5

29 17 0
                                    

Kameraları yerleştireli sadece 2 gün oldu. Henüz kameraların bulunduğuna dair bir işaret almadım. Şimsek kız  sadece var olan birşeyi kullanabiliyorsa odasına yerleştirdiğim kameranın farkına varmayacaktır ama yenikan olduğu için şimsek yaratabiliyorsa odaya fark etmek için odaya girmesine bile gerek kalmaz.

Yapacaklarım bitince herşey rutinleşmeye başladı. Daha erken uyanmaya başladım. Egitim için beklerken binanın duvarına yaslanıp oturdum. Dünden aşırdığım ekmeklerden bir ısırık aldım ama yanımda kuşları görünce geriye kalan ekmeği küçük parçalara ayırıp onların önüne bıraktım. Kuşlardan biri yanımdaki parçayı almak için geldi. Ekmek parçasını yutunca gitmedi bende yavaşca elimi ona uzattım ve parmağımın üstüne çıktı. Onu göz hizamda kaldırdım. Kanatlarını ucacakmış gibi açınca onun gibi kanatlarımın olmasını diledim.

Egitmenimin sesini duymadan önce kuş ucup gitmişti. Ayağa kalktım. Benimle aynı takımda olanlarda egitmenle birlikte geldi ve başladık.

Hava çoktan kararmıştı ben odama gidince.

Yatağımda bana ait olmayan bir not vardı. Notta albayın kasasındaki siyah kapaklı belgeyi kral buraya gelmeden önce almam gerektiği yaziyordu. Kralın buraya gelmesine sadece 3 gün kalmıştı. Ilk önce bilgi edinecektim ve bilgi edinirken söyleyeceğim bahaneleri düşünecektim.

Albayın karşısına çıkarken söyleyeceğim amaçı bulmuştum böylece kasa hakkında bilgi edinmek ve gece içeriye girmek için bir plan yapmak geriye kalan seylerdi ama ben iceriye girmeyi aceleye getirmek istediğim için yarın geceye erteledim.

Sabah egitimden hemen sonra albayın odasında olduğu bir zamanda karşısına dikildim. Konuşmamı bekliyordu. Ellerini cenesinin altında birleştirmişti.

"Efendim ben sizden bir ricada bulunmak için gelmiştim." Tepki vermeyince devam ettim. "Ben ailemi bulmak istiyorum." Bu cümlemı duyunca gülmeye başladı. O cevap verene kadar ifademi bozmadım. Bir yandanda arkasındaki kasanın hangi maddeden yapıldığını bulmaya çalısıyordum.

"Sen bize ordan bakınca bizi hayır kurumumu zannettin. Sen kimsinki koskoca dünyada o kadar emek verip senin aileni bulacağım." Cevap vermeme bile müsade etmeyip kapıdaki adamlarını çağırdı. Onlarsa beni yaka paça dışarı attılar böylece kasanın hangi maddeden yapıldığını öğrenmek yarın geceye kaldı. Yalan ve bahane konusunda ne kadar beceriksizsem diğer konularda o kadar becerikliydim. Beceriksiz olduğum tek konuda da ustalaşmam gerekiyordu. Tek kandırabildiğim kişinin Casandra olduğunu düşündükçe onda bir süphe hissediyordum. Ya çok saftı yada bilerek bana yardım ediyordu.

Bugün usta olan, olmayan ateş ve su bükücülerini  toplayıp nedenini bilmediğim bir şekilde götürdüler. Ben egitmenimden dolayı gözden kaçmış olmalıydım. Eğitim salonuna doğru yola çıkmıştımki hastane'nin üst katlarında patlama oldu. Şok geçiriyordum. Özellikle ateş ve su bükücülerinin olmadığı zamanda patlama olması bunun planlanmış olduğuna beni inandırıyordu.

Herkes çığlık atırdu. Özellikle bir kadın daha çok bağıyordu. Albayın kızıydı. Babası ve şimsek kız onu zor tutuyordu.
Bina halen alevlerle sarılıydı. Eğer içeri dalıp albayın torununu içerden çıkarırsam onların güvenini kazanabilirdim böylece gizlice girmeden verilen emri yerine getirebilirdim. Cocuğun yerini içeri girince hemen ögrenebilceğim için koşup alevlerin içine daldım bu benim yapabileceğim en kolay şeyden bile öteydi.

ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin