Episode 25

3K 305 224
                                    

multi: 5sos thin white lies

multi bittikçe başa sarmanızı öneririm, keyifli okumalar ♡

multi bittikçe başa sarmanızı öneririm, keyifli okumalar ♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

·

Sanırım alışmak bazı şeyleri daha üzücü kılıyordu.

Aslında hiçbir zaman kolay bağlar kurabilen ve yeni şeylere alışabilen birisi olmamıştım ancak alıştığım zamanda kopmayı başaramayacak kadar bağlanıyordum ve bu çoğu zaman beni bir uçurumun ucuna sürüklüyordu.

Yanlış hatırlamıyorsam size hayvanlarla arası baya sıkı fıkı biri olduğumdan hiç bahsetmedim. Şimdi siz bana bunun konumuzla alakası ne diye sormadan açıklıyorum.

Okulun bittiği ya da tatile girdiği dönemlerde eve döndüğüm zaman bizim evin sokağında bir şekilde hep beni beklediğini düşündüğüm ufak bir kedi vardı. Hani şu her sokakta mutlaka bulunan ve ismi güneş konulan turuncu kedilerdendi o da. Ama onun ismi güneş değildi çünkü etrafımdaki insanlar felix'e öyle hitap ediyordu ve onlar için güneş çocuk, benim için çilli kornişon turşusunu sokağımızdaki kediyle bağdaştırmak hoşuma gitmemişti.

Şimdi bunun çok daha iyi bir karar olduğunu fark etmiştim çünkü jisung yoktu ve ben eğer o kediye güneş deseydim aklıma gelecek olan ilk şey sarışının dostuna öyle seslenmesi ve felix'i her gördüğünde dudaklarında oluşan güzel gülümseme olacaktı.

Yanlış anlaşılmasın konumuz çilli çocuğun turuncu bir kediyle benzerliği falan değil. Konumuz alışılmışlıklar ve tüm bunların bende bıraktığı birkaç küçük iz. Çünkü ben sokağımızdaki o ufak kediyi, daha ona isim bulamadan kaybettim. Hasta olduğunu bilmeme rağmen, ben ne kadar tedavilerini üstlenmiş olsam dahi yaşama ihtimali verilmeyen ufak bir kediyi kaybettim ve bunu yaşacağımı bile bile alışmayı da göze aldım. Kulağa oldukça basit geliyor değil mi? Belki de öyledir ama bu özellikle de sonunda kaybetme ihtimali bulunan bir alışma sürecinin ne kadar korkunç bir şey olduğunu değiştirmiyor.

Çatı katında jisung'u ilk kez öptüğüm zaman kaybetmenin bize uğrayacağını tahmin etmedim. Yine jisung'un ellerini tuttuğum, geceleri uyumadan önce küçük bedenine sarıldığım zaman da düşünmedim bunları. Ben jisungla olduğum hiçbir zaman düşünmedim ki zaten. Onunlayken sadece yanımda oluşunun tarifsiz hissini yaşamak vardı ellerim avuçlarım arasında.

Sanırım bu yüzden geçen zamanın, ona ne kadar alıştığımın farkına da varamadım.

İnsan kaybetmeden önce bağlanmalıydı, sonrasında elinden kayıp gidenlerin farkına varması için çok sevmeli, değer vermeliydi.

Gecelerin karanlık ve ıssız olduğunu uzun zaman sonra ilk kez jisung'un olmadığı bir yerde uyandığımda fark ettim çünkü seungmin'in evindeydim. 

Yarışma gecesi yaşanılanlardan sonra jisung bir arkadaşında kalmayı ve yurda gelmemeyi tercih ettiğinde seungmin de beni yurtta bırakmamıştı. Seungmin beni benden daha iyi tanıyan ikinci kişiydi -ilki chan hyungtu çünkü- sarışının olmadığı bir odanın duvarlarını benim üzerime yıkacağını ve beni nefessiz bırakacağını anlamıştı. Nasıl yapıyorlar bilmiyorum ancak seungmin ve chan hyung bir şekilde hep anlıyorlardı. Bazen ben nasıl hissettiğimi bile anlayamadan onlar anlıyordu.

i'll make you my lover ♡ ¸. • *ᴍɪɴꜱᴜɴɢHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin