DEĞİŞENLER

🌚~8

Aybars abimin omzuna başımı koyup gözlerimi kapattım.
Birkaç saat içerisinde tamamen alışmıştım ona. Bunda önyargılı olmamasının mı yoksa beni Buse'yle karşılaştırmamasının mı rolü vardı bilmiyorum ama kimseyle bu kadar kısa süre içerisinde samimi olamayan şu an onun omzunda uyumaya çalışıyordum.

Aklıma birkaç saat öncesi geldi ve kıkırdadım. Aybars abimin burnuma vurmasıyla gözlerimi açtım.
"Neye gülüyorsun bücür."
"Bücür değilim diye hiç tartışamayacağım abi çünkü 155 boyum var. Ve de Bana Ece'm deyince Ecem'le aynı anda efendim dememiz aklıma geldi. Hanım efendi kendine dediğini sandığı için az kalsın şaçıma yapışıyordu hdjjfvbhd."
Tam o sırada "Zaten bana demişti! Hıh!" diye kaşlarını çatan Ecem'le "Eyvah." diye mırıldandım.

Aybars abim duymuş olacak ki bana göz kırpıp "Küçük hanım sizin uyku vaktiniz gelmedi mi. Hadi zaten halan da uyuyacak şimdi. Öyle değil mi halası?"
"Öyle miymiş?" dedim dudak büzerek.
"Öyle öyle." dedi abim kafama minik bir buse kondururken.
Sonra da ayağa kalkarak "Hadi hanımlar uykuya" dedi. Ecem'le aynı anda kalktık. Birbirimize çatık kaşlarla bakarken abim Ecem'i kucağına aldı benim omzuma da kolunu atıp merdivenlere doğru yönlendirdi bizi.
"Ece istersen sen bekle burada ben Ecem'i odasına götürüp yanına geleyim. Bugün beraber uyuruz, ne dersin?"
Daha ağzımı açmaya fırsat bulamadan küçük şeytan konuştu "Ya hayır baba! Benimle uyuyacaksın bugün!" Aybars abim tam konuşacaksan "Abi yarın uyuruz istersen zaten Berke abiye de sözüm var eşyalarımı taşıyacağım yeni odama." Dedim bozulduğum belli olmasın diye yüzüme sahte bi tebessüm yerleştirerek. Ne yani minik şeytan abimle uyumama izin verse sanki ölürdü!
Abim kafasını sallayarak saçlarıma bir öpücük kondurdu ve "İyi geceler güzelim." dedi bende iyi geceler dedikten sonra odama gittim ve Berke'ye mesaj attım.

Tabiki de koca evde onu arayacak halim yok, telefon niye icat edildi sanıyorsunuz. Berke'yi iki saat aramak yerine direkt mesaj atmak için ehehe.

Berke gelene kadar pijamalarımı giyindim. Berke gelince "Ne oldu Ece. Mesaj atınca merak ettim. Bizim mallar bir şey mi dedi?"
"Hayır, sadece seni bulmaya üşendim." dedim yavru iguana bakışları atarak.
Birden "Salak mısın Cemile?" Demesiyle duraksayıp 'mal mısın?' Bakışlarımdan attım.
"Ne hep demek istemiştim. Fırsat bulunca demesem olmazdı." Dedi tatlı bir şekilde gülerek.

"Neyse onu bunu geç de ben odama eşyaları taşıyalım diye çağırdım seni. Uykun var mı ona göre?"
"Kaçtı." Dedi büyük bi heyecanla.
"Ne?"
"Uykum kaçtı:"
"Mal"
"Abiye mal denmez." Diyip yanağımdan makas aldı. Ama haksız mıyım? Mal ki ona mal diyorum (birsürügözdevirmeemojisi).
"Off neyse hadi başlayalım abi."
"Tamam birtanem."

🌚🌚🌚
"Işıklar yaklaşır kırmızı mavi, yanıyorsun Fuat abiiiiii."
Saat gecenin 3'ü olmasına rağmen ben şarkı söylüyordum, Berke abi ise kulaklarını kapatmış susmamı bekliyordu. Güzel (!) sesime biraz fazla maruz kaldığı için ona acıyıp sustum.
"Çok şükür be kızım. Bir an hiç susmayacaksın sandım."
Dudaklarımı büzerek "Aşk olsun ya abi o kadar kötü mü sesim?" dedim.
O ise gözlerini açarak "Ne! Aşk mı! Aşk maşk olamaz! O aşk olacak herif kim, söyle de döveyim!" Diye bağırdı. Bu kez gözlerini sonuna kadar açan kişi bendim.
"Oha abi." diye mırıldandım ve "Hadi git sen uykum geldi." dedim. Bunu sadece odadan kovmak için demiştim. Onu kovup dizi izleyecektim.
"Bugün beraber uyuyacağız abicim." Dedi Berk ise.
"Hayır ya hem sen rahat edemezsin, git en iyisi."
"Senin yanında olacaksa yerde bile uyurum birtanem."
"Off hadi gel, dizi izleyelim." Biraz fazla mı odunum, ne?
"Tamam, ne izliyoruz." Dedi şakıyarak.
Onun bu enerjik haline göz devirip "Riverdale" dedim ve diziyi açtım.

Saate bakınca 05.00 olduğunu gördüm ve bilgisayarı kapatıp yanımda çoktan uyumuş Berke abime sarılarak gözlerimi kapattım. Aklıma bugün Aybars abimle karşılaşmamız gelince yüzümde bir tebessüm oluştu ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

🌚🌚🌚
Birkaç saat önce (Yazardan)
"Ece'm?" Aybars Yılmaz'ın şaşkınlık dolu sesini duyan genç kız uzun, siyah saçları rüzgarla dans ederken "Efendim?" Dedi lakin kendi sesine karışan Aybars Yılmaz'ın küçük prensesinin sesini de duyunca ilk yanakları kızardı 'Kesin bana demedi." Düşüncesiyle ama sonra utandığını belli etmemek için kaşlarını çatıp "Bana dedi." Diye 10 yaşındaki çocukla laf dalaşına girdi. Aybars Yılmaz'ın bu sırada tek düşündüğü ise yıllar sonra kavuştuğu gerçek kardeşinin utancından dolayı kızarmış yanaklarıyla ne kadar tatlı olduğuydu. Fotoğrafını göstermişti annesi ama şu an fotoğraftakinden daha güzeldi, daha gerçekti, daha peri masalından çıkmış gibi büyüleyiciydi. Kızıyla kardeşinin susmuş kendisine baktığını fark ettiğinde hiç zaman kaybetmeden kardeşine sarıldı. 'Kokusu,' dedi içinden 'kokusu çok güzel, vanilya gibi.' Genç kız Ömer abisi de olmasına rağmen hayatında ilk kez bu kadar huzurlu hissettiğini düşünüyordu. Evin tek torunu Ecem ise ilk biraz kıskanmış olsa bile babasının yüzündeki mutluluğu görünce kendisi de mutlu olmuştu. Bu kez o "İyi ki," dedi "İyi ki halam gelmiş.". Her ne kadar hala babasının ona seslenmesine rağmen halası cevap verdiği için sinirli olsada -ve bu siniri yüzünden ilk birkaç gün Eceye çektirecekti-. Hepsi huzurluydu, mutluydu fakat bilmiyorlardı ki bu huzurları, mutlulukları hep devam etmeyecek. İşte o an Aybars'ın içine bir kurt düştü, sanki olacakları hissetmişti. Sanki biricik kardeşine yeni kavuşmuşken, ellerinden kayıp gideceğini hissetmişti genç adam.

🌚🌚🌚
Selaaaam!
Nasılsınız, ne yapıyorsunuz, hayat nasıl gidiyor?
Agalar gelin de sohbet edelim bi.
Bölüm nasıl, beğendiniz mi?
Aybars aşkım?
Ecem?
Peki nasıl olaylar olmasını istersiniz?
Aklımda çok güzel (karakterlere göre kötü ama) şeyler var. Fakat birkaç bölüm sonra yazacağım.
Neyse sırada hangi abisiyle arasının düzelmesini istersiniz?
Aklıma gelen sorular bunlar. Aklınıza gelen bir şey varsa yazabilirsiniz. O zaman ben yavaştan kaçayım. Saat 01.40 şu an bu yüzden iyi geceler diyeceğim gencolar, good nightsss! 🌚💗
Not:
Aybars 33 yaşında
Ecem ise 12 yaşında
Bunu da dediğime göre o zaman bayyuuuu 👋
(873 kelime)