1

3.7K 226 302
                                    


🖤

"İksir dersine gidiyorum, siz ikiniz geliyor musunuz?"  Hermione kütüphaneden aldığı bir kaç kitabı çantasına tıkıştırırken koltukta oturan iki gence baktı. "Hayır bizim dersimiz boş, Harry ile Quidditch antrenmanına gideceğiz." diye söylendi Ronald arkasına yaslanırken. "Harry sende mi? Dersi Snape vermiyor biliyorsun." Genç kız çantasını sırtına aldıktan sonra iplerinden tuttundu. Çoğu Gryffindorlu öğrenci de derslerine yetişmek için Şişman Kadın'ın portresine koşturuyordu.

"Şey, aslında Ronald ile kalsam iyi olacak." Harry muzipçe gülümseyerek genç kıza baktı. "İkiniz de çok tembelsiniz." Hermione gözlerini devirerek Şişman Kadın'ın portresine doğru yürüdü. Bu sene için ne kadar heyecanlıysa da bir o kadar da endişeliydi. Voldemort'un geri döndüğü kesin olarak kanıtlandığı ve Dumbledore ile Harry'nin aklanmasıyla büyücülük dünyasını dehşet bulutları sarmıştı. Sanki her geçen gün büyücülük dünyası karanlığın en koyu tonuna boyanıyor gibiydi. Bulutlar adeta kükrüyor ve kötü bir alametin başlayacağı hakkında çığlık atıyordu. Hatta bazen gök gürültüleri öyle şiddetli oluyordu ki, genç cadı korkularına yenik düşerek yorganına sıkıca sarılıyor ve göz kapaklarını asla açmamak üzere sımsıkı kapıyordu.

Hermione kendini zindanlarda bulduğunda buranın ne kadar kasvetli bir yer olduğuna karar verdi. Az ilerde Slytherin ortak salonu ve yatakhaneleri bulunuyordu. Burası da onlar gibi kasvetli-soğuk ve karamsardı. Fakat Slytherinliler'e sorsanız size bir kaç dakika içinde buranın cennet olduğu yalanına inandırabilirlerdi.

Hermione kapıdan girdiği anda Slytherinli öğrencilerin iğneleyici bakışlarını yok sayarak Seamus ve Dean'ın yanıma doğru yürüdü.

"Hey, Harry ve Ron gelmiyorlar mı?" dedi Seamus elindeki kazanı masasına bırakırken. "Quidditch antrenmanları varmış." genç cadı gözlerini devirirken çantasını Seamus'un kazanının yanına bıraktı. "Horace Slughorn'u tanıyan var mı ya?" Dean ellerini cübbesinin cebine koymuş ve arkasındaki kitaplığa yaslanmış bir vaziyette duruyordu.

"Önceden burada İksir profesörüymüş, Dumbledore bu sene onu tekrar işe aldı. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersini de şimdi Snape veriyor. Slytherinliler mutluktan havaya uçmuştur herhalde." Hermione'nin ses tonu bıkkın çıkmıştı.

"Eh, Slytherinliler'den çok Snape havalara uçmuştur orası kesin." Seamus ve Dean kendi aralarında gülüşürken Hermione masada duran kalın kapaklı İksir kitabını eline aldı. İlk sayfayı çevirmek üzereyken kibar bir adamın sesi sınıfı doldurdu.

"Herkese günaydın bakalım çocuklar!"

Hermione daha inceleyemeden kitabını masaya geri bıraktı. Yaşlı adamın yaydığı enerjinin pozitifliği hemen hissetmişti. Anlaşılan dersler şimdi daha eğlenceli olacağa benziyordu. Sınıfı incelerken herkesin ikişerli gruplar halinde masalara yerleştiğini görmüştü. Anlaşılan yalnız olacaktı, ve evet, yalnız olmayı seviyordu. İksirine karışacak herhangi biri de olmayacaktı.

Profesör sınıfa bu yıl neler yapacaklarından bahsederken bu derste başarılı olan öğrenciye Felix Felicis'i hediye edeceğini duyurduğunda sınıfı bir yarış ortamı havası kaplamıştı. Herkes şanslı olmayı isterdi. Profesör iksir hakkında bilgi verirken kapının açılmasıyla herkes kapıya doğru odaklandı.

Slytherinli bir oğlan yerdeki taşları inceleyerek içeri doğru girdi. Başını kaldırdığında kendisini pür dikkat izleyen bir sınıf beklemiyordu.

"Pekala evlat, kitabını al ve boş bir yere geç. Ah evet, şurası boş."

Slytherinli çocuk profesörün işaret ettiği yere haddinden fazla bakakalmıştı. İşaret ettiği kişi yanakları utancıdan kızaran Hermione Granger'ın ta kendisiydi. Boş bakışlarını kızın üzerinden çektiğinde hemen yanında duran kitaplıktaki kitaplardan herhangi birini eline aldı. Ardından bir şey söylemeden Granger'ın durduğu masaya doğru yürüdü. Ona tiksinti dolu bakışlar atmaya ya da ağıza alınmayacak kötü sözler söylemeye pek mecali yoktu. Aldırış etmemek en iyisi olacaktı. Kitaptaki ilgili sayfayı açtıktan sonra kitabını masaya bıraktı.

untouchable | dramione Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin