[TAMAMLANDI]
Sıradan bir okul gezisini nasıl bu hale getirebilmişlerdi, aklı almıyordu zavallı çocuğun.
Aslında basitti..Öğretmenler uyuduktan sonra ergen ve macera arayan çocuklar ile iddiaya girmekle bu hale gelmişti işte!
'Hangi hale?'Diye sora...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•
Göksel sabah uyanınca terlediği bahanesi ile banyoya girmişti. Ezrif ise sofranın kurulmasında yardımcı olmuştu.
Kahvaltıdan sonra anneannesi ve dedesi tarlaya giderken, onları rahat bırakmamaya yeminli olmaları üzerine ailecek zorla tarlaya gitmişlerdi.
Göksel küfür ede ede otları yolarken hemen yanındaki Ezrif'te aynı haldeydi. Koskoca Wendigo'da olsan, tarlada ot yolabiliyordun işte.
"Bıktım." Diye mırıldandı Göksel ,kolunun tersiyle alnındaki teri silerken.Kene gibi börtü böcek dolayısı ile uzun giyinmiş olmaları yetmiyormuş gibi yaz sıcağı gibi vuran güneş ile daha çok terliyordu.
"Göksel! "Ezrif'in birden bağırarak önüne atılması ile korkuyla çığlık atarken, geriye adım attı.Tam düşecekti ki kolundan tutulması ile son anda dengesini kurtardı minik bulut.
"Ne oluyor? "Diye sordu korkuyla o sırada Ezrif'in siyah botu altında kıvranan uzun yılanı fark etmiş, korkuyla çığlık atarak herkesin dikkatini çekmişti.Ezrif yılana, gri gözlerini dikmiş korkutucu bir şekilde bakarken yılan tıslayarak kaçmaya çalıştı.
"Git, bir daha geri gelme. "Ezrif bastığı boynunu serbest bıraktığında, yılan hızlıca tarlanın içine girdi ve kayboldu. "N-nedem bıraktın, ya birisine saldırısa? "
"Bir şey yapamaz artık.Ormandan geliyor, öldürseydik Wendigo'nun sınırlarını aşardık." Dedi Ezrif.. Oysa kendi sınırları çokça aşılacaktı zamanı geldiğinde, belki şimdiden üstünlüğünü kanıtlamaya başlasa iyi olabilirdi.
"Yavrum ne oldu!? " Yanlarına gelen yaşlı kadın ve annesi ile "Yılan gördük. " Dedi Göksel. "Amanın! tüh be yavrum, saldırdı mı size? " Dedi yaşlı kadın hasar kontrolü yaparken. "Yok ,kaçtı bizi görünce. " Diye geveledi Göksel.
"Anne ben size demiştim, çocukların başına bir şey gelir diye. " Ceyda hanım endişeyle mırıldanırken yanlarına gelen yaşlı adam "Biz bunların yaşında ellerimizle yakalıyorduk yılanları, birde bunlara bak..Anca çığlık atıp kaçsınlar."Diye homurdandı. "Dede, sen ellerinle yılan yakalıyorsun diye, bizde mi yakalamak zorundayız ya? " Diye söylendi Göksel ve karışılığında ters bakışlar aldı.
"Hadi siz traktöre yetişin, dönün eve. " Dedi yaşlı kadın.Ezrif ve Göksel denileni yaparak eve döndüklerinde, beraber duşa girdiler.
Küçük taburelerde karşılıklı otururken Ezrif çocuğun sırtına masaj yaparak sabunluyordu.
"Ohhh! İşte bu be! Sessizlik, rahatlık. " Göksel gevşeyen vücudu ile mırıldanırken başını geriye atarak ,geniş omuza yasladı."Daha dört beş günümüz var, dedem bizi süründürüp duracak. Sen neden hiç savunuyorsun kendini veya hiç şikayet etmiyorsun? "
"Aklımı başka bir şey meşgul ediyor ondan güzelim... Wendigo nereye gitsek peşimizden gelip, bizi takip ediyor.Yarım insan mı yoksa değil mi, amacı sen misin yoksa ben mi..Hala çözemedim. " Diye cevapladı Ezrif bu sırada minik beden kendisine doğru dönmüştü. "Onunla konuşamaz mısın? Derdi neymiş falan öğrenme imkanın yok mu? "
