve aynı hızıyla biter. Hangi ay hangi mevsim gelirse gelsin hep aynı heyecan yüreğimze oturur. İşte yine gelmişti,çalmıştı kapımızı on bir ayın sultanı.
''Efidee! Hadi annem gelde açalım baklavayı.'' Evet birde bizim ailenin vazgeçilmez bir adeti vardı o da babam her ramazanın ilk günü ev baklavası ister.
''Geliyorum anne.'' Elime aldığım telefonumla Ertuğrul'un mesaj attığını gördüm.
Ertuğrul: Efide bugün görüşelim olur mu? Yani isteme işini konuşuruz hem hemde babana nasıl söyleyeceğini?
Eveet birde böyle bir durumumuz var Ertuğrul'a doğru düzgün konuşmadık bile bu bizim aslında ilk buluşmamız sayılıyor. Doğrusu o benimle çoğu kez yan yana gelmiş ama ben tabi ki bilmediğim için görüşmemiş olduk.
Efide: Tamam. Öyle yapalım ben ve Kübra geliriz.
Ertuğrul: Tamam. O zaman görüşürüz inşallah.
Efide: İnşallah. Allah'a emanet ol.
Ertuğrul: Sende Allah'a emanet ol.
Mesajlardan çıktığım gibi mutfağa koşturarak girmiştim eğer biraz daha geç kalsam annemin gazabına uğrayacağım kesindi.
Sonunda yapmış olduğum tatlıya bakarken aklımdan geçenler ise bir an evvel orucu açınca tatlıyı yemek.
Anneme doğru dönüp konuşmak için dudakalrımı araladım. ''Anne. Ertuğrul çağırdıda bu isteme işini görüşelim diye.Hem bir daha görüşmeyiz ya hani yüzükler takılana kadar. Zaten yanımda Kübra'da olacak.''
Ardı ardına nefes almadan sıraladıklarımla annemin yüzünde minik bir tebessüm oluştu.
''Tamam kızım sen en doğrusunu bilirsin. Hayırlısıyla gel akşamada babana söyleyelim artık.'' Onun haklılığı karşısında kafamı sallayarak onayladım. Dün en son Mustafa ile konuşmuştum oda babama söyleme taraftarıydı.
''Tamam o zaman anne. Yemeklerde hemen hemen hazır ben ufaktan çıkayım.''
''Efide gelirkende marketten limonda al en son salatanın üstüne sıkarız.'' Gülerek onayladım annemi.
Hemencecik odamın yolunu tuttum. Gözlerimin yeşiline uygun bir renke şal takarak feracemi geçirdim üzerime ve çantamın içine koyduğum gerekli bir kaç eşya ile kapıya yürüdüm. Annemi öpüp beyaz sporlarımıda giydim ayağıma. Kübra'da geldiğinde yola koyulduk.
Meydanda büyük bir çınar ağacı vardı. Ve etrafı oturmak için banklarla doluydu. Hem yeşellik hemde ferah havası vardı parkın. Yaklaştığımda Ertuğrul'lu ağacın altında ki bankta otururken gördüm. Kübra bana dönüp ''Sen git Efide ben seni yanınızda ki bankta bekliyorum.'' Kübra yan tarafta ki banka doğru ilerlerken bende hızlıca Ertuğrul'un yanına gittim.
Beni fark etmesiyle oturduğu yerden kalktı. ''Hoşgeldin Efide.'' Sesinin titrek tonu içime kadar işlemişti. Göz teması kurmaktan kaçındığını fark ettiğimde mutlu olmuştum.
''Hoşbuldum.'' Onun gibi titrekmiydi sesim bilmiyorum ama heyecandan vücudumun titrediği kesindi.
''Nasılsın?'' Tebessüm edip çimlerde ki papatyalara bakarak cevapladım. ''Çok şükür iyiyim. Sen nasılsın?''
''Bende iyiyim elhamdülillah. Tabi seninle beraber olunca daha iyi oluyorum orası ayrı.''
Hfiften kıkırdadım sözlerine. Oda ban eşlik etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Güzel İmtihanı'm |Texting|
SpiritualeTamamlandı | @Ertuğrultunay: Hey sürekli görüyorum seni mahallede neden herkesten uzaksın? @Ertuğrultunay: Neden böylesin? @Ertuğrultunay: Kime sorsam herkes o "yabani" diyor... (Görüldü) @Ertuğrultunay: Ahh artık cevap vermeye ne dersin? (Görüldü) ...