Bir

187 28 13
                                    

Aralık 1991

Bethany, dirseklerini pencerenin önüne koymuş, yağan karı izliyordu. Her yer şimdiden beyazlaşmaya başlamıştı. Hogwarts bembeyazdı ve bu görüntüyü çok seviyordu.

Harry en son Hagrid'in kulübesindeydi. Ron ise abilerinin yaptığı bir şakaya kurban gitmiş, kazanı yüzüne patlamıştı. Şimdiyse yıkanıyor olmalıydı.

"Beth?" Bu sesin sahibi şüphesiz Harry Potter'dan başkası değildi. Bethany arkasını dönüp, gözlüklü ve soğuktan kızarmış yanaklarıyla son derece tatlı olan çocuğa baktı.

"Ah, Harry. Geldiğini farketmemiştim."

Harry, Bethany'nin yanına geçip, onun yaptığı gibi dirseklerini pencerenin önündeki boşluğa koydu. Yağan kar hızlanmış, çok hoş görünüyordu.

"Akşam yemeği başlamıştır. Gidelim mi?" dedi Harry bir süre sonra guruldayan karnını tutarak. Bethany Harry'nin koluna girdiğinde birlikte büyük salona yürüdüler.

Onunla arkadaşlıkları hiç bozulmasın istiyordu. Harry iyi biriydi ve onun en yakın arkadaşıydı. Geçmişte yaşadıkları bir yana, hâlâ zor zamanlardan geçiyordu.


Buz gibi soğuk, gri gözleriyle karşılaştılar Draco'nun. Sarı saçları arkaya doğru taranmıştı. Yanında, koruması gibi duran iki Slytherin öğrencisi vardı.

Slytherin'den kibirli ve zengin, anlaşılmaz bir kişiliği olan Draco Malfoy ile birbirlerini pek sevmezlerdi. Bir keresinde uçuş dersinde; Draco ve Bethany tartıştıklarında, dayanamayıp birbirlerine büyü yapmışlardı. Draco'nun saçları yok olmuştu. Bethany'se bir balon gibi şişmişti. Neyse ki tekrar eski hallerine döndürülmüşlerdi. İki hafta asalarından men edilmek, onların gözünü korkutmaya yetmişti ve bir daha kavga etmemişlerdi, en azından göz önünde.

Draco gözlerini kısıp iki saniyeliğine, Bethany ve Harry'nin birbirlerine dolanmış kollarına baktı. Sonra ifadesi değişmeksizin yanlarından geçip, büyük salona girdi. Draco Malfoy'un ne düşündüğünü anlamak gerçekten imkansızdı. Yine de bugün kendini iyi hissediyor olmalıydı ki onlarla konuşmamıştı.

Bethany'nin gözü ara ara Slytherin masasına takıldığında Draco'nun yemek boyu onlara baktığını farketmişti. Biraz rahatsız edici bir boyuta da ulaşsa sadece ona göz devirmekle yetinmişti ama Draco yine de ona bakmaya devam ettiğinde, sadece önündeki yemeğe odaklanmıştı.

Yemeklerini yedikten sonra ise ödevlerini yapmak üzere kütüphaneye gitmişlerdi ama Hermione'yle ödev yapmak resmen işkenceydi.


"Yanlış yapıyorsun." dedi Hermione, Bethany'nin kulağına eğilerek. Her seferinde hatalarını fark edip düzelttiriyordu. Ron ise oflayıp pofluyordu.

"Fazla detaycısın Hermione. Snape bunları fark etmez bile!" dedi Ron. Sesini kontrol edemediğinde kütüphaneden atılmışlardı. Hermione alaylı bir biçimde ellerini birbirine çarptı. Ardından Gryffindor kulesine çıktı.

"Ne yani? Alt tarafı kütüphaneden atıldık." dedi Ron mahçup bir ifadeyle. Bethany kıkırdadı. Keyifleri yerine geldiğinde Gryffindor kulesine çıkıp, ödevlerini tamamlamaya koyuldular.

---

-Birinci bölümün sonu.-

Merhaba :)
Bu bölümde genel olarak çocukluk ilişkilerini yansıtmaya çalıştım. Umarım hoşunuza gitmiştir. Hatalı olduğunu düşündüğünüz herhangi bir yer varsa, yazarsanız çok mutlu olurum. Oy ve bol bol da yorum atmayı unutmayınn. :D ❤️❤️

𝐼 𝑙𝑜𝑣𝑒 𝑦𝑜𝑢 𝑓𝑜𝑟 𝑖𝑛𝑓𝑖𝑛𝑖𝑡𝑦 || 𝐷𝑟𝑎𝑐𝑜 𝑀𝑎𝑙𝑓𝑜𝑦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin