okul

108K 4.1K 396
                                    

Batu'nun sarı Kıvırcık saçlarıyla oynamak beni kendime getirmişti sabahın erken saatlerinde dayım beni uyandırmış ve panikle mutluluk karışımı bir yüz ifadesiyle :

"senin okula gitmen lazım küçük kız. Bunun için de Rüzgar'ın ayarladığı kolej harika bir seçim hem arkadaşların da var."

Demiş ve beni şöförü Ahmet abi ile okula bıraktırmıştı. Bu habere hem sevinmiş hem de üzülmüştüm. Malum psikolog olmak için okumak gerekiyordu iyi haberi buydu ama birde Rüzgar ile aynı okulda olmak biraz hatta baya üzücü bir haberdi.  Grubun diğerleri daha gelmemiş sınıfta yine tek başına oturan bir Batu görmüş ve dayanamayıp saçlarına yapışmıştım.

"Hey! Tanışıyor muyuz?"

Bana trip mi atıyordu bir de? Ah başımdan geçenleri bir bilsen be Batu..

"Sen bana Trip mi atıyorsun beyefendi?"

"Evet Atamam mı? Ya Masal resmen okula dört gün geldin sonra yoksun be kızım. Hemde iki haftadır. Üstelik bi' haber bile yok."

Bir yandan haklıydı sanki. Fakat bu olanları anlatsam bana hak verirdi biliyordum çünkü ben de haklıydım. Ama anlatamazdım ki. Rüzgar o zaman okuldan atılabilirdi.  Onu düşünmüyordum sadece.. onu düşünüyordum belki tamam! Ama bu çok tezat bir durumdu. Onun hareketlerinden bana yaptıklarından nefret ediyor ama onu düşünüyor hatta iki anlamda da onu düşünüyordum. Hem aklımdan bir an bile olsun hiç çıkmıyor hem de iyiliği için her şeyi yapmak istiyordum. Ama neden böyle tezatlık yapıyordum?Tamam her zaman değişken bir kişilik olmuşluğum vardı ikizler burcumdan dolayı ama bu tezatlık bana ilkdi.

"Batu benim gerekli açıklamalarım var ama bunu anlatamam. Yani istiyorum ve sana güveniyorum lakin bu zor.."

Gözümden istemsizce akan soğuk yaşlara aldırmadan hatta biraz daha ağlayarak ve burnunu utanmadan çekerek gözlerim elimde konuşmaya devam ettim.

"Haklısın ama sen benim tek dostumsun hatta kardeşim bile diyebilirim. Hayatımda hiç dostum olmadı benim Batu. Hep arkadaşlarım vardı ama.. lafta olan bir şeydi. Şimdi lütfen sen de böyle yapma."

Batu'ya bakamıyordum ama ne yaptığını hissediyordum. Mavi gözleriyle güzelce beni süzdü ve akan burnuma doğru peçeteli elini uzattı ben tam beyaz yumuşak hafif şeker kokulu peçeteyi alacakken, Batu çoktan elinizdeki peçeteyi burnumun ucuna götürmüştü. Ben hayretle ne yaptığını anlamaya çalışırken sinirle söylendi.

"Sence ne yapıyorum sümüklü kız? Hadi hıngır. Dostlar böyle şeylerden iğrenmezler unutma."

Aklımı okumuş gibi soruma cevap vermişti. Hem de azarlamıştı ama ciddiydi yani burnumu silecekti. İnanılmaz bir biçimde hala şoktayken koluma atılan dirseğin acısıyla kısaca hıngırdım ve burnumda ki peçeteyle burnumun ucunu iyice silip yumcalayan Batu'ya baktım. Peçeteyi az uzakta olan çöpe doğru basket attı ve bana göz kırptı.

"Boşuna mı basketbol oynuyoruz. Neyse bir daha Ağlamanı istemiyorum. Zamanı gelince anlatacağını umuyorum."

Bana sıcacık bir gülümseme gönderdi ve yanağının ortasına şeker çukuru kazdı. Batu da bile benden daha fazla gamze vardı. Hem benim yanağımda değildi dudağımın hemen kenarında sağ tarafta çok az sol tarafta ise gülünce belli olan biraz gamzem vardı. Ama zaten bilgisayarda okuduğuma göre gamze bir doku eksikliğiydi. Benim de doku eksikliğim az vardı ama yinede insanlar bu hastalığı istiyorlardı ben de dahil çünkü estetik açısından güzel görünüyordu. Hele de gülümseyince. Ah o gülümsemeler.. sım sıcak, üst dudak hafif kıvrılacak ve pembe dudakları hafif sulanacak işte dudağının kenarında ki gamzelerini hayal edebiliyordum.. Rüzgar!  Yine onu mu düşünüyordum üstelik konu gamzeler.. konu Batu iken nasıl onu düşünüyordum?

Kiralık GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin