YABAN

17.Kıskançlık

Merhabalar ... Yine bizzzz geldikkkk🥰
Heyecanla bekleyenler el kaldırsın.
Mesela ben 👋
Aa , şey ben zaten bölümü biliyordum değil mi? Sjsjjsjs

Umarım herkescikler çok iyidir. İyi hissetmeyenlere güzel dualar gönderiyorum. İyi niyetler, hoş sohbetler, güzel ruhlu insanlar diliyorum. 🌸

Beğenmeyi, yorumlamayı, eğer seveceğini düşündüğünüz arkadaşlarınız varsa yoruma etiketlemeyi unutmayınız efendim. ❤️Burası beğeniyi hatırlatma butonudur. Yıldızı bir harlayalım el atın da gençler. ⭐️⭐️⭐️

Lafı uzatmadan, iyi okumalar sevgili okur.🌺

*

Bahçedeki, üç masanın birleşimiyle oluşan masalara dizilmiştik ve çorbaları koyduktan sonra da masanın başında oturan babamın
" Allah, ağzımızın tadını hep böyle tatlı, içimizi hep böyle neşeli kılsın. Hadi bismillah!" demesiyle yemeğe başlamıştık.

Bu akşam ramazanın başlaması dolayısıyla ilk teravih namazı kılınacaktı ve yemekten sonra erkekler camiye geçeceklerdi. Onlar gelene kadar biz de namazlar kılındıktan sonra sofrayı toplayıp çay suyunu koyardık muhtemelen.

Ben masanın iyice solundaki son kısımda oturuyordum. Büyükler masanın baş kısmında toplanmışken biz gençler de masanın sonlarına doğru dağılmıştık.
Sol yanımda Uğur abi varken, sağ yanıma nasıl olduysa Yaban denk düşmüştü. Aslında ben ve İpek son düzenlemeleri yaparken herkes yerleşmiş, ardından İpek de  Semih'in yanındaki boş sandalyeye oturunca bana da tek boş yer burası kalmıştı.
Yanımda Yaban karşımda Semih...

Ölümlerden ölüm beğen! Nasıldı o? Kırk satır mı istersin kırk katır mı?
Aslında ben sadece bir kuru ekmekle karnımı doyurmak istemiştim ama şansa bak.
Kuş olsam uçak çarpar!

  Abimin ayağında alçı olduğu için masanın diğer başına yerleştirmiştik. Ayağının altına bir sandalye koymuş, rahat oturması için gerekli konforu sağlamıştık. Taylan da zaten abimi yalnız bırakmak istemediğinden İpek'in solundaki abime yakın olan sandalyede oturmuştu. Yaban ile abimin arasındaki diğer sandalyeye ise Nilüfer oturmuştu.

Ben , ayakta dikilir ve Yaban'ın yanındaki boş sandalyeye çaresizlikle bakarken Uğur abim aniden başını çevirip " Sevda, abicim gelsene. Sana özellikle burayı ayırdım. Kız sen özlemedin mi beni?" diye seslenince yüzüme gergin bir gülümseme yerleştirip kös kös yanındaki sandalyeye oturmuştum.
Teşekkürler Uğur abi. Ben de tabut fiyatlarına baksam iyi olacaktı!

Benim oturmamla birlikte Uğur abim kolunu omzuma atıp bana sarılmış, bedenimi kendisine doğru çekince kısa olan kazaktan dolayı açılan belimden hafif bir serinlik sırtıma doğru yol almıştı.
" Burçak ablayı da getirseydin keşke abi!" demiştim bir parça gergin bir sesle. Çünkü hemen sağımdaki Yaban'ın derin derin soluk alıp verdiğini fark etmiştim Uğur abinin sarılmasına eş değer.

Mutfakta olanlar o kadar tazeydi ki bir hayal olmasını ve her düşündüğümde tenimde gezinen bu dikenli telleri benden almasını diliyordum yaklaşık yarım saattir. Ama elime değen eli, suyun ılıklığı, genzime dolan kokusu, boğuk sesindeki tını unutmama müsaade etmiyordu.
Elinin elime değişindeki his hâlâ derimdeyken yaşananları yok sayamıyordum. İstesem de olmuyordu.

" Onun bu akşam misafirleri var. Hem yarın da malum ramazan. Başka vakit inşallah güzelim."

Yan tarafımdan homurdanma eşliğinde bir soluk sesi daha duyunca sağımı solumu çaktırmadan kontrol ettim ama herkes yemeğine odaklandığından benden başka kimsenin duymadığını fark ettim. Adem ağzının içerisinde bir şeyler gevelese de ne dediğini anlamamıştım.