Barlas'ın gözünden..
Şiddetli bir baş ağrısıyla uyandım. Dün gece çok içmiştim. Yapacak bir şey yoktu acılarımı bir an olsun dindiren tek şey buydu.
Bir duşun bana iyi geleceğini düşünerek banyoya doğru yöneldim.
Güzelce duş aldıktan sonra belime havlu sarıp çıktım.Saçlarımı havluyla kuruladıktan sonra iç çamaşırlarımın olduğu dolaptan boxer alıp giydim.
Bugün evden çalışacaktım o yüzden rahat gri bir eşofman altı giydim.
Tam siyah bir tişört alıp giyeceken kapının aniden açılmasıyla durdum.
"Barlas Bey Oğlum müjdemi isterim. Nalan uyandı." diye bağıran Elif Teyzeyi karşımda görmemle hafif tebessüm ettim.
Ve aceleyle çıktım Nalan'ın odasına doğru yol aldım. Kapıya geldiğimde odaya girip girmekte kararsız kaldım. Acaba ona çok mu sert davranıyorum diye düşünmeden edemedim.
Yaşadıklarımın bedelini etrafımdaki insanlara ödetmem ne kadar doğruydu ki.İçimde bu aptal düşünceleri susturup odaya daldım.
Odaya dalmamla korkarak ayağa kalkan çığlık atan Nalan ile neye uğradığıma şaşırdım.
"AAAA!"
"Ne oldu Nalan iyi misin seni korkutacak bir şey mi yaptım?" dedim şaşırmış bir tavırla.
O ise eliyle gözlerini kapatarak,
"BARLAS BEY SİZ ÇIPLAKSINIZ." dedi.
Elimdeki tişörte ve üzerime baktım ve gerçekten çıplaktım odadan aceleyle böyle çıkmıştım.
Karşımda hala gözleri kapalı masum bir kız duruyordu. Onun bu haline gülümsediğimi fark edince hemen kendime çeki düzen verdim ve tişörtü üzerime geçirdim.
Umursamaz bir tavırla,
"Birazdan doktor gelecek kontrollerini yapacak duruma göre tekrar Elif Teyzenin yanındaki işine devam edeceksin." dedim.
Bıkmış ve her şeyi kabullenmiş bir ses tonuyla,
"Tamam." dedi.
Konuşurken yere bakıyordu. Çenesini elimle usulca kaldırmaya yeltenirken korkuyla çekildi. Bu duruma çok üzülmüştüm.
Ona bir adım yaklaşarak elimi yanağına koydum ve
"korkma sana zarar vermeyeceğim." dedim.
Nedenini bilmesemde içimde bu kıza karşı kimseye duymadığım bir şefkat vardı. Ve bu durum hiç hoşuma gitmemeye başladı.
NALAN'IN GÖZÜNDEN..
Elleri yanağımı okşayan Barlas Bey'in karşısında öylece kalakaldım.
Beynim bana geri çekilmem gerektiğini söylüyordu ama çekilmiyordum bir şey beni burda tutuyordu.
Ve şuan bana şefkatle bakan adama deli gibi sarılmak istiyordum.
Çok garip değil mi?
Beni bu hale getiren adam oydu ama yine sığındığım sığınmak istediğim kişi de oydu.
Saçmaladığımı fark ederek kendimi geri çektim.
Kendimi geri çekmemle kaşlarını çattı ve odadan çıktı.
1 HAFTA SONRA...
Olayların üstünden bir hafta geçmişti. O odada yaşananlar ise hiç yaşanmamış gibiydi.
Ben işime başlamıştım ve Barlas ise bana eskisi gibi sert davranmaya devam etmişti.
Elif teyze bugün yaprak saracaktık sonra da Barlas'ın oğlu ile ilgilenmem gerekiyordu.
"Hazırladın mı kızım, başlayalım sarmaya hazırladıysan." diyerek içeri girdi Elif teyze.
"Hazır Elif teyze gel başlayalım bitsin bir an önce." dedim ve sarmaya başladık.
"Elif teyze bir şey soracağım." dedim.
"Sor kuzum." diye cevap verdi.
"Şey Barlas Bey hep böyle miydi? Yani böyle derken bu kadar soğuk ve her an sanki birisini kıracak gibi."
"Ah kızım ah, Barlasımın yaşadıklarını bir bilsen ona o kadar hak verirsin ki." dedi iç çeke çeke.
Bu cevap bana hiç ama hiç yeterli gelmemişti.
"Peki bir şey daha soracağım. Barlas Bey'in korktuğu kimse yok mu ya da değer verdiği o kadar korkusuz gözüküyor ki." dedim
Bunu söyleyememle kafasını kaldırdı ve
"Var kızım olmaz olur mu. Dedesi var Rahmi Bey. Pek iyi adamdır ama biraz dobradır. Barlas oğlum o ne derse yapar hiç çıkmaz sözünden." dedi.
Demek onun da hayatta saygı duyduğu biri vardı. Küstah adam!
Sorularımın bitmesi üzerine işimize koyulduk.
Yaklaşık 1 saatlik işin ardından sarmalar hazırdı. Çok güzel gözüküyordu.
Elif teyze içeriden,
"Kızım kapıya bak Barlas oğlum geldi herhalde" diye seslendi.
Hemen kapıya doğru gittim ve kapıyı açtım. Evet Barlas gelmişti.
Elindeki çantayı elime tutuşturup,
"Hemen sert bir kahve yapıp çalışma odama getir." dedi ve yüzüme bile bakmadan merdivenlere doğru yöneldi.
Elimdeki çantayı vestiyere bırakıp hemen mutfağa geçip kahveyi yapmaya başladım.
Kahve hazır olunca odaya çıktım ve kapıyı tıklattım. İçeriden ses gelmeyince odaya girdim. Evet odada kimse yoktu. Kahveyi masaya koyup odayı incelemeye başladım.
Bu odaya ikinci kez gidiyordum. Kıtaplıktaki kitapları incelemeye başladım. En ğst rafta gördüğüm şeyle gözlerim yerinden fırlayacak gibi oldu. Bu benim aylarca her yerde aradığım kitaptı.
Kıtaba uzamaya çalışırken arkamda hissettiğim beden ve hemen elimin yanında kitaba uzanmış bir el görmemle hemen arkamı döndüm.
Barlas karşımda öylece hiç muhafazakar olmayan bir mesafede duruyordu.
Bana daha da yaklaştı neredeyse dudağı dudağıma değecekti. Kalbim yerinden fırlamak üzereydi.
"Al bakalım." dedi kitabı uzatarak.
Konuşmasıyla dudağı dudağıma değmişti. Sırtım kitaplığa yaslanmış durumdaydı ve kaçacak hiçbir yerim yoktu hoş kaçmak istiyor muyum onu bile bilmiyorum.
Barlas gitgide beni öpmeye daha da yaklaşmışken pat diye açılan kapıyla ikimizde kafamızı kapıya çevirdik.
"NOLUYOR BURDA?!" diye bağıran o ses...
Nolacaktı şimdi?
Heyecanlı ve uzun bir bölüm olduu.
Hepinize iyi okumalarrrr 🥰🥰🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİSTANIM
RomanceKarşımda elinde gitarla bir Barlas beklemiyordum. Tam sırtımı dönüp gideceğim sırada "Gitme, Nalan" diyişini duydum ve olduğum yerde kaldım. Ardından gelen gitar sesi ve o tapılası ses.. "Sana yanığım ama bu ateşi harlama, Nalan. Dizinin dibi çok...