28.Sofia

62.2K 4K 793
                                    

                Merhabalar... ❤️🌺
Yine eperken, teptez, çapçabuk sjsjjssj biz geldik. Daha size ben ne edem? 🌺

   Nasılsınız canlar? Umuyorum iyisinizdir. Her şey yolundadır ya da yoluna koymak üzeresinizdir. Tüm iyi dileklerimi gönderiyorum. 🎈

İnanamayacaksınız ama yazar notu yok, ben şok 😱 sizi bölüme alayım hemen sjsjsjsjs ❤️🌺
( Medya şakayık. Güller kadar güzel olup pek bilinmeyen çiçeklerdir şakayıklar. )

⭐️Yıldıza basanın gökyüzü olsun hatırlatmasıyla⭐️

İyi okumalar sevgili okur 🌺
      
                                   •
(Beş sene önce)

    Kaçıncı sigarayı içtiğini bilmeden bir tane yine yaktı Adem. Normalde odanın içerisinde içmeyi sevmez, mutlaka cam önüne ya da bu durumlar dışında hiç kullanmadığı odanın küçük balkonuna çıkardı ama şu an hiçbir şey umrunda değildi. Ufacık odanın içerisinde bir sağa bir sola dolanırken sabırsız ve öfkeliydi.

" Puşta bak sen!" diye dişlerinin arasından tısladı. Aklına geldikçe deliriyordu.Boynunu sağa sola kütletirken ağzındaki sigara sağa sola oynayınca küller minik tozlar hâlinde yere saçıldı. Kızarmış gözleri kısa bir an bu küllere takıldı. Yerdeki siyah halının üzerinde gri ve şekilsiz desenler bırakan küllere de içinden lanet etti. Bir de oda temizliğiyle uğraşacaktı şimdi.

Sabahın çok erken saatleriydi ve bir saat dahi uyumamıştı henüz. Gözü yeniden küllere takılınca böyle olmayacağına karar verip yatağın sağında kalan balkon kapısına yöneldi.

Dışarıya çıktığında dışarıda tatlı bir hava vardı. Sabahın ilk saatlerinin o dinginliği sinirlerine bir parça iyi gelir gibi oldu. Ellerini balkon demirliklerine pençe gibi geçirip başını biraz geriye atıp gözlerini kapattı. Ağzındaki sigaradan inceden tüten duman sabahın serin havasına karışıyordu.

Sol tarafındaki evde bir hareketlilik sezince hızla gözünü açtı.
İki evin yapı plânları aynı olduğu için bu odanın o evdeki karşılığı olan odanın da balkonu vardı. İkisi de arka bahçeye bakıyordu. Yalnız Ademlerin evin ardından balkonun dibinde bir ağaç yoktu ama maalesef karşı evdekinde vardı.
Maalesef... Çünkü Sevda, yine balkondan ağaca geçmiş daldan dala atlayarak aşağıya iniyordu. Adem, hafifleyen baş ağrısının şiddetle geri geldiğini, kızgınlığının korkuyla harmanlanıp damarlarına yuva yapmaya başladığını hissetti.
Düşebilirdi. Neden kapıyı kullanmak yerine sürekli ağaçlardaydı bu kız?

Eliyle burun kemerini sıkarken dahi gözünü kapatmaya direndi ve Sevda'yı izledi.
" Ah Şakayık!" diye içten içe kızsa da kızamıyordu da tam anlamıyla. Sonra aklına akşamki kahkahası gelince dudaklarına dişlerini kızgınlıkla geçirdi. Şakayık'ı biliyordu. Neden güldüğünü de ama keşke sadece gülüşünü kendi görebilseydi. O Tahsin iti ile o kendini bir şey sanan anası görmeseydi. Hemen yanlış anlamışlardı.
Adamdaki yersiz cesareti, annesinin yüz görümlüğü olarak ev alırız demelerini, yaza düğün zırvalarını... hatırlayınca kan beynine sıçradı.
" İt herif!"

Geniş göğsü derin nefeslerle havalandı. Gözü, ağaçtan inen ve üzerindeki kot pantolonun tozunu eliyle alan kıza takıldı. Üzerinde bol kesim, önü kısa arkası uzun, beyaz bir tişört vardı. En sade hâliyle bile bir ışık hüzmesi gibi tüm karanlıklara sızması Adem'i mest ediyordu.
Uzun, dalgalı saçları sırtından beline doğru dökülürken Adem, bir gün burnunu bu saçların içerisine yerleştirip ciğerlerine nefes aldırmanın imkansızlığını düşünüyordu.

YABAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin