6

30 16 0
                                    

Şuan yanmakta olan hastane kısa sürede hastane olmaktan çıkmıştı. Çıplak ayağımı yere vurunca hastaneyi ve içindekileri hissedebiliyordum. Albayın torununu ararken birinin daha varlığını hissetsemde önceliğim bebekti. Hızlıca merdivenlerden çıkıp bebeğin olduğu odaya gittim. Bebeğin nerde olduğunu bulmak çok az bir yer kapladığı için biraz zor oldu.

Onu bulduğumda küçük yatağının içinde ağlıyordu. Bebeği kucağıma aldığım anda onu kurtarmak için gelenlerin sesini duydum. Onlara kucağımdaki bebeği verip diğer kişinin yanına gidebilirdim.

Şimşek kız ve tanımadığım birkaç kişi bebeği benden alırken bana dik dik baktılar ama ben onlar birsey diyemeden kurtarılmayı bekleyen diğer kişiye doğru yola çıkmıştım. Arkamdan bağıranlar ve beni takip etmeye çalışanlar oldu ama tavan çökünce tek kaldım. Hızlı hareket edip odaya girince yaşlı kadın bana yüzünü döndü. Kadını gördüğüm anda elimin ayağımın tutmadığını hissettim. Binanın çöktüğünü hissetmesem öylece bakıp kalırdım. Kadının kolunu tuttuğum gibi  diğerlerinden ayrıldığım noktaya götürdüm. Kolunu bıraktığımda ölümden kaçar gibi benden duvara doğru kaçtı. Bana tek hissedebildiği korkuymuş gibi bakıyordu. Yine çıplak ayağımı yere vurup kurtarıcıların hala orda olup olmadığını kontrol ederken çöken tavan havalandı.

Dışarı çıktıktan sonra annesi bebegine kavuşmuş etrafında arkadaşları ve egitmenimle oturuyordu. Benimle birlikte çıkan kadın bana bir kere bile bakmadan koşarak kayboldu. Napsam diye düşünürken albay odasında değilken o dosyayımı alsam derken Casandra yanıma geldi. Iki elimle yüzümü tutup beni kontrol etmeye başladı.

"İyisin, iyisin koşarak ateşin içine atladığını söylediler..." ellerini kendimden uzak tutmak icin birkaç adım geri attım.

"Evet iyiyim, biraz dinlenmem lazım. Odama gideceğim. Sonra görüşürüz." Onu dinlemeden hızlı adımlarla kaldığım binaya yöneldim. Etrafı kontrol edip siyah dosyayı almak için albayın calışma odasına gittim.

Çok usta olduğum için onca insanın arasından fark edilmeden geçtim. Kasa açılınca siyah dosya gözler önüne serildi. Açmamam gerektiği için siyah tişörtümün içine soktum.

Kapıya birinin yaklaştığını hissettiğimde tek çıkış yolum pencereden olduğu için pervazdan tutunup aşağıya sarktım. Aşağıda kimseyi görmeyince hafif rüzgarla kendimi destekleyerek yere indim.

Ayağa kalkınca durmam için bağırarak gelen Kilorn'dan koşarak kaçmaya başladım. Biran önce izimi kaybettirmem gerek yoksa başkalarıda benim farkıma varabilirdi. Birilerinin sesini duyunca biranda durup ona döndüm. Onu yakalayıp ağzını kapattım. Tek hareketimle agaçın dibine sadece burnu açıkta kalacak şekilde gömüldü. Bende ağaca tırmandım. 

Etraf tenhalaşınca yüzümdeki maskeyi kontrol edip yer indim. Kilorn'u ayağımı yere vurup dışarı fırlamasını sağladım. Zor nefes almış olmalıydı ki  diz çökmüş nefes almaya çalışıyordu. O kendini toplarken ben arkamı dönüp yürümeye başladım. Arkamdan seslendiğini duydum ama yakalanmayı göze alamadığım için hızlanıp izimi kaybettirdim.

ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin