Dylan Matthew Rosier
-Noel'e son iki hafta-
"Hile yok, ona göre."
Hermione iskambil kartlarını kontrol ettikten sonra Draco'nun ortaya attığı karta baktı. Evet! Bitirici sayıyı yapacak karta sahip değildi. Keşke en önemli kartımı bir önceki sıramda atmasaydım diye düşündü. Artık yenilmekten sıkılmıştı ve kazanmak istiyordu.
"Ben hile yapmam."
Malfoy bu cümlesinden sonra elinde kalan son kartında ortaya attı. Yine kazanmıştı. Tek kaşını kaldırıp kızı izledi.
Hermione kaçıncı kez yenildiğini hesaplayamamıştı. Bu yüzden sinirleri bozuldu. "Ben artık oynamayacağım." derken kartlarını fırlatırcasına Malfoy'a doğru attı. Çocuğun göğsüne çarpan kartlar yere düştü.
"Ağlamayacaksın seni yeniyorum diye değil mi?"
Hermione dudaklarını büzdü. "Hayır."
"İyi, çünkü başlarda sana bilerek yeniliyordum sen bana iltimas geçme demiştin." dedikten sonra Draco omzunu silkti. Genç oğlan duvarda duram saate baktığımda gece yarısını bir saat geçmiş olduğunu fark etti. O sırada Hermione, asası ile yaptığı büyüyle kartlar havalanıp masaya doğru uçtu ve düzgün bir şekilde üst üste sıralandı.
"Geç oldu." diye mırıldandı çocuğu izlerken. Yan profilinden kusursuz görünüyordu. Altın oranda yaratıldığı apaçıktı.
Draco, kızın kalması için onu ikna edebilecek bir şeyler düşündü. Aklına başka bir şeyler gelmiyordu. Her şeyi deniyordu. Aralarındaki bu saçmalığı daha ne kadar yürütebilirdi bilmiyordu. Kızı yalanlarıyla besliyordu ve bu onun ruhuna bir kara leke daha atıyordu. Ama daha da kötüsü Hermione'ye değer veriyor olmasıydı.
Kız bir anda çocuğa doğru yaklaştığıda Draco irkildi ve duvara yaslandı. Hermione başını çocuğun göğsüne yavaşça yasladı. Saçları örgülüydü.
Kollarını çocuğa doladı, çok aptalca olduğunu bile bile. Aralarındaki bu saçma yakınlık daha ne kadar devam edecekti kim bilir ama Hermione gittiği yere kadar gitsin istiyordu, lastiğin bu engebeli yolda nerede patlayacağımı umursamıyordu. Yıllardır çizmeye uğraştığı muhteşem karakterini belki de bir çırpıda çöpe atıyordu, sonun belirsizliği aklını yitirmesine sebep olabilecek kadar büyüktü. Kısa bir süreliğine de olsa onu tanıma fırsatı bulmuştu.
"Başka koşullar altında karşılaşsaydık-"
Draco kızın lafını kesti. "Boş hayallere kendini kaptırma. Seni üzmekten başka bir işe yaramazlar."
Hermione yaslandığı yerden doğruldu ve çocuğun gözlerinin içine baktı. "Tecrübeli biri gibi konuştun." Onun gözlerinde yakalayabildiği saniyelik duygu değişimlerini seviyordu. Çünkü onun nasıl hissettiğini sadece göz bebeklerinin büyüyüp büyümediğinden anlıyordu. Draco güçlü biriydi ve hiçbir şeyi çaktırmama alanında mastır yapmıştı. Hermione çocuğun gözlerine bakarken başka bir şey dikkatini dağıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
untouchable | dramione
FanfictionSafkan olan Yaxley Ailesi'nin kızları Isabelle Yaxley aile yadigarı olan korkunç bir lanete sahiptir. Fakat bu sırada Voldemort yükselir ve Yaxley ailesinin lanetini kendi lehine kullanabileceğini düşünür. Çünkü Isabelle'e kendi kanı dışında başka b...