||4||

763 63 110
                                    

"Tamam Türkiye, koltuğa uzan..."

"Tamam!"

Türkiye, hem öğretmeni hem de psikoloğu olan ASEAN'ın dediğini yaparak koltuğa uzandı.

"Bu, kendine zarar verme huyun... Ne zaman başladı?"

Türkiye, gözlerini tavandan ayırıp ASEAN'a baktı sonrasında ise tekrar tavana doğru bakıp düşünmeye başladı. Bundan bir hafta önce... İşte, o zaman başlamıştı buna.

"Bir hafta önce."

"Pekâlâ, çocukluğundaki travmaların anlatmamı istiyorum."

ASEAN, 'çocukluğundaki' deyince; Türkiye çocukluğuna, geçmişe gitti.

Geçmiş : Herşeyin başlangıcı, Türkiye 12 yaşındayken

"Merhaba ba- s-sultanım!"

"Merhaba şehzade I. Türkiye."

Osmanlı Türkiye'yi genellikle devlet işleri için çağırırdı, Onların ilişkisi asla bir baba-oğul gibi olamamıştı.

"Hünkarım... Gelişen Avrupa'ya ayak uydurmaya gerekmez mi?"

"Hayır, Avrupalılar kim ki!"

"Bence çağa ayak uydurmalıyız. Böylec-"

"Hayır dedim Türkiye!"

"B-Ben, özür di- "

"KES SESİNİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ!"

Türkiye, başını öne eğip 'Emredersiniz sultanım...' dedi. Türkiye, hep yeniliklere açık modern görüşlü biri olmuştu bu yüzden Osmanlı, Türkiye'yi hep baskı altında tutmuştu. Ve bu böyle sürüp gitmişti, ancak Türkiye asla kendine veya bir başkasına zarar vermemişti.

Günümüz...

"Türkiye... Türkiye... TÜRKİYE!.."
"Evet!"
Türkiye dalıp, gitmişti. ASEAN'ın ne sorduğunu bile hatırlamıyordu. ASEAN, Türkiye'ye bakıp, sorusunu tekrarladı. Türkiye, bu soruyu yanıtladı. "Normal bir çocuktum, ailemle ya da başka biriyle bir sorunum olmadı." Ne kadar da büyük bir yalan! Türkiye, sıkıntılarından kurtulma şansını elinin tersiyle ittirdi. ASEAN, birkaç soru daha sordu, ancak alabildiği bilgiler çok kısıtlıydı ve bunlar ne olduğunu öğrenmesi için yeterli değildi.

***

"Evet anlaşmayı unutmadım, abime yardım edeceksin değil mi?" Dedi Azerbaycan. Odasindaki o Gizemli ülkeyle konuşuyordu.

"Tabii ki!"

"Peki, bunu nasıl yapacaksın?" Diye sordu Azerbaycan tek kaşını kaldırarak. Bunun üzerine cevap verdi siyahlı ülke:

"Bunu ben değil, sen yapacaksın Azerbaycan."

"Hani yardım edecektin?"

"Ben sadece ne yapman gerektiğini söyleyeceğim."

"Tamam." Azerbaycan, onu dinledikten sonra aklına gelen bütün soruları sordu. Soruların hepsini cevaplayan ülke ise cümlesinin sonuna, "Kısacası günlüğünü alacaksın." Azerbaycan konuşmayı devam ettirdi. "Ama bu çalmak olmaz mı?"
"Öyle de diyebilirsin..."

Azerbaycan, eğer abisinin günlüğünü alırsa -Kendi deyimiyle çalarsa.- Türkiye'nin ona çok kızacağını biliyordu, nede olsa o defter onun özeli değil mi?

"Azerbaycan!" Türkiye psikologtan çıktığı gibi eve geldi. Türkiye'nin sesini duyan Azerbaycan abisine yanıt verdi. "Hoşgeldin!" Türkiye'de bunun üzerine "Ben odamdayım" dedi. Azerbaycan "Tamam." Dedikten sonra o siyah giyimli ülkeye baktı, "Tamam, yapacağım!" Dedi. Siyahlı ülke hafif ve mutlu bir şekilde sırıttı. Azerbaycan sırf bu günlüğü almak için bu gün Kazakistana yalvarıp, Türkiye'de kalması için izin almıştı.

Mazoşist [CH]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin