Evlilik

179K 6.8K 849
                                    


"Seninle evleneceğiz delirtgen ufaklık."

Soğuktan kızarmış olan kulaklarım, bu cümleyle neye uğradığını şaşırdı.

Ben evliliğimi hiç böyle düşünmemiştim ki, yani önce masallarda ki gibi romantik bir adama aşık olacaktım. Sonra da evlilik falan olurdu ama şimdi bir öküzden üstelik piskomanyaksadist olan bir öküzden evlilik teklifi almak ve yaşım 17 lise üçe giden bana...

"Hani tipin değildim."

Sonunda şoktan çıktım ve tribime devam ettim.

"O adamlardan intikam için dedim zaten. Yoksa seninle gerçekten evlenmek için değil, sana son kez söylüyorum tipim değilsin güzel değilsin, tatlı değilsin, zeki değilsin. Benim gibi yakışıklı,tatlı,zeki adamı bulmuşsun naz ediyorsun. Tam bir delirtgen urangutana benziyorsun."

Gözlerimde biriken yaşları,elimi yumruk yaparak ,tırnaklarımı etime geçirerek engelliyordum.

İntikam için tüm hayatımı mahvedemezdim ki...

Tamam ailem için her şeyi yapardım ama ailemde bu pislik adamla evlenipte mutsuz olmamı istemezdi değil mi?

"Evet güzel değilim,tatlı değilim ve hatta zeki de değilim ama ben orjinalim, kendimim ben Masal Soydan'ım ve beni istemediğim bir şeye zorlayamazsın edemessin!"

Bana doğru yaklaşıyordu ve o bana yaklaştıkça bende geri geri gidiyordum.

"Zorlayamam mı? Emin misin? Ailemin intikamını zaten alacaktım, sen ve intikamın umrumda değil delirtgen urangutan! ama sen o gün o kızı kaçırarak kendi kaderini benim ellerime bıraktın."

Dediği cümleler doğruydu. O kızı kaçırmamalıydım. Ah şimdi geçmişi düşünmenin kimseye yararı yoktu ki.

Geçmiş geçmiştir,bugün bugün.

"Ya, demek bana zorla bir şey yaptırabileceğini düşünüyorsun he piskomanyaksadist."

İyi ki küçüklüğümden beri -ortalama 7 yaş- macera filmleri izleme alışkanlığım var yoksa bu hareketi yapmaya asla cesaret edemeyeceğim bir gerçek.

Çevik bir hareketle yerdeki tozlu yaprakları aldım ve keskin ela gözlere fırlattım.

Bir anda neye uğradığını anlayamamanın şokuyla gözlerini ovaladı.

İşte istediğim zaman. Hemen doğuya doğru koşmaya başladım. Siyah converselerimle yerdeki sarı yaprakları hışırdatarak koşuyordum.

Kalbim koştuğumdan dolayı kulaklarımda atıyordu. Solumda ki ağacın arkasına iyice gizlendim ve sarı yaprakların üstüne kendimi bıraktım. Rüzgar beni bi yakalasa varya hem kaçtığım için hem de gözüne çarptıttırdığım tozlu yapraklar yüzünden dövebilirdi.

Ama böyle bir şey olmayacaktı, o beni yakalayamazdı. Yakalarsa hayatım mahvolurdu. Olaylara istediğim yönden bakıyordum. Elbette beni yakalaması fazla sürmezdi. Hatta belki şu an arkamdaki çalılıktan gelen hışırtının arkasında o vardı?

Kalbim aynı korku filmlerinde ki gibi ağır ağır güm güm atarken, çalılıkların ardından tatlı mı tatlı bir köpekcik çıktı.

Normalde köpeklerden korkmama rağmen bu öyle sevimliydi ki sadece burnu biraz fazla sivriydi.

Yanıma yaklaştı ve bacağımın yanına , sarı yaprakların üstüne yayıldı. Elimle beyaz tüylerini okşadıkça başını hoşuna gittiğini belli ederek sallıyor ve uluyordu.

Çalıların arasından arkamdan bir ses daha duydum ve başka bir hayvan diye görnezden geldim.

"Masal! Sakin ol ve o şeyi okşama."

Kiralık GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin