14

8 4 0
                                    

Uzun merdivenlerin ardından asansördeydik. Tek kulağında kulaklık olan takım elbiseli adam benimle hiç iletişim kurmadı. Dosdoğru asansörün kapısına bakıyordu. 72 kat sınırlı asansördeydik ama asansör yukarı cıkmaya devam ediyordu ve 72.katıda geçtik. Neler olduğunu sormayı düşündüm ama vazgeçtim. Kendimi herşeye hazırlamaya başladım.

Binadan çık ve hiç durmadan kuzeye git. Kuzey asansörün kapısının açılacağı yön. Majestelerinin emri.

Nerden geldiğini anlamadığım ses bir akıl okuyucudan gelmiş olmalıydı. Bunu anlamaya çalışırken biran etrafıma baktım. Yanımdaki adamın dikkati o zaman bana çekildi ve yan gözle bana baktı. Sanki birşeylerden süphelendiğimi anlamış gibiydi. Ona boş bir ifadeyle bakınca tekrar önüne döndü.

Asansör yavaşça durdu ve kapı açıldı. Kaçıncı kat bilmiyordum ama biraz daha yukarı çıksaydık bulutlara dokunabilirmişim gibi hissettim.

Adam asansörden ilk çıkan oldu, bende onu takip etmeye devam ettim. Kuzey yönünü unutmamaya çalışıyordum. Koridor yerdeki ve duvarlardaki beyaz ışıklar hariç simsiyahtı. Çok az kapı vardı. Sonunda bir kapının önünde durduk.

"Ne duruyorsun gir içeri." Adama son bir kez daha baktım ve kapıyı açtım. Önümde tavandan yere kadar uzanan camdan bütün şehir gözüküyordü. Yağmur camı kıracak gibi pat pat düşüyordü. Birkaç adım attım ardımdan kapı kapandı.

"Bizi kandırabileceğini mi sandın?" Evangeline'nin sesini hemen tanıdım. Tek kelime bile etmeme fırsat tanımadan devam etti. "Seni evimize aldık sanmıştık meğerse bir köstebek almışız."

"Leydim dediklerinizden hiçbir şey anlamıyorum." O bana yaklaştıkça ben ondan uzaklaşıyordum. Etrafındaki korumalar emir bekliyormuş gibi sabit duruyordu.

"Inkar etmek için boşuna kendini yorma. O kadar uğraşıp sakladığın casusluk eşyaların bulundu. Şimdi ne yapacaksın?" Gitgide cama yaklaşmıştım. Arkama denk gelen cam hafif açıktı ve yağmur şızdırıyordu. Tek kaçış yolum orasıydı."Başka ne yalanlar söyledin. Lav kontrol edebilmende mi yalan?. Yoksa gümüş olmanda mı?..." Kolunu saran metaller hareket etmeye başladı. "Ne olduğunu kendim kontrol edicem." Onun söylediklerine cevap vermek yerine bir kaçış senaryosu düşünüyordum. Ateşi kullanamazdım. Elimde su yada toprakta yoktu. Geriye sadece hava kalmıştı biraz biraz kullanırsam havayı kontrol edebildiğim hemen anlaşılmaz diye düşündüm.

Evangeline'nin metalleri havada bıcak şeklini almıştı. Korumalar bunu görünce bize yaklaşmaya başladılar. Neredeyse görünmez kızı hissedemicektim. Burnumun dibindeydi. Tek sansımı kullandım görünmez kızı savurup cama atladım. Cam gürültüyle kırıldı. Bütün vücuduma cam kırıklarının saplandığını hissettiğim acıdan anladım ama düşerken en son düşüneceğim oydu. Kuzeyi kaybetmemeye çalışıyordum. Kendi hızımı havayı kullanarak yavaş yavaş azaltmaya başladım. Yağmuruda kullanamazdım en çok o görünürdü. Silah ihtiyaçımı ıslanan elbisemden karşılayabilirdim.

Neredeyse yere yaklaşmıştım. En sonunda bir arabanın üstüne düştüm. Mümkün olan en az hasarı almaya çalışarak.

ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin