Multimedyada, bu bölümde sırasıyla Dylan, Draco, Rigel ve Hermione'nin giydiği kıyafetler var. Onları bu bölüm öyle düşünebilirsiniz ♥️
Ayrıca fotoğrafı yana kaydırdığınızda bir video var. Müziği söylediğim yerde başlatırsanız ve kulaklıkla dinlerseniz çok daha güzel olur.
İyi okumalar✨
-
Rigel Black, genç kızın odasının önüne geldiğinde kapıyı bir kaç kez tıklattı. "Hermione, hazırlandın mı?" diye fısıldadı olabildiğince sesli bir tonda. O sırada kapı açıldı. Hermione Rigel'in verdiği kıyafetleri giymiş, hafif bir makyaj yaparak saçlarını da yapmıştı. Çok güzel görünüyordu. "Bu kıyafetlerle oraya gidersem birini öldürebilme ihtimalim düşük ama ya saçlarım değerse?" dedi endişeli bir yüz ifadesiyle Hermione. Gözlerine süveterinin renginde çok hafif simli bir far sürmüştü, dudaklarında pembe parlatıcı ve yanaklarında da aynı ton allık vardı. Kirpiklerine de iki kat rimel sürmüştü. Saçları dalgalı ve düzenliydi. Hermione o sırada Rigel'i inceledi. Onu ilk kez böyle muggle kıyafetleri içinde görüyordu. Çok farklı görünüyordu, iyi anlamda.
"Merak etme, iksiri içtiğinde kimse sana temas edemeyecek. İstese bile. Zaten etkisi bir kaç saat sürüyor ve iki saate de eve dönmüş oluruz." Rigel elini kızın omzuna koyduğunda hafifçe sıktırdı. "Hepimizin eğlenmeye ihtiyacı var, biraz kafamızı dağıtsak ilaç gibi gelecek eminim." dedikten sonra gülümsedi ve elini kızın omzundan çekti. O sırada kapının önüne iki genç daha geldi. Hermione, Draco'yu gördüğü anda şaşkınlıktan açılan ağzını elleri ile kapadı. Saçları özenle traşlanmıştı, giydiği muggle kıyafetleri onu epey farklı gibi gösteriyordu. Sokakta yanından geçse asla tanıyamazdı.
"Tanrım, bu halin ne böyle!" dedi Hermione ellerini ağzından çekerken. Şaşkınlık ifadesini yerini yavaşça gülümsemeye bırakıyordu. "Çok, çok farklı görünüyorsun." diye ekledi. "Hiç sorma, eğer giymezsem Rigel affedilmez lanetlerden birini benim üzerimde deneyeceğini söyledi." dedi gözlerini devirirken Draco. Elleriyle saçlarını taradı ve ardından üzerindeki krem rengi ceketi düzeltti.
"Bence en güzelimiz Hermione olmuş." dedi Dylan, kuzeninin üzerindeki kıyafetleri incelerken. Sadece Draco değil, herkes normal halinden epey farklı görünüyordu. "Teşekkür ederim Dylan." dedi Hermione kibarca gülümseyerek.
"Neyse, birbirimizin kıyafetlerini daha sonra övebiliriz. Yakalanmadan burdan tüysek iyi olur." dedi Rigel sırayla kuzenlerine ve Draco'ya bakarak.
Dördü birlikte minik adımlarla koridoru geçtiler. "Duvarda büyükannemin resmi asılı, onu uyandırmak istemezsiniz. Yoksa çığlık atarak bütün herkesi başımıza toplar ona göre" diye ekledi Rigel. Dört genç, sessiz adımlarla tablonun içinde uyuyan bir kadının yanından geçtikten sonra zemin kata vardılar. Minik adımlarla dış kapıya doğru yürürken bir ses onları durdurdu, sanki hayalet görmüş gibi yerlerinde sıçrarlarken arkalarına döndüler.
"Nereye böyle?"
Regulustu, elinde bir kadeh beyaz şarap vardı ve hala çok şok giyiniyordu. Gecenin bu saatinde bile. "Üstelik muggle kıyafetleriyle."
Dördü birbirine bakındı, herkes bir başkası açıklama yapsın diye gözleriyle baskı yapıyordu baktığı kişiye. O sırada Regulus konuştu. "İyi eğlenceler. Sırrınız bende güvende. Avcılara yakalanmayın yeter." dedi, gülümserken kadehini gençlere doğru kaldırdı ve koridorda bir süre yürüdükten sonra gözden kayboldu.
"Hadi, daha fazla vakit kaybetmeyelim. Benim arabamla gideceğiz." dedi Rigel aceleyle. Dış kapıdan çıktıklarında tek sıra halinde garaja doğru yürüdüler. Gece olmasına rağmen bahçedeki binlerce dolarlık ışıklandırma sistemi çok güzel bir aydınlık sağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
untouchable | dramione
FanfictionSafkan olan Yaxley Ailesi'nin kızları Isabelle Yaxley aile yadigarı olan korkunç bir lanete sahiptir. Fakat bu sırada Voldemort yükselir ve Yaxley ailesinin lanetini kendi lehine kullanabileceğini düşünür. Çünkü Isabelle'e kendi kanı dışında başka b...