multi: clouds
.
lee minho:
Umutlar hakkında ne düşünürsünüz?
Ben onlar hakkında şimdiye değin afilli sözler dinlemiştim, umut konulu şarkılar dinlemiş, filmlerde daima büyülü bir şeymiş gibi gösterilmesine kızmıştım.
Yine onlar hakkında bendeki boşluğunu en güçlü şekilde hissettiren ancak çok anlamlı ve güzel şeyler okumuştum. Çünkü umut her yerdeydi. Filmlerde, kitaplarda, bazen yolunu kaybetmiş bir kuşun kanatlarında, bazense ölümcül bir hastalığın pençesinde olan ancak hala nefes alabilen birinin soluğunda. Gitar tellerinde, aşklarda, kavgalarda, başlangıç ve sonlarda.
Bazende sana zarflarıyla gelen sarışında ve onun beyaz zarflarında.
Şimdi umutlar konusunda bu kadar kıpır kıpır oluşuma bakmayın. Çünkü hayatımın koca bir bölümünde onlarla aram hiç iyi olmamıştı.
İnsan başarmak ve ulaşmak için kendi yolunu çizer ya, benim umutlarımda kıvrımlı yollarımın sonunda beni beklemişlerdi ancak ben yolumu çizip onlara ulaşmaktansa o yollara taşlar koymuş ve umutlarımın önlerine kalın duvarlar çekmiştim.Kendi umutlarıma dokunmaktan korktuğum zamansa birinin yollarıma koyduğum taşları topladığını ve ördüğüm duvarları yıktığını fark etmiştim.
Oysa lee minho'nun daima kırılmaz sert duvarları olmuştu, karşıya geçmek için kimseye izin yoktu. Parolayı bilmeyen herkesin kaderi, o uzun karanlık duvarların ardında kalmaktı.
Sarışın parolayı bilen tek kişiydi. Daha beni tanımadan şifrelerimi çözmüş ve duvarlarımın ardına uzanmıştı.
Parola, aşktı.
Benim yürümediğim yolları yürüyüp bir gün ansızın karşıma dikildiğinde ise çok kızmıştım ona. Şifrelerimi bildiği için kızmıştım; duvarlarımı aştığı, ona karşı koymama izin vermeyen ve o zamanlar isminden emin olamadığım o hisse, katlanmayı başaramadığım umutları bana avuçları arasında sunduğu için kızmıştım.
O ise ben ona her kızdığımda bana daha fazlasıyla gelmişti. Umutları, zarfları, hisleri, müziği, yıldızları ve kendiyle.
Jisung'un sıkı bir savaşçı olması bir süre sonra elimi kolumu bağlamıştı. Beni ona iten ilk şey ne olmuştu bilmiyorum ancak ona kapılmıştım. Yanımda olmadığında varlığını aradığımda, gözlerimin gözlerine değmesiyle sol yanımda çöreklenen tarifsiz hisle ve jisung'un gülümsemesi benim gülümsememin sebebi olduğunda içimdeki o hisse bir isim verebilmiştim. Sevgiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i'll make you my lover ♡ ¸. • *ᴍɪɴꜱᴜɴɢ
Fanfictionher şey okul dolabımda, üzerine ''lee minho'ya'' yazılmış ve dolabıma bırakılmış o beyaz zarfı bulmam ile başladı. zarfın içinde sadece küçük bir not ve sarışın bir oğlanın birkaç polarid fotoğrafı vardı. "seni sevgilim yapacağım." minsung&hyunmin c...