Söz

75.3K 3.1K 143
                                    

"Bana söz verir misin?"

Anlamsızca , göğsünde ki kana bulanmış ellerimi yüzüne koydum ve ne olduğunu bile bilmeden bağırmaya başladım.

"Söz veriyorum,söz veriyorum lütfen şimdi beni bırakma."

Yüzünde hafif bir tebessüm oluştu ve gözlerini gözlerime kilitledi.

"Üzgünüm ufak prenses ama şuan verdiğin söz bana aitti. Beni bırakmama sözü verdin."

Anlamamıştım. Bu yaralı haliyle ara vererek zorla,yavaşça konuşuyordu. Daha fazla onu konuşturup yormak istemiyordum fakat merak da ediyordum. Bir elim hala yaralı göğsündeyken bir elimle de yüzümdeki göz yaşlarını siliyordum.

"Anlamadın, biliyorum. Ben hani iddiayı kazanmıştım ufaklık sendin... Bu gece Mira gelmeseydi söyleyecektim senden... Senden ölene kadar benim olmanı beni hiç..."

Yutkundu ve daha sonra sözüne devam etti.

"Beni hiç bırakmaman için söz vermeni isteyecektim. Şuan saniyeler,dakikalarım var ama buna değer ufaklık... Ölene kadar benim... benimsin daha sonra arkamdan yas tutma, hödüğün... hödüğün birini de sevme. Benden daha yakışıklı...sı yok ama daha kibarı var..."

1 Saat Önce

Yerde titreyen sarı saçları halının bir ucuna dağılmış olan kireç yüzlü Mira'yı görür görmez yanına gittim ve arkamı dönerek panikle elimdeki telefonla dayımı aradım. Hadi lütfen aç şunu dayı diye içimden geçirdim.

"Babamı arıyorsan, anneni arkadaşlarına tanıtmak için dışarı çıktılar ben size gelirken gördüm."

Yerde daha az önce titreyen o acınası kötü halde kız ayağa kalkmış gayet iyi görünerek-benden bile daha iyi- bana kafa tutuyordu.

"Sen daha az önce..."

"Evet canım. Ben çabuk toparlanırım neyse sen kocacığının yanına git bence."

Ne olduğunu daha anlayamadan koca kelimesine vurgu yapması dikkatimi çekmişti. Üstelik nasıl yerden kalkmıştı? Düşüncelerim bir tane daha silah patlatılmasıyla son buldu ve hemen kapıdan fırladım. Başımı gökyüzüne kaldırdım,Rüzgar ile onlara bakıp bu bizim yıldızımız olsun mu dememiz gereken yıldızlara baktım. Kuşların yukarı uçmasına bakarak silahın doğudan patlatıldığını anladım ve oraya doğru koşmaya başladım. Lütfen,lütfen tekrar aynı şeyleri yaşamayalım. Daha yeni bulduk birbirimizi daha yeni evlendik hep küslüktü onca zaman. Ben koşarken tam karşımda Rüzgar'ı görmem ile yüzüme tebessüm yayıldı. O kadar sağlam görünüyordu ki neredeyse benden bile iyi diyebilirdim. Koşarak yanına gittim ve boynuna doladım kollarımı. O da bana sarıldı ve sıcak kolları arasına aldı beni. İşte sadece böyle kalmak istiyordum bunu istiyordum. Yavaşça beni ittirdi ve elleriyle yüzümü kavradı.

"Artık gitmeliyiz, Mira'yı yalnız bırakmışsın o adamları bulamadım ama çalıların ardından bir ses görünce ateş ettim iki kere. Hayvanmış."

Gülümsedim ve kafamı sallayarak elini tuttum. O iyiydi ya başka bir şey istemiyordum. Mira da zaten bir anda nasıl olduysa artık suçlamıyorum ama iyileşivermişti. Eve gidince ona büyük bir hesap soracaktım zaten.

Rüzgar'ın boynunu hafifçe yürürken gökyüzüne o az önceki parlak ve büyük yıldızın olduğu tarafa doğru kaldırdım ve kulağına fısıldadım.

"Bu bizim yıldızımız tamam mı?"

Gülümsedi ve bana göz kırptı.

"Bir de çocuk değilim diyorsun çocukça fikirlerin var ufaklık. Ama gönlün olsun tamam bizim yıldızımız o."

Kiralık GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin