6.Bölüm

1.3K 47 10
                                    

"Abi kız her şeyi gördü. İzin ver
ortadan kaldıraym. Bu riski göze alamayız." dedi tanımadığım ses.

"Biraz düşünmem gerek." dedi Barlas Bey. Ben uyanalı beş on dakika olmuştu ve ben gözlerimi açmamış konuşmaları dinliyordum.

"Alt tarafı basit bir kız neyi düşüneceksin abi." dedi yine o ses. Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. Bağırıp, çağırıp etrafı yakmak yıkmak istiyordum.

Barlas Bey ise hiç cevap vermemişti. Ne yani buraya kadar mıydı? Ölecek miydim?

Daha hiç aşık olmadan, hayallerimi yaşayamadan mı? Bu kadar erken olamazdı henüz daha 23 yaşındaydım.

Buradan çıkar çıkmaz ilk işim polise gitmek ve gördüklerimi anlatmak olacaktı. Usulca gözlerimi araladım,neresi olduğunu bilmediğim bir yerdeyim. Hastane de bile değildim. Hoş zaten öldüreceklerdi. Hastaneye götürseler ne olacaktı sanki.

Ben bunları düşünürken Barlas Bey  konuşmaya başladı.
"Nasıldı?"dedi. Ben ne dediğini anlamaya çalışıyordum. Bağırmaya başladı. "Keyif aldın mı izlediğin filmden?!!"

Çoktan ağlamaya başlamıştım bile...
Hala bağırıyordu hırsını öfkesini kusuyordu. Daha fazla sinirine hakim olamamış olacak ki kolumdaki serumu umursamadan beni saçlarımdan tutup yere fırlattı.

"Gördüğün her şeyi unutacaksın!!Bundan sonra bu evden çıkmayacaksın. Sana bu şansı veriyorum eve alışsan iyi edersin." adımları çok yakınıma kadar geldi. Elini çeneme koydu ve sert bir şekilde çenemi ittirerek göz göze gelmemizi sağladı. Kulağıma eğildi, "Cehennemine hoşgeldin." diye fısıldadı. Sonra odadan çıktı. Arkasında korkunç halde bir ben bırakarak...

Barlas Bey'in adamı usulca yanıma yaklaştı, hala ağlıyordum, elini uzattı. Hırsla elini ittirdim. Bağırmaya başladım.

"Nefret ediyorum hepinizden katilllleeeer!" diye çığlık çığlığa bağırmaya başladım.

Adam hiç umursamadan " Şuan yaşıyor olman bile bir mucize kalk ve göbek at." dedi.

Ağlamam daha da şiddetlendi. Bir insan ölmüştü ve bu kimsenin umrunda değildi. Çıldırmak üzereydim.

Biraz daha uyanık kalırsam saçma şeyler yapacağımı düşünerek uyumak için yatağa doğru yöneldim. Kendimi uykunun kollarına bırakırken tek düşündüğüm şey yarın ilk işimin karakola gitmek olduğuydu.

************************************

Gözlerimi aradım. Güneş yeni doğmak üzereydi. Normalde asla erken  saatte uyanamayan uyansa da ölü gibi olan ben güneş bile doğmadan kendiliğimden uyanmıştım.

Ayağa kalktım ve banyo olduğunu tahmin ettiğim odaya ilerledim. Aynada hiçte beklemediğim bir manzara yoktu. Ağlamaktan mahvolmuş bir ben...
 
Elimi lavaboya koydum, gözlerimi kapadım ve olanları düşünmeye başladım. Ben bir cinayete şahit olmuştum. Gözümden yaşlar, sonbaharda ağaçtan ayrılmak istemeyen kurumuş yapraklar misali usulca süzülüyordu.

Ağlamayacaktım. Bu kadar aplatallık yeterdi. Burdan çıkmam kolay olmayacaktı biliyordum ama akıllı olmalıydım. Uyum sağlamalıydım, en azından uyum sağlıyor gibi gözükmeliydim.

Yüzüme ve enseme su çarptım. Son kez aynada kendime bakıp çıktım. Daha iyiydim ve sakindim. Gün doğmadan neler doğardı.

Belki benim kaderim buradaydı. Belki bunda da bir hayır vardı.

Tekrar yatağa uzandım ve kendimi bir daha asla çıkmak istemediğim uykunun kollarına tekrar bıraktım.

Artık sabah olmuştu. Emindim. Bunu gözlerime hücum eden güneş ışıklarından kolaylıkla anlamıştım.

Gözlerimi açtım bir valiz vardı kapının önünde. Oraya doğru ilerledim. Bunlar benim kıyafetlerimdi. Gerçekten de beni buraya hapsedeceği konusunda şaka yapmıyordu. Bu kadar ciddi bir adamın şaka yapıyor olmasına ihtimal bile vermek benim aptallığımdı.

Kapı tıklatıldı. Korkuyla geri çekildim. "Kızım girebilir miyim?" dedi, şefkat dolu bir ses.

"G-girin" dedim. Ellili yaşlarında sevecen bir kadın girdi içeri. Yatakta oturuyordum. Beni görünce yüzüne bir endişe yayıldı. Hemen yanıma oturdu yüzümü avuçlarının içine alarak "Vah güzel kızım benim şu haline bak ne yaptında Barlas Bey'i bu kadar kızdırdın?" dedi. Hiç cevap vermedim.

Anne şefkati vardı kadında. Sevmiştim. Cehennemimdeki melekti belki de bu. Bana yardım edecek olan bir melek...

Artık kadına bir tepki vermem gerektiğinin farkına varıp zorla gülümsedim ve " İyiyim ben teşekkür ederim." dedim.

" Kusura bakma kızım tutamadım kendimi seni bu halde görünce buraya niye geldiğimi bile unuttum." dedi. Ve devam etti "Kendimi tanıtayım. Ben Elif bu evin her şeyinden ben sorumluyum. Malum bu kocaman ev bana artık ağır gelmeye başladı. Barlas bey de senin artık bana yardım etmek için burada olduğunu söyledi."

Sinirlenmemek için kendimi zor tutuyordum. Uyum uyum uyum... Unutmayacaktım bu kelimeyi.

"Peki, Elif Teyze ne gerekiyorsa yapacağım." dedim.

"Kızım sen sadece Barlas Bey ile ilgileneceksin. Zaten onun özel asistanı olduğunu söyledi Barlas Bey. İşine burda devam edecekmişsin."

Gülümsemekle yetindim. Kafamı şefkatle okşayıp odadan çıktı.

Neler olacaktı acaba? Bu evi kendime cennet de edebilirdim cehennem de. Sadece akıllı ve uyumlu olmalıydım.

Uyumlu...

Uyumlu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arkadaşlar kitabın kapağını değiştirmeyi düşünüyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Arkadaşlar kitabın kapağını değiştirmeyi düşünüyorum. Sizce bu iyi mi yoksa değiştireyim mi?

Ve deee kitap nasıl gidiyor? Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. ❤️❤️❤️❤️

ASİSTANIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin