Episode 8

4.8K 555 490
                                    

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

"Şaka gibi." demiştim bizimkilere.

Chan hyungların evindeydik ve bahçelerinde oturuyorduk. Son olanları, Jisung ile oda arkadaşı oluşumuzu onlara anlatmıştım. Ancak Seungmin ve Jeongin çocuğunun suratında benim hiç de hoşuma gitmeyecek imalı ifadeler vardı.

"Dalga geçeni mahvederim."

Jeongin açtığı ağzını söylediklerim üzerine geri kapattığında Chan hyung gülerek bize bakıyordu.

"Sana gerçekten değer veriyor olmalı."

"Saçmalama Seungmin. Onun tek amacı sadece bir hafta içinde bana ters bir gömlek giydirip okuldan yollamak."

"O kadar kötü olamaz, sanki biraz Jisung'a haksızlık yapıyorsun gibi Minho."

Kaşlarını kaldırıp bana sorar bakışlar atan Chan hyunga döndüm.

"Ayrıca Jisung ile çok yakın olmasak bile onu biraz tanıyorum. Tamamı ile boş bir insan değil. Çok sağlam bir kalemi var ama yarışmalara katılıp şansını denemekten çekiniyor."

"Şarkı sözü mü yazıyor?" demişti Jeongin şaşkınlıkla. Benimse gram ilgimi çekmemişti.

"Aynen öyle. Bana kalırsa felaket yetenekli bir çocuk ama sahneye çıkıp insanlara ben buyum demeyi sevmiyor."

"Vay be. Çok havalı. Senin şu platonikte ne yetenekler varmış hyung baksana."

Jeongin'in bana karşı fıldır fıldır dönen gözlerine bakıp kaşlarımı çattım.

"Bir gün öyle bir elimde kalacaksın ki Chan hyung bile seni elimden alamayacak. O günü heyecanla bekle olur mu?"

"Minho" demişti Chan hyung şakayla karışık. Omuz silktim, kafama koyduğumu yapardım ben.

Chan hyung kafasını başka tarafa çevirdiğinde Jeongin'e boğazımı kesiyormuş gibi yapmış ve "azrailin olacağım." diye fısıldamıştım.

Altına ediyordu. Tıpkı o da herkes gibi Lee Minho'nun gazabından korkuyordu tabi.

"Saat çok geç oldu artık gidelim." diyen Seungmin telefonundan saate baktıktan hemen sonra ayağa kalkmıştı.

"Erkencisin." demişti Chan hyung da ayağa kalkarken.

"Hanım evladı o artık." demiş ve önümde duran masaya eğilerek meyve tabağından bir üzüm tanesi atmıştım ağzıma.

"Yurt macerası bitti anne babacılık başladı. Yurtta bana 'sigaran var mı?' diyen çocuk artık bir ev kuşu."

"Ne?"

Chan hyung şaşkınca Seungmin'e baktığında bense sinsice gülüyordum.

"Yok öyle bir şey, dalga geçiyor." demişti Seungmin gayet sakince. Tıpkı benim gibi meyve tabağına uzanıp bir üzüm tanesi aldıktan sonra bana fırlatmıştı. Ama ben reflekslerim sayesinde üzümü ağzımla yakalamıştım. Eskiler bana fişek minho derlerdi.

i'll make you my lover ♡ ¸. • *ᴍɪɴꜱᴜɴɢHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin