🌚~2

6.9K 231 63
                                    

Selaaaam!
Sınırın geçildiğini görür görmez bölüm atmaya geldim.
Biraz kısa oldu bu bölüm ama umarım beğenirsiniz. Kitabımı kütüphanenizden eksik etmeme dileğiyle iyi okumalarr:) Bu arada oy verip yorum yapmayı unutmayınn

🌚🌚🌚

Şimdi ne mi yapıyorum?
Yılmaz konağının önünde değişen hayatımı, beni nelerin beklediğini düşünüyorum. Murat Yılmaz öyle dedikten sonra yapacak bir şeyin olmadığını anladık. Ve 16 yıllık ailemle vedalaştım. Kan bağımız yok diye yaptıkları onca iyiliği, beni büyütmelerini unutacak değilim. Kan bağımız olmasa bile onlar benim ailem. Hala canları yansa dünyayı yakarım. Değişen tek şey farklı evlerde kalacak olmamız.

Sevim Yılmaz'ın "Kızım hadi içeri gel" demesiyle kendime geldim ve arkalarından içeri girdim. Sevim Yılmaz iyi birine benziyor, insan kendini yanında rahat hissediyor. Siyah saçları ve gözleri, beyaz teniyle çok hoş bir kadın. Murat Yılmaz ise... Fazlasıyla sert. Doğruyu söylemek gerekirse çekiniyorum ondan biraz. O da kumral ve renkli gözlü. Yılmaz kardeşlerin kime çektiği belli oldu. Sevim ve Murat Yılmaz birbirlerinin zıttılar lakin bu zıtlık onları birleştiriyor. Koridorda ilerledikten sonra salon diye düşündüğüm kocaman odaya geldik. Koltukta Yılmaz kardeşler vardı. Büyükten küçüğe sıralanmış hepsi.

Sevim Yılmaz ve Murat Yılmaz ikili koltuğa geçtiler ben de tek boş yer olan tekli koltuğa geçtim. Ortamda gergin bir hava vardı. Kimsenin konuşmayacağını anlayan Doruk boğazını temizledi ve "Ben doruk" dedi. Sevim Yılmaz'a çok benziyordu. Ondan sonra diğerleri de kendilerini tanıttı. Onlarda Murat Yılmaz'ın kopyasıydı. Fakat hepsi isteksiz bir biçimde tanıttılar kendilerini, hepsi benden tiksinircesine bakıyorlardı bana.

Eğer problem varsa şu an çözülsün diye "Bakın benle derdiniz ne bilmiyorum ama bakışlarınız sinirimi bozuyor. Bir şey varsa söyleyin ben de bileyim." Dedim. Koray "Dili de pabuç gibi. Niye Buse bizle kalmadıysa. Onun yerine bu kızı getirdiniz." Dedi. "Kusura bakma ama ben de burada olmaktan hoşnut değilim. Bu yüzden sus, tek rahatsız olan senmişsin gibi konuşma." Dedim. Murat Yılmaz hoşnutsuz bir şekilde "Susun." Dedi. Anlamıyordum ilk Buse'yle benim düzenimizi kendi istekleriyle bozuyor sonra ben suçluymuşum gibi davranıyorlardı. Bunların arasına nerden düştüysem. Bu evde tek Sevim Yılmaz'a kanım ısınmıştı. Ama ona 'anne' diyecek değildim. Benim tek bir annem var. Başka anneye ihtiyacım yok. O sırada abim aradı. "Efendim Ömer'im." Dedim. Abime hep Ömer'im derdim. "Ece'm eşyalarını getirdim de kapıya çıkar mısın abim?" "Tamam, çıkıyorum hemen" dedim. Sevim Yılmaz'a dönüp durumu özetledim. Zaten diğerleri kendi hallerinde takılıyorlardı.

Dışarı çıktığımda abim kapının önünde bekliyordu. Hemen gidip sarıldım ona. "Nasıl insanlar bitanem, alışabildin mi?" Diye sordu abim, "Valla çok soğuklar bir tek Sevim Yılmaz'a kanım ısındı." Dedim. "Merak etme tekrar bizle yaşayacaksın. Biraz sabretmeliyiz. Ayrıca en ufak hatalarında bana söyle, seni yanımıza alabiliriz böylece." Dedi abim. Biraz konuştuk sonra işi olduğunu söyleyip gitti. Eve girince Sevim Yılmaz'dan odamı göstermesini rica ettim o sırada Yılmaz kardeşler "Sakın Buse'mizin odasını verme!" Diye bağırıyorlardı. En son Murat Yılmaz boğazını temizleyip "Kızımın odasını verme." Dedi. "Kızın keşke dolu gözleriyle hastene odasında sana bakarken aklına gelseydi." Diye mırıldandım. Onların beni sevip sevmemeleri umrumda değildi. Benim için önemli olan şu an bile bana laf söyleyip savundukları kızlarını öylece kim olduklarını bilmedikleri kişilere verip beni ailemden ayırmalarıydı. Sevim Yılmaz bana "kızlarının" odalarını vermedi, misafir odası olduğunu ama en kısa sürede bana yeni bir oda hazırlayacaklarını söyledi.
Odama gidip kısa bi duş aldım. Sonrada kendimi uykunun kollarına bıraktım.

 Sonrada kendimi uykunun kollarına bıraktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Ece'nin geçici odası.)

🌚🌚🌚

Sabah kalkınca banyodaki işlerimi hallettim ve turuncu bir kazakla kot tulum giydim. Belime kadar olan siyah saçımı taradıktan sonra üst kısımları alıp yukarıda küçük bir topuz yaptım. Beyaz bir ayakkabı da giyip okul çantamı aldım ve odadan çıktım.

Yemek odasına geçtiğimde herkes sofradaydı. Benim geldiğimi de gören Murat Yılmaz "Afiyet olsun." Diyerek kahvaltıya başladı. Kahvaltıda Murat Yılmaz herhangi bir şeye alerjim olup olmadığını sordu, ama sorarken pek de sormak ister gibi değildi. Olmadığını söyledim. Kahvaltıdaki tek konuşma bu olmuştu.

Kahvaltı bitince Sevim Yılmaz oğullarının da bugün bizim okula başlayacağını söyledi. Ben Buğra'la birlikte okula gidecektim. Bu yüzden evden erken çıkıp otobüs durağına doğru yürümeye başladım. Otobüs durağına gelince Buğra'yı bekledim. Beyfendi her zamanki gibi geç geldi. Okula yürüyerek gitmeye karar verdik.
"Malo okul çıkışı paten sürelim mi?" Dedim Buğra'ya "Olur malo." Dedi. Zaten patenlerimizi yanımızda getirmiştik.

Okula vardığımızda dersin başlamasına daha 10 dakika vardı. Bu yüzden her zamanki çardağımıza geçmeye karar verdik. Bahçede yürürken herkesin bizim çardağa baktığını gördüm. Çardağa gittiğimizde Yılmaz kardeşlerin çardağımızda olduğunu gördük.

"Hayırdır?" Dedim kaşlarımı kaldırarak. Anıl "Sorun mu var." Dedi bana bakarak. "Evet, var!" "Neymiş sorun?" "Yerimizden kalkın." "Kalkmazsak nolur?" O sırada 12'lerden abim gibi sevdiğim Poyraz abi geldi ve "Kaldırırız." Dedi. "Yok yaa! Yürek mi yedin sabah sabah oğlum! Gelmiş okulun sahibine kafa tutuyorsun!" Poyraz abinin öfkesini 100 metreden bile hissederdiniz. Tam yumruk atacağı sırada Buğra'la tuttuk onu. "Poyraz abi hadi gel boşver." Diyip sakinleştirmeye çalışıyorduk. En sonunda sakinleşip gitti. Ben de gideceğim sırada Can "Hadi sevgilinin arkasından koş ama şunu da unutma ki ödeyeceksin bunu." Dedi. Onu duymazdan gelerek sınıfa çıktım. Bazen insanları takmamak, duymazdan gelmek onlar için cezadır. Çünkü bana göre en sinir bozucu şey görmezden gelinmek.

(Ece'nin giydikleri

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Ece'nin giydikleri.)

🌚🌚🌚
Sınır 10 oy, 5 yorum, 1 takip.
(807 Kelime)

DEĞİŞENLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin