||1||

1.8K 85 250
                                    


Üç gün önce...

"Artık, yokum! İnsanlar içinde bir hiçim, aslada olamayacağım..."

"Neden insanlara yardım etmek için bir ömür harcadım ki? Anlamsızca onlara değer verdim! Onlar ne yaptı? Bana barbar dediler, asla medeni olamayacağımı söylediler."

İşte bunları anladığı gün duyguları ölmüş gibi oldu, bıraktı insanlara yardım etmeyi, cıvıl cıvıl giyinmeyi, gülümsemeyi. Hayattan beklentileri yoktu, Kardeşlerini bile terslemeye başlamıştı Türkiye... Heryerinde kendine yaptığı çizikler var. Ama kimse bilmiyor...

Şimdi...

En arka sırada sessizce oturan Türkiye, matemetik dersini dinliyordu yüzünde boşluk ifadesi vardı.
Öğretmenleri de Türkiye'nin bu durumunu biliyordu ama bir şey demiyorlardı.

Teneffüs zili çalmıştı, Türkiye arkasına yaslandı ve gözlerini kapattı ancak aklına acı dolu geçmişi geliyordu. Kafasını sağa sola sallayarak kendine geldi ve çatıya çıktı.
Türkiye çatı katındaki gizli yerine gitti, aslında burasını Türkiye'ye Azer göstermişti.

Türkiye orada zaman geçirirken zil çaldı ve Sınıfına gitmek için yerinden kalktı, yürüdü, yürüdü ve sınıfına vardı.

Derslere girdi çıktı, ve okul günü bitti eşyalarını toplayıp hızlıca çıkmıştı sınıftan, çabucak eve gitmek istiyordu böylece tüm bu insanlardan kurtulabilirdi.

Azerbaycan dışarıda abisini bekliyordu, ondan önce çıkmalıydı çünkü abisi onu beklemiyordu. Türkiye, okuldan çıkmıştı Azer'i görmesine rağmen yanına bile gitmedi. Yüzündeki donuk ifadesi, hissettiklerini saklıyordu. Azerbaycan abisinin yanında eve doğru yürümeye başladı:

"Merhaba..."

Ses yok, Azer bunun zamana bırakılması gerektiğini konuşunca daha da sinirleneceğini düşünüyordu... Belki de doğru düşünüyordu.

Eve geldiklerinde Türkiye direkt odasına çıktı. Çantasını odasının bir köşesine attı ve kapıyı kilitledi.

Türkiye'nin odası bir tane beyaz demirli siyah nevresim takımlı bir yatak, kahverengi bir kitaplıktan oluşuyordu. Kapalı olan kırmızı perdeler odaya başka bir hava katıyor yerdeki kar beyazı kilim odanın ahenkine ayak uyduruyordu.

Karanlık odadaki Türkiye aynaya kendisinden iğrenerek bakıyordu:

"Sen bir eziksin Türkiye! anla bunu."

Türkiye gülüyordu, nedensiz bir mutluluk. Acınacak haline gülmek demek bu herhalde.

"NEDEN GÜLÜYORSUN! APTALLIĞINA MI?"
Bir süre kendi kendine konuşmaya devam etti

***

Sabah okulda...

Türkiye sessizce sınıfına doğru gidiyordu, yüzünde hiç bir ruh hali yoktu. Gözleri, duygularını kaybetmiş insanlarınki gibiydi.

Yunanistan 1 hafta sonra bu gün okula geri gelmişti, haliyle Türkiye'nin nesi olduğunu bilmiyordu:

"Hey, Makedonya!"

"Evet Yunanistan?"

"Türkiye'ye ne oldu? Daha ona bulaşmadım bile!"

"Ay sen Türkiye'yi mi merak ettin!"

Dedi dalga geçermişçesine. Bunun üzerine Yunanistan,

"Saçmalama be! Bana diyene bak. Senin sevdiğin kişiyi bütün okul biliyor."

Mazoşist [CH]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin