"Han Jisung!"Kapıdan girer girmez bıkmış ve öfkeli bir şekilde bağırmıştı eğitmen. Yanımda dikilen arkadaşlarım kıkırdarken hafif bir tebessümle eğitmen döndüm.
" Efendim saygıdeğer eğitmenim, hiçbir şey yapmadığımı eklemek zorunda hissediyorum."
Sinirli kadın aramızdaki mesafeyi hızlıca kapatarak, başlarını saygıdan eğmiş benim ve arkadaşlarımın önünde durdu.
Diğerlerinin dudakları kıvrılmıştı ve gülmemek için kendilerini sıkıyorlardı. Klasik bir günün başlangıcı diye geçirdim içindem.
" İksir mahzenine girmenin yasak olduğunu billyorsun değil mi?"
"Evet efendim. Yakınına bile yaklaşamıyorum, bir şey olursa üstüme kalır diye."
Eğitmen derin bir nefes alarak gözlerini yumdu birkaç saniye. Acaba bu sefer ne oldu diye geçirdim içimden.
" Han Jisung saf ayağına yatma. Bıktım artık, aklını başına getirecek bir cezayı hak ettin. "
En masum surat ifademe bürünerek gözlerimi kocaman açtım. Ve bir adım öne çıkarak eğitmenim gözlerinin içine baktım.
" Ama efendim ben bir şey yapmadım ki, arkadaşlarıma sorun isterseniz. "
Eğitmen sabır dilenircesine bakışlarını yukarı doğru çevirmişti.
En yakın arkadaşlarımdan biri olan Hyunjin ise hemen öne atıldı." Evet efendim, o gün Jisung benimle birlikteydi. Okulun önünü süpürüyorduk, ceza için. "
Duyduklarına gözleri kapatarak başımı öne eğdim. Dudaklarımı ısırdığımda Hyunjin hala beni savunuyordu. Daha doğrusu beni savunmak isterken açığa çıkarıyordu.
Bakışlarımı kısa bir an Hyunjin ile buluşturduğumda cümlesini bitirmeden gözleri büyüdü. Ne yaptığını şimdi anlamıştı.
Eğitmen büyük bir keyifle elini omzuma koyduğunda masum bir şekilde ona bakıyordum.
"Sevgili Hyunjin, hangi gün olduğunu söylememiştim ama sen baya net hatırlıyorsun anlaşılan. İşbirliği için teşekkür ederim."
Geldiği ilk andaki sinirli ifadesi gitmiş onun yerine keyifli bir ifadeye bürünmüştü eğitmen.
Ardından omzumu sıkarak elleriyle yolu gösterdi. En yakın arkadaşım tarafından ifşalandığım için başım eğik eğitmenim odasına doğru ilerlemeye başladım. Başım fena yanmıştı.
Yerdeki halının üzerinde gezinen bakışlarımı eğitmene çevirdiğimde hala önündeki kağıda bir şeyler yazıyordu.
Anlaşılan ağır bir ceza alacaktım." Aslında senin için zor bir ceza seçmek isterdim ama eğitmen Park daha güzel bir fikir verdi."
Duyduğum isimle kaşlarımı çatarak gözlerimi kıstım. İşte şimdi bitmiştim.
Eğitmen Kim'in cezaları klasik oldukları için zorlanmıyordum. Ama eğitmen Park eğlenceli ve acımasız biri olduğundan dolayı endişelenmiştim." Bilirisin ben genellikle fiziksel olarak yorulacağın cezalar veriyorum ve bu durum seni çok etkilemiyor. Bu yüzden beni takip et ki seni yeni cezana götüreyim."
Büyük kapıdan çıkarken dudakları keyif aldığını belirtircesine kıvrılmıştı. Eğitmenlerin beni hem sevdiğini hem de nefret ettiğini düşünmeye başlamıştım.
Eğitmenim arkasından ilerlerken merakla bana bakan Hyunjin ve Felix ile göz göze geldim.
Elimi boğazıma getirerek kesiyor gibi yaptığımda ikiside gözlerini büyüterek bakmıştı. Hafif bir el sallamayla önüme dönmüştüm.
Siyah kıyafetli öğrenciler artmaya başladığında üst sınıfların alanına gittiğimizi anladım. İçimden kendime kızarken artık siyah kıyafetlerin arasındaki tek gri kıyafetli ben kalmıştım.
Çevreyi incelerken tanıdığım bir iki kişiyi aradı gözlerim fakat hepsi yabancıydı.
Biraz daha yürüdükten sonra bahçedeki geniş eğitim alanlarından birine yaklaştığımız fark ettim. Dersin ortasında kapıyı açarak içeri giren eğitmenle kafamı yere eğdim.
Yanaklarımı kızardığını hissediyordum. Öğrenciler merakla bizden tarafa döndüğünde bir şeyler anlatan orta yaşlı eğitmende bize bakmıştı.
" Bay Wong, size bahsettiğim öğrenciyi getirdim. Lütfen ona iyi bakın."
Duyduğum isimle birlikte gözlerimi kocaman açarak karşımdaki adama baktım. Böyle nazik gülen bir insanın dedikodulardaki korkunç eğitmen olduğuna inanmak istemiyordum.
Cezamı az da olsa tahmin ettiğimde içimden lanetler okuyordum. Vahşi hayvanları anlama dersinin öğretmeni olan Wong'un dahil olduğu bir cezayı düşünemiyordum bile.
Orta sınıf olduğum için farklı dersler görüyordum ve kulağıma gelen bilgilerden dolayı üst sınıfların dersleri çok da hoş gelmiyordu. Özellikle bu ders.
Eğitmenim bana döndüğünde suratındaki mutluluk ile ona olan tüm sevgim uçup gitmişti.
Tamam eğlenmek için bazı yanlış davranışlarda bulunmuş olabilirdim ama bunu hak etmemiştim.
" Anlayacağın üzere Bay Wong'a yardım edeceksin, eğer diğer eğitmenlerinde yardıma ihtiyacı olursa onlara da etmeyi unutma."
El mahkum kafamı aşağı yukarı doğru salladığımda beni bırakarak gitmeye başlamıştı. Arkasından bakarken eğitmen Wong'un hafif öksürmesiyle önüme döndüm.
" Şimdilik boş bir yere otur. Dersten sonra detaylı bir şekilde konuşuruz. "
Kafamla onaylayarak önde boş olan yere geçip oturdum. Şu anki durumumu düşünürken istemsizce gülümsedim. Kendi halim komiğime gitmişti.
Birkaç bakışı üzeri de hissettiğimde biraz kıprdanıp dersin bitmesini bekledim.
Dersten sonra bahçede sakin bir köşede ne yapmam gerektiğini anlatmıştı eğitmen Wong.
Cezamın yarın başladığını öğrendiğimde geldiğim yolu takip ederek kendi alanıma doğru ilerlemeye başladım.
Çevreyi incelerken birkaç kişiyle göz göze gelmiştim ama çok önemsemeden hızlı bir şekilde ilerledim.
Odamızda oturmuş Hyunjin ile Felix'e yaşadıklarımı anlatırken bir yandan gülüyorlar bir yandan da bana destek olmak için sırtımı sıvazlıyorlardı.
Eğitmene yardım etmek zor gibi görünmüyordu ama eğitmen Kim'in söyledikleri yüzünden tedirgin hissediyordum.
" Vahşi hayvan anlama dersi mi, adı bile ürkütücü."
Felix'i kafamla onayladığımda kendimi yatağın üzerine bıraktım.
" Düşünsene Jisung yardım edeyim derken hayvana yem oluyor."
" Korkunç."
Felix, yanıma oturduğunda biraz daha kayarak ona yer açtım.
" Zaten cezayı türünü bile bilmediğimiz bir hayvanı iyileştirmek istediğin için aldın. Belki de bu yüzden seni Bay Wong'un yanına verdiler. "
Oturur pozisyona geldiğimde dudaklarımı büzdüm.
" En azından iksir hayvanın iyileşmesini sağladı. Yoksa boşuna ceza almıştım. "
Hyunjin de yanıma yattığında sessizce birbirimize baktık.
" Umarım çabucak biter. "
" Başına bir şey gelmeden. "
Felix ve Hyunjin kendi yataklarına gidip yattıklarında ben de uyumaya çalıştım.
Huzursuz bir şekilde uykuya daldığımda yarın olmasın istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rare / Minsung
Fantasy"Görüntü değişiyor..... Bu sefer kendimi görüyorum.....Her zaman ilk olarak kahramanları gören ben bu sefer kendimi görüyorum...."