||11||

498 45 27
                                    

"Sevgilisinin" yanından ayrıldı genç ülke, eve doğru yol aldı. Acaba gerçekten onu seviyor muydu? Yoksa sadece bir anlığına bir heves miydi?
Bilemiyorum, ama Kanada'ya karşı ciddi duygular beslemediği kesindi.

Biraz düşündü genç ülke, biraz önce ne yaptığını düşündü... Kanada bunu ciddi almamıştır, değil mi?

Azerbaycan, bu düşüncelerden uzaklaşıp evin yolunu tuttu. Tek katlı Türk motifleri ile süslenmiş küçük evde beyaz kapının önünde durdu. Ceplerini yokladı ancak anahtarları ne yazık ki onu da değildi, evde bırakmış olmalıydı.

Anahtarlarının onda olmaması üzerine kapıyı çalmaya düşündü Azerbaycan.

Tık tık tık...

Azerbaycan kapıyı tıkladığında içeriden sesler geldi.

Azerbaycan, kapıyı dinlemek için kulağını kapıya dayasa da birkaç saniye sonra kapı açılınca birinin üstüne düşmüştü ülke.

"Ah... Azerbaycan, kalk üstümden!"

"Şey, özür dilerim abi."

"Sen kapıyı mı dinliyo'dun?"

"Yok, hayır, ne dinliyeceğim?"

"Küçük yalancı."

Bu söz üzerin gözlerini biraz kaçırmış olsa da, hafiften içeriye bakmaya çalışıyordu Azerbaycan.

"İçeri girebilir miyim?"

"Bilmem girebilir misin?"

Azer göz devirdikten sonra içeri girdi. Salonda Rusya'yı görnesi pek şaşırtmamıştı onu açıkçası.

"Hah... Şaşırmadım." Dedi azerbaycan kısık bir ses ile.

"Efendim?"

Diye sordu Türkiye kardeşinin demin söylediği cümleyi öğrenebilmek için. Ancak Azer "yok bişey." diyerek geçiştirdi.

"Eee Azer, anlat bakalım."

"Neyi?"

"Ne anlatacak isen onu."

"Bir şey anlatmayacağım."

"Ehh... Peki."

Türkiye 'peki' dedikten donra mutfağa gitti, atıştırmalık bir şeyler hazırlayacaktı. O gidince Rus ile Azer baş başa kaldı. Hani Ortak arkadaş gidince öyle mal gibi kalırsınız ya, işte öyle ikisi de mal gibi birbirlerine bakıyorlardı.

Rusya söze girdi:

"Eeee Azer? Görüşmeyeli nasılsın?"

"İyiyim sen, aman! Siz?"

"Resmiyete gerek yok. Sonuçta kardeşiz..."

"Biz ÜVEY kardeşiz Rusya, bunu ikimiz de biliyoruz. Ayrıca öz olsaydım da bir şey değişmezdi malumunuz, Ukrayna..."

"Ülkemi savunmak zorundayım-"

Derken sözünü kesti Azerbaycan.

"Savaş açan sensin Rusya, belki başka yollarla çözebilirdin işini. Ne bileyim?"

"Bu kaçınılmazdı."

"San-"

Türkiye'nin odaya giriş yapmasıyla birlikte hemen sustu Azer.

"İkinizin de yüzünde rahatsız edici bir ifade var."

"Bizde? Yoooo' ne alaka yorulduk o kadar..." Azer bunları söylerken sıvıyordu.

Türkiye ordan bi' 'yav he he!' bakışı attı.

"Ben de yedim."

"Yesen güzel olurdu." Dedi Azer. Bu lafın üstüne Türkiye Göz devirdi. Bu sırada onları izleyen Rusya da 'e ben kaçıyım artık' düşüncesi ile Kapıya doğru yöneldi. Türkiye'de ona eşlik etti.

...

Her şey bir şekilde iyiye gidebilseydi keşke, Rusya'nın Ukrayna ile olan savaşında kazanan taraf kısmen belli oluyordu. Ne yazık ki zavallı Ukrayna da mağlub olacak olan taraftı. Savaş sırasında bazı ülkeler Rusya'ya yaptırım uygulamaya başlamıştı. Şirketler ürünlerini Rusya'dan geri çekmeye başlamıştı, sosyal medya platformlarının bir çoğuna ulaşamıyordu artık Rus halkı. Ama Rusya bunları pek önemsemiyor gibiydi halkın bir kısmı işgali desteklerken bir kısmı ise desteklemiyordu. Üstündeki askeri forma ile savaş alanına bakıyordu Rusya, yarattığı cehennem ateşini daha da körüklüyordu.

Mazoşist [CH]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin