Yaz Yağmuru ۵ NamMin✔️

۵ Noona

Yorumlarınız için teşekkür ederim sizleri seviyorum🖤
Oy sınırı; 50

"Biliyor musun Jimin aslında siz çok yakışıyordunuz iki aptal birbirinizi bulmuşken devam edin. Ve merak etme bir daha seninle yarışma dışında yüz yüze gelmeyeceğim."

Asansör kapısı açıldığında benden uzaklaşıp dışarıya çıkmıştı. Tuttuğum nefesimi dışarıya verirken kalbimin bu kadar hızlı atması saçmaydı...

^^

"Hepiniz hoş geldiniz, bugün sizler için güzel bir yemek planı çıkarttık. Ama öncelikle sizi ikiye böleceğiz, bir kişi kaptanlık için yarışacak ve kazanan karşısına diğer kaptanı seçecek. Kaptanlık yarışı için de zor bir şeyler yapalım istedik."

Gözlerim Namjoonda kaçamak bakışlar atarken bir yandanda diğer juriyi dinlemeye çalışıyordum. Asansör de bana yakınlaşması ve ima ettiği şey kafamı karıştırmıştı. Çekim başladığından beri asla benim tarafıma bakmamış ve yorgun gözlerle etrafı incelemişti. Sanırım özel hayatında kötü bir olay yaşamıştı bilmiyorum, zaten baneneydi ki.

"Size bugün restoranımda da çok sevilen ve popüler olan bir tabak hazırladım. Yapımı detay ve titizlik isteyen bir yemek, eğer söylediklerimi dinler ve iyi bir şekil de uygularsanız başarılı olursunuz."

Namjoon masaya getirilen tabağa yaklaştığında üstünde ki demir kapağı kaldırmış ve öne doğru itmişti. Herkes pür dikkat bakarken ne olduğunu nasıl yapıldığını anlamaya çalışıyor gibiydi.

Gerçekten çok şık bir tabaktı ve lezzetli görünüyordu. Yakınına gelmemizi söylediğin de hemen öne geçtim ve tabağın her bir detayına bakmaya başladım.

"Gördüğünüz gibi fazla minimal bir tabak genellikle yemeği öne çıkarıp yanına az miktarda ürün koyarım. Renklerin uyumu her zaman önemlidir, ve tabağın içine pişmemiş ve yenmeyecek hiç bir şey koymayız."

Eline bıçak alıp önce ana yemeği işaret ettiğin de önlüğün cebinden not defterimi çıkarttım ve ağzından çıkan her şeyi yazmaya başladım.

"Bu ördek eti, hem pahalı hem de lezzetlidir. Öncellikle kırmızı şarapla marine etmenizi istiyorum. Üstünde sarılmış şeyi tahmin eden var mı?"

Gözleri benimkilere değdiğin de yutkundum ve parmağımı kaldırdım hızla, başıyla konuşmamı işaret ettiğin de dudağımı dişledim.

"Ş-şey bence patates ve yeşilliklerle harmanlanmış bir püre var şefim."

"Doğru bir tahmin Park Jimin, etinizi marine edip tavada çevirdikten sonra püreye sarıp fırına vermelisiniz ama dikkat etmeniz gereken nokta eti kurutup yakmamalısınız. Yanında ki ise incir ve hardal ile güzel tatlı bir sos, kıvamı çok önemli. Tabağın düzenine iyi bakın çünkü aynısını istiyorum."

Her bir tabağa küçük küçük kesip böldükten sonra bizlere verip tatmamızı istemişti. Sosundan ve etinden bir parça ağzıma attığımda gözlerim büyümüş ve gülümsemiştim. Gerçekten çok lezizdi, et çok güzel pişmiş ve sosla muhteşem bir uyum sağlamıştı.

"Şimdi yerlerinize geçebilirsiniz, bu yemek için süreniz 45 dakika."

Tezgahıma geçtiğim de süreyi başlattıktan sonra malzemeleri aşağıdan çıkartmış ve öncelikle eti hazırlamaya koyulmuştum. Kaptan olmak istiyordum çünkü bu bir avantajdı.