5. Bölüm

328 17 16
                                    

Oraya gitmek istemiyorum. Sadece bu. İSTEMİYORUM! Neden herkes zorlayıp duruyor. Olay eski bir sevgili değil. Olay olağan hayatımın dışına çıkma cürretini göstermiş olmak değil. Olması gereken hayatımı yaşamaya cürret edememek...

Kalbimin derinliklerine kefen değil zincir sararak gömdüklerim bir gün hayata dönme umutlarını o deniz kenarındaki toprak parçasına bağladı. Oraya gitmek idam mahkumunun nereye gittiğini bildiği halde ayaklarını hareket ettirmeye devam etmesi demek.

"Belki bu sefer daha iyi olur." Courtney'e imalı bir bakış attığımda sıkıntılı bir yüz ifadesiyle bilgisayarını düzeltti kucağında. "Bakma bana öyle. Başka ne yapabilirsin ki?"

"Ney, yardımcı olmuyorsun." Azura beni savundu ama aslında karşımda olan biri yoktu. İkisi de beni daha iyi hissettirmek için gecenin bir yarısı bilgisayar karşısına geçmişti. Pek yararı olmuyordu ama yine de fedakarlıkları için minnettardım.

"Sen de hayalperestsin Azura. Ne dersen de. Oraya gitmemek için onların gözünde elle tutulur bir sebep yok. Odette'i burada tutan bir şey de yok. Ne diyecek yani? 'Orada tanıştığım erkek bana başka bir hayatın mümkün olabileceğini gösterdikten sonra fazlasıyla tehlikeli çıktı. Onunla kalmak için sahip olduğum her şeyi düşünmeden bırakabilecekken ona kalp kırıcı bir ayrılık yaşattım. Şimdi o şehri elinde otutuyor ve hem beni yoldan çıkartmasından hem de intikam almasından korkuyorum.' Bunu mu söyleyecek?"

Sıkıntılı bir nefes verdim. Haklıydı. Bunun hiçbir mantığı yoktu ve bana geçerli bir sebep gerekiyordu. İrademi kontrol edebilme şüphesinden daha gerçerli bi şeyler...

Mantıken eğer mantıklı bir sebebim yoksa oraya gitmemin de bir sakıncası yoktu ama ben yine korkuyordum. Cheval hala orada mıydı, bilmiyordum. Her şeyden öte aile evinden ayrılma fikri beni korkutuyordu. Birinin eşi olmaya hazır değildim sanırım ve kocam olacağını söyledikleri kişinin yanına gönderilmek garip hissettiriyordu.

Courtney aklımı okumuş gibi söyledi. "Belki de düğünü iptal etmelisin."

"Courtney! Artık mantıklı bir şeyler söyler misin?" Azura kızgın surat ifadesiyle ona bakarken Courtney omuz silkti.

"Ne var? Evlenmek zorunda değil ya? Bu arada cidden! NEDEN EVLENİYORSUN Kİ?! Daha bir sürü şey yapacağız. Daha yirmi ikisin. Amerika'da yaşıtlarımız daha yeni reşit oldular. Bu acele saçmalık."

Azura'nın kızgın surat ifadesi yumuşadı ve sanırım o da bu evliliği desteklemiyordu. Açıkçası ben de desteklemiyordum.

Ortada pek bir zorlama yoktu açıkçası. Elroy'un ailesini tanıyorlardı ve bir etkinlikte ikimizi bir arada görmüşlerdi. İki yıl önce. Müstakbel kayınvalidem bizi çok yakıştırmış olacak ki anneme söylemişti. Annem de babama laf arasında bahsetmişti ve bana da Elroy'la ne kadar güzel bir çift olabileceğimizi anlatmıştı.

Onu suçlayamazdım. Kızımın romantik ve kibar bir adamla olmasını ben de isterdim ama Elroy'a olan iyi duygular bana jest yaptığı anlarda oluyordu genellikle. Onun dışında bir şey hissetmiyordum. Sadece iyi biriydi gözümde. Salvador'a hissettiklerimi görünce Elroy'un aşık olmama çok uzak olduğunu anlıyordum.

Bu bahsetmeler benim için sıkça duyulan iltifatlar dizisine dönüşmüştü. En sonunda kendimi onunla yakınlaşmak zorunda hissetmiştim. O zamanlar St. Tropez'de olanlar yüzünden suçlu hissediyordum ve beklentiyi karşılamak zorunda olduğumu düşünüyordum. 

Sadece romantik bir adam olduğunu düşünüp güzel hediyeler ve jestler almak çoğu genç kız gibi kalbimi çalsa da asla uzun sürmüyordu. Bir gün onunla bir gelecek düşünüp düşünmediğim sorusuna "Olabilir." demiş bulundum. Sonra işler kontrolümden çıktı.

Chanel Kızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin