Annem

93.8K 3.9K 160
                                    

Multi de masal ve bölüm şarkısı var iyi okumalar :) iyi kötü yorumlarınıza ihtiyacım var arkadaşlar..

Uyandım. Henüz gözlerimi açmamış ama zihnim uyanmıştı. Kapalı göz kapaklarıma değen güneş ışığını hissedebiliyordum fakat bu beni rahatsız etmemiş aksine üşümüş olan bedenimi ısıtmıştı.

Vücudum istemsizce duyduğum seslerle gözlerimi açtı. Bir erkek ve kadın sesi duyuyordum. Cenk'in ve tanımadığım bir kadının sesi.. Ses uzaktan geliyordu bu yüzden pek duyamıyordum. Ellerim bağlı olmadığı için sevinç ve umut karışımıyla ayağa kalktım ve kapıya yaklaştım. Kapıyı yaklaşarak yavaşça açtım ve pür dikkat seslere odaklandım. Evet bu erkek sesi kesinlikle Cenk'e aitti.

-Bak oğlum biliyorum aramız iyi değil ama seni ger...

-Bu faso fisolardan bıktım. Senin gerçek bir oğlun yok beni de onun gibi sevmen imkansız. Sana hesap vermek zorunda değilim şimdi kolumu bırak.

Cenk'in sert tonu beni bile ürkütmüştü. Bu kadın demek ki Cenk'in üvey annesiydi. Bu da demek oluyordu ki Cenk beni ailesiyle yaşadığı eve kaçırmıştı? Gerçekten mi? Bu çocuk gerçekten bu kadar saf mıydı? Şu anda bağırsam bana yardım ederlerdi... Veya aşağı insem? Üvey anne Cenk'i tutar ve bende kaçardım. Ama cenk üvey annesini sevmiyor tınlamıyordu bile. O zaman babası! Hemen yüzümü yatağın üstünde asılı olan küçük mavi saate çevirdim ve saatin 19.00 olduğunu görüp sevinçle gülümsedim. Tahminimce şuan bulunduğum odaya bakarsam Cenkler zengindi. Yani babası iş adamı olabilirdi ve en az yarım saat veya bir saate burda olurdu. Bende yardım ister ve bu deliden kurtulurdum.

Ayak seslerini duymamla yavaşça kapıyı kapatarak sessiz adımlarla yeşil çarşaflı yumuşak yatağa yattım ve gözlerimi narince kapatıp nefes alış verişlerimi düzelttim. Kendimi sanki James Bond veya Tom Sawyer filmlerinde ki ajan kızlar gibi hissediyordum. Rüzgar burada olsaydı lakabımda büyük bir terfi yapardı.Delirtgen ufaklıktan "ajan kız" 'a!
Kapının açılma sesini duymamla düşüncelerimi bi' tarafa iterek şu âna konsantre olmaya çalıştım. Ayak sesleri git gide yaklaşıyordu. Acaba ne olacak diye içimden geçirirken yüzümde hissettiğim iğrenç sıcak nefes ile ne olacağını tahmin ettim ve kapalı göz kapaklarımı ani bir hareketle açıp yüzüme çok yakın duran Cenk'in gözüne nefs-i müdafaa olarak yumruk attım.
Karşımda ne olduğuna şaşıran daha doğrusu ne olduğunu anlamayan Cenk yatakta iki büklüm olmuş kıvranıp duruyordu. Altı üstü gözüne yumruk atmıştım ya benim elim çok ağırdı ya da Cenk biraz fazla hanın evladıydı. Cenk'in bu kıvranmış halini fırsat bulup son gaz hızla odanın kapısına koştum ve bu küçük odadan kendimi ince kısa koridora attım. Koridorun ucunda görünen kahverengi merdivenlerden hızla aşağı indiğimde beni büyük bir salon karşıladı ve salonun ortasında yerde iki büklüm arkası bana dönük şekilde yatan bir kadın... Bu sanırım Cenk'in konuştuğu üvey annesiydi ama niye yerde öyle yatıyordu? Yanına mı gitsem yoksa bu yerden defolup mu gitsem ikileminde kalsam da bir insan olarak o kadını öylece bırakamadım ve ürkek adımlarla kadına doğru ilerledim. Önce yere çömeldim ve kadını kendime doğru çevirdim. Ama bu! Bu yüz? Anne!

Bu nasıl o..olurdu annem ölmüştü ama şimdi karşımda yerde öylece yatıyordu. Gözümden dökülen yaşları sildim ve acı bir gülümseme ile anneme seslendim.

"Anne! Anne?uyan hadi lütfen. "

Annemin yaşadığının şokunu üstümden atamadan annemin yaşamasına sevinemeden annemi bir daha mı kaybedecektim? Yukarıdan hızla gelen ayak sesleriyle korkarak anneme sarıldım ve o hasret kaldığım pamuk gibi yanaklarından sulu sulu öperek ağlamaya başladım. Eskiden annem beni öptüğünde ona kızardım fakat şimdi beni bir kerecik öpmesi için dünyaları verirdim.

Annemin elini sıkıca tuttum ve ellerini sıktım. O da bana sanki "yanındayım kızım." der gibi elimi hafifçe sıktı.
Daha sonra başımda hissettiğim ağır bir cisim yüzünden yıldızları sayarak göz kapaklarım bana ihanet etti ve ağzımda "anne..." kelimesiyle gözlerim kararmaya başladı.

Rüzgardan :

"Doktor Bey bulduğum da böyleydi. Depo da yatıyordu. "

" Başına ağır bir darbe almış. Pansuman yap hemşire hanım. Sonra da gidebilir. "

Gözlerimi açtığımda hastane sedyesinde yatıyordum. En son hatırladığım şey Masal'ı o Batu denen çocuğun odasının önünde bekliyor olmamdı. Sonra.. Sonra biri arkamdan kafama vurdu ve.. Gerisi yoktu hatırlayamıyordum. Masal! I neredeydi? Hemen sedyeden kalktım ve ağrıyan başımı acıyla tuttum.

Siyah saçlı zayıf hemşire hemen yanıma koştu ve beni yatırmaya çalıştı.

" gitmem gerek. İyiyim bırak beni. "

Sert konuşmam hemşireyeyi korkutmuş olacak ki geri çekilmek zorunda kaldı ve bende bu arada hemen hastaneden çıktım. Dışarı çıktığımda arabanın olması gereken yerine gitmiştim lakin araba yoktu. Cebimi yolladığım da arabanın anahtarının olmadığını farkettim ve hemen yukarı Batu'nun yanına çıkmaya başladım. Masal'a ne olduğunu muhakkak o biliyordu.

Odaya girer girmez Batu'nun yüzünün darma dağın olduğunu görünce hafif yumuşak bir şekilde okulda Masal ile ilgili bi' sorun olup olmadığını sordum.

"Sen de mi Masal'ı seviyorsun? Ben Cenk'i bekliyordum. "

Şimdi anlaşıldı bu Cenk denen serserinin evine gideceğiz. Ailesini kaçıracağım ve tehdit edeceğim.

" evi nerede bunun ve telefon numarası ne? "

Batu'yu konuşturduktan sonra hemen Kenan Bey 'in elemanınından başka bi' arabasını aldım ve Mira bana emanet olduğu için ona bize gidip Hakan'a selamımı söylemesini istedim. Şimdi ise bana her zaman emanet olan kalbimin emanetini almaya gidiyordum. Sanırım bizim kaderimiz buydu kalbimin emaneti her zaman kaybolacak ben ise onu her zaman bulacaktım. Seni her zaman bulurum Masal.. Yine bulacağım biricik kiralık gelinim....

Kiralık GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin