13

11 5 1
                                    

Hava benim simsiyah elbisemden bile siyahtı. Arabanın camından bakınca ne tek bir bulut ne de bir yıldız görebildim.

"Burdaki ışık yanıncaya kadar arabadan dışarıya çıkmayacaksın sonrada direk beni bulacaksın anladın mı?" Eliyle arabanın bir köşesindeki bir ışığı gösteriyordu. Evangeline'nin yanındaki görünmez kız yakalanmamak için hiç kıpırdamıyordu ama nefes seslerini zorda olsa duyabiliyordum.

"Emredersiniz efendim." Daha yolumuz vardı benim cevabımdan sonra ölüm sessizliği çöktü arabanın içine. Ben, Evangeline ve görünmez kızın dışında sadece bir koruma vardı o da arabayı kullanıyordu.

"Gümüş olduğunu duydum." Sesindeki imayı cümlenin başından anlamıştım. Benden süpheleniyordu.

"Evet leydim öyleyim."

"Öyleyse yapabildiğin birşey olmalı, nedir?" Önemsiz birşey söylemeliydim. Metal ve temel elementler olamazdı. Gümüşlerde genetik olarak aktarıldığı için ailemi sorgulardı. Içimden kan bükebildiğimi söylemek geçsede tehlike olarak gözükmek başıma bela açabilirdi. 

"Lavı kontrol edebiliyorum leydim."

"O zaman bu özelliğini en yakın fırsatta görmek isterim." Bana inanmamayı seçince şaşırdığı o kadar belli olmuyordu. Benim yalan söylediğimi ortayınca olacakları hayal ediyordu galiba ama beni tanımıyordu. Ben elementlerin hepsini ilk elimle dokunduğumda kontrol etmeye başlamıştım. Gün gelince herşeyi öğrendiğinde yüzünün alacağı hali merak ediyordum. Kralın yanında beni görünce onun askerlerini tek hamlede yok edince ne yapacaktı acaba.

Araba durunca Evangeline yüzünde gülümsemeyle koşarak arabadan indi. Onlar inince kapı kilitlendi. Onlar kapısından renkli renkli ışıklar görünen binanın içine girdikleri zaman yağmur başlamıştı. Islanmamak için koşarak kaçan insanlar komik gözüküyordı. Bu sırada korumanın bana dik dik baktığını fark ettim. Gözünü üstümde tutması için emir almışa benziyordu.

Bir süre sonra koruma ister istemez uyuklamaya başladı. Yağmur durmuştu yinede dışarda ışıklı binadan sendeleyerek cıkan süslü insanlardan başka kimse yoktu. Bir adam arabaya yaklaşmaya başladı. Benim baktığım cama kafasını dayadı. Içeri görmeyi umuyordu. Onun sesini koruma uyandı. Ikimizde adamı izlemeye başladık.

"Içerisi gözükmüyor. Sence biri var mıdır?" Adamın arkadaşıda kısa bir göz attı arabaya.

"Pahalı bir arabaya benziyor ve çok ortalıkta. Başımıza bela almayalım. Hadi gidelim." Arkadaşı adamı kolundan tutup sürüklemeye başlayınca adam arabaya çok sert bir tekme savurdu. Hem koruma hem ben tekmenin siddetiyle sallandık. Koruma kaşlarını çatmıştı. O sırada ışık yandı. Korumayla göz göze geldik. Bana birşey olmaz diyerek kapının kilidini açtı. Dışardaki adam bunu fark etti ve içerden kimin çıkacağını beklemeye başladı. Korumaya bir bakış atıp dışarı cıktım.

"Içerdeysen niye onca zaman çıkmadın!. Tekme atmamı mı bekliyordun. Bu arada sen ne güzel şeymişsin." Arkadaşından kurtulup omzumu yakaladı. O sırada koruma dışarı çıktı. Adamın elini omzumdan aldı bana git der gibi gözüyle işaret yaptı. Ben hiç durmadım ve ışıklı binanın içine girdim. Dışından daha ışıklı ve gürültülüydü binanın içi. Dans eden insanlar, şarkı söyleyenler, konuşanlar, kavga edenler gibi bir çok tür de insan vardı. Birinin kolumdan tutuğunu hissettim.

"Sen Leydi Evangeline'nin hizmetçisisin  yanılmıyorsam." Kulağıma fısıldarken gürültünün sesiyle neredeyse duyamıyordum. Başımı evet anlamında sallayınca onu takip etmemi söyledi.




ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin