15-Veda

12.2K 1.1K 216
                                    

Tove Lo-Thousand Miles

Tove Lo-Thousand Miles

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İnsan sesleri gelmeye başlarken Göksel üzgünce, elinden sıkıca tuttuğu bedene baktı.Yüzüne,saçlarına,kıyafetine biraz toprak sürmüştü ki içinde bulunduğu 'Kayıp' Durumuna adapte olabilsindi.

Evden ayrılmadan önce bir kaç gün önce ikisinin resimlerini karalamaya başladığı resim defterine, evinin adresini yazmış ve defteri bırakmıştı.

Yol boyu yavaş adımlarla yürümüşlerdi hatta aralarda durup birbirlerine sarılmış,dudaklarına öpücükler kondurmuşlardı ama en sonunda,ne kadar yavaş olurlarsa olsun sona gelmişlerdi.

Adımlarını durdurduklarında Ezrif ,minik eli dudaklarına götürerek öpücük kondurdu.Göksel üzgünce,sevdiği bedenin yüzünü elleri arasına alarak parmak uçlarında doğruldu ve dudaklarını birleştirdi.Arka arkaya öpücükler kondurduktan sonra birbirine sıkıca sarıldılar.

Sesler ve köpeklerin havlama sesleri gelirken, Ezrif istemeyerekte olsa minik bedenden ayrıldı."Seni seviyorum."Diye fısıldadıktan sonra ağaçların arasına girerek kayboldu bir hızla.Göksel arkasından cevap veremedi çünkü eş zamanlı olarak çalıların arkasından ,arama köpeği fırlamış havlayarak onu arayan insanlara seslenmişti.

.

Üç gün sonra..

Üç gündür olduğu gibi yatağında hüzünlü müzik dinleyerek yatarken Ezrif'i düşünüyordu.

Medyaya haber verilmemişti.Verilmesini istememiş kesin bir şekilde reddetmişti, şimdilik ünlü olmak istemiyordu.Okuldaki grup suçunu kabul edecek olsada Göksel kendi başına, durup dururken gezmek istediğini bu yüzden kaybolduğunu söylemişti.Tabii bu hareketi okulda baya popüler olmasını sağlamıştı anlaşılan çünkü telefonuna gelen mesajlar bir saniye bile susmuyordu.

Günlerce hayatta kalmayı başarması konusunu kamp deneyiminin olduğunu,bu konuda bir çok araştırma yaptığını söyleyerek kapatmıştı.

Annesinin ağzını yoklamıştı.Bir daha ormana veya herhangi bir okul gezisine katılma konusunda ve kesin bir dille reddedilmişti.Ezrif'in yanına gitmesi, evden kaçmadığı sürece mümkün olmayacak gibiydi lakin evden kaçarsa ve yakalanırsa hayatı kesin bir şekilde biterdi.Şu an bile annesi bir yere gitmesine izin vermiyordu sadece bir kere markete gidebilmişti!

Seni hissetmek için çok uzaktayım..
Ama tenini unutamıyorum..

Birbirlerinden hiç haber almıyorlardı,konuşamıyorlardı.Sanki eski zamanlarda, birbirlerinden mektup bekleyen kişiler gibiydiler.Ne yapıyordu acaba?Yemeklerini eskisi gibi aksatıyor muydu?İskeletler onu rahatsız mı ediyordu?Yalnız başına koskoca ormanı geziyor muydu?Yoksa o da Göksel gibi yatakta yatmış,minik bedeni mi düşünüyordu?Nasıl hissediyordu ki?Üzgün müydü yoksa gittiği için kızgın mı?

Ne yaptığını merak ediyorum..
Hangi ruh hali içerisindesin..

Gitmeden önce 'Ben de seni seviyorum.'Diyebilmiş olsaydı keşke veya zaman o an dursaydı da birbirlerinden hiç ayrılmasalardı.Birbirleri ile aralarında eşsiz bir bağ vardı,iki gün sevgili olup üçüncü gün ayrılan liselilere benzemiyordu işte!

Annesi gitmesine izin vermezdi,evden kaçamazdı haliyle Ezrif'in gelmesinden başka bir seçenek yoktu.

Geçen sefer hakkında düşünüyor musun?
Dudakların her yerimde..
Çünkü yapabilseydim o anları geriye sarardım..

Ezrif için durum pekte farklı değildi.Evin bütün neşe kaynağı gitmişti,renkler yine solmuştu sanki.Yatakta otururken hırlama benzeri nefesler veriyordu ve masanın üzerine bırakılmış çizim defterine bakıyordu.

Neredeysen orada kalmak istiyorum..
Sana kuşlar gibi uçmak istiyorum..
Dünyanın öbür ucuna..
Benim vücudum, senin ellerin..
Ve ben her kelimemi kaybediyorum..

Yavaşça ayağa kalkarak masaya ilerledi.Defterin sayfasını açtığında kendi resimleri karşılamıştı onu.İnternette,kitaplarda,resimlerde gösterildiği gibi çizimleri ve ufak tefek,efsaneyi anlatan notlar vardı.

Kendine daha önce böyle hissetmediğini söylüyor musun?
Ve işte o an koşarım..
Tüm bu binlerce kilometreyi..

Öbür sayfalarda göründüğü gibi gerçek resimleri ve efsanede anlatılan kötü şeylere tamamen zıt 'O çok tatlı.Neyi sevip, neyi sevmediğime dikkat ediyor.Ağladığım zaman panikliyor.Çok güçlü!Yemek yapma konusunda çok yetenekli.Gece bahçesinin müziği ile uyuyor!Onun gerçekten bir canavar olduğuna inanmıyorum,o bir bebek.'Tarzında güzel yorumlar vardı.

O an koşarım..
Tüm bu binlerce kilometreyi seni geri getirmek için..
Senin için geliyorum bebeğim,şimdi geliyorum..

Öbür sayfada evin resimleri çizilmiş,ondan sonraki  sayfada ise birlikte çekildiği fotoğrafların resimleri vardı hatta kenara köşeye minik resimler çizmiş,konuşmalarını not etmişti Göksel.

Beraber değilken bile benimle kalacak mısın?

Buruk bir tebessümle diğer sayfayı çevirdi ama beklediği gibi boştu, defterin geri kalanı gibi..Son sayfaya kadar yinede baktı.

Buradan ayrılamazdı,ormandan ayrılması yasaktı.

Bu durumu minik bulutunu üzmemek için söyleyememişti.

O an koşarım..
Tüm bu binlerce kilometreyi seni geri getirmek için..
Senin için geliyorum bebeğim,şimdi geliyorum..

Çok saçma bir bölümdü :")

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çok saçma bir bölümdü :")

Nasıl hissettiklerini anlatmaya çalıştım..Bence şarkı olay yerine cuk oturdu.Bilirsiniz ayrılıkları uzun tutmayı ve ayrılık kısımlarını yazmayı sevmem o yüzden bu bölümde ele aldım bu konuyu.

SİZLERİ SEVİYORUM.

PROMAJA (BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin