Bölüm şarkısı: Raindrops-Shamrain
Ölüler...Ne garip bir olay. Nefes almayı bırakıyorsun kalbin duruyor artık seni insan yapan hiçbir fonksiyon çalışmıyor ve bir toprağın altına gömülüyorsun. Senelerce orada yatıyorsun, öylece sessizce, dünyayı hissedemeden.
Ama annem beni hep hissedeceğini söylemişti. Hissetmiyor mudur yani? Ben onu her anımda hissediyorum ve hissetmek istiyorum. Annemin varlığını hissedemezsem yaşayabilir miyim bilmiyorum. Çok garip ama annem olmadan sadece nefes alıyorum yaşadığımı hissetmiyorum hissettiğim tek şey annemin varlığı. Kendimi hissedemiyorum artık organlarım çalışıyor ama her şey annemsiz eksik.
Elimdeki fotoğrafa bakıp bir iç çektim. Yaşlanmış hissediyordum, belki de ruhum yaşlanmıştı. Bedenen yirmi beş ruhen ellilerimde hissediyordum. Çabalarımın sonuç vermemesi beni daha fazla hayal kırıklığına daha fazla strese ve daha fazlaya acıya buluyordu.
Annemin kumral saçlarını koklamayı çok özlemiştim. Bu fotoğrafımızda o kadar güzeldi ki... Gerçi annem her anında çok güzeldi. Gözlerimi aldığım koyu maviler, kumral saçları, kendinden emin dik duruşu, mükemmel fiziği, ses tonu... Annem harika biriydi. Hayatımı hep ona benzemeye adamıştım ve intikamımıza.
Elimdeki fotoğrafı tekrar iç cebime koymama sebep olan telefon çaldığında kahve makinesini kapattım. Ev yine çok dağılmıştı bir ara Fırat'a para karşılığı evi toparlatsam iyi olacaktı. Telefona baktığımda Kemal Abi'nin aradığını gördüm ve hızlıca yanıtlayıp kulağıma koyduğumda makinedeki kahveyi bardağıma dökmeye çalışıyordum.
Dikkatli ve gergin sesi kulağımı doldurduğunda önemli bir şey için aradığını anladım, gerçi Kemal Abi beni önemsiz bir şey için aramazdı.
"Beren akşamı planlamışsındır umarım. Bundan sonraki adımımız önemli."
Planlar, planlar, planlar... Tabi ki planlamıştım acaba nerede görülmüştü benim bir şeyi plansız yaptığım. Gözlerimi onun göremeyeceğini bile bile devirdim.
"Sana da günaydın Kemal Abi. Alınıyorum ama tabi ki planladım hatta şimdi izin verirsen iki aydır çalışmak zorunda olduğum saçma cafeye gideceğim. Bu saçma görevi neden aldığımı sorguluyorum her Allah'ın günü."
Kısık bir gülme sesi geldi alaylı bir tonda. "Kendin dışında kimseye güvenmediğin için Beren. Kaç sene oldu hala bana bile tam olarak güvenmiyorsun. Her şeyi kendin halletmek istiyorsun hiçbir sıkıntı çıkmasın istiyorsun kimseye iş emanet etmek istemiyorsun. Ne olacak senin bu güven sorunun çocuğum?"
Dedikleri doğruydu, kendim dışında kimseye güvenmezdim çünkü güven tam bir aptallıktı. Kimin beni arkamdan bıçaklayacağı belli değildi. Herkes düşman olabilirdi herkes hain olabilirdi. Bazen kendi beynime de güvenmediğim oluyordu. Duygularım mı?
O neydi? Ben duygularımla hareket eden birisi değildim hiçbir zaman da olmadım. Duygular da aptallıktı. Sadece anneme duyduğum sevgi vardı içimde onun dışında hiçbir şey yoktu.
Sıkıntıyla ofladım. Kemal Abi bundan hoşlanmazdı ama insanların hoşlantılarına göre hareket edemezdim değil mi?
"Yine aynı mesele. Sen sıkılmadın mı güven konusundan? İnsanlara güvenmek büyük aptallıktır sana da tavsiye etmem. Ayrıca sence de her şeyi kendim halletmek istemem çok doğal değil mi? Kaç senedir bir bok hallettiğimiz yok."
"Sabır önemli Beren ben de onu sana tavsiye ederim, cafeden sonra bizim eve gel planların üzerinden geçelim. Kapatıyorum sakın alkol alma sakın."
Cidden sıkılmıştım acaba alkol alıp almamam onu ne ilgilendiriyordu?
"Operasyonları tehlikeye atmayacak kadar ölçülü içebilen biriyim, salak değilim; görüşürüz Kemal Abi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANHIRAŞ
Genç Kurgu"Annecim intikamımızı aldım." "6. yaşımın 7. yaşımın 8. yaşımın 9. yaşımın intikamını aldım. Senin ağladığın her gün için intikam aldım. Senin her çığlığın için intikam aldım. İkimizin mavi gözlerinden göz yaşı akıtan o pislikten intikamımızı aldım...