Dokuz

55 16 10
                                    

---

Tekrardan yağmur damlaları pencereye düşmeye başladığında odanın içi hâlâ çok sıcaktı. Çatı katından sızan yağmur damlaları 'şıp' sesiyle yerdeki küçük su birikintisinin üstüne düşüyordu.

Bulutların arkasından çıkmış güneşin güçsüz ışığı pencereden içeriye sızarken gözlerini araladı Draco. Minderde doğrulup sağ tarafındaki yatakta hâlâ uyuyan Bethany'e çevirdi gözlerini.

"Bethany," diye fısıldadı neredeyse duyulmayacak kadar kısık bir sesle. Muhtemelen Bethany onun daha fazla burada kalmasını istemeyecekti ve bunu söylemeye çekinecekti.

Uyurken de her zaman olduğu gibi güzeldi Bethany. Draco burada durup, mükemmel bulduğu kişiyi saatlerce izlemeyi isterdi fakat şimdi gitmeliydi. Hafifçe okşadı Bethany'nin saçlarını. Hogwarts'ta iken onu öpmüştü. Sonrasında bunun hakkında hiç konuşmamışlardı ama Draco Bethany'nin ne düşündüğünü merak ediyordu. Çünkü kendisi, bunun harika olduğunu düşünüyordu.
Gerçekten harika...

Aşağı kata inip paltosunu üstüne geçirmeden önce ona kısa bir not bıraktı. Yağmur damlaları üstüne düşüp minik benekler oluştururken evin büyük bahçesinden çıktı ve ıslanarak yürümeye devam etti.

Tekrardan Malfoy Malikanesi'ne dönmek istemiyordu. Lucius ile araları hiçbir zaman iyi olmamıştı ama bu sefer, her zamankinden daha kötüydü.

Eskimiş yolun kenarındaki, yaprakları sararmış ve çoğu dökülmüş ağaçların altında yavaş yavaş ilerliyordu. Ayakları sanki yürümeyi reddediyordu ama o buna zorunluymuş gibi hissediyordu.

Eve gidip kendini acındırmaktansa, dışarıda kalmayı tercih ederdi. Lucius'un aşağılayıcı bakışlarını, Narcissa'nın onun için üzülmesini istemiyordu.

Arkasında duyduğu adım sesleriyle hızlandı. Bu ıssız yolda, sahip olduğu tek şey olan paltosunu da çaldırmak, isteyeceği en son şeydi.

"Hey yakışıklı! Bu geceyi evimde geçirmek istemez misin?" dedi arkasındaki kişi hoş bir ses tonuyla. Draco'nun tüyleri ürperdi, adımlarını olabildiğince daha çok hızlandırdı, Ama arkasındaki kişi her kimse onu takip etmeye devam ediyordu.

"İstemem. Şimdi peşimden gelmeyi bırakır mısın?" dedi arkasını dönmeden.

Arkadaki kadın birden kahkaha atmaya başladı. Draco dönüp baktığında ise, "Bethany!"

Bethany büyüyle sesini tekrardan normale çevirip Draco'nun yanına koştu. Gülmekten kıpkırmızı olmuş yüzüne göz devirdi Draco.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

"Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun? Not bırakıp gitmek de ne aptal?"

"Seni uyandırmaya çalıştım ama uyanmadın. Ben de not bıraktım."

"Peki. Şimdi eve gidiyoruz."

"Yoksa bu geceyi evinde mi geçireceğim?" dedi Draco, onun az önce söylediği şeyi hatırlayarak.

"Kapa çeneni," dedi Bethany kıkırdayıp.

Draco Bethany'nin kafasına vurdu hafifçe, sonra birbirlerine vurarak geldikleri yoldan geri döndüler. kalacak bir yer bulduğu için değil, Bethany'nin onu önemsemesine sevinmişti Draco. Ara sıra evden kaçıp Bethany'nin yanına gelmeyi aklının bir köşesine yazdı.

---

-Dokuzuncu bölümün sonu. <3

Oy ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim.

Finali henüz yapmayacağım ama her şey hazır. Alternatif son yapmayı düşünmüyorum. Benim kafamdaki son ne ise o olarak kalacak. Yeniden bir şeyler tasarlamayacağım. Aksi takdirde asıl sonun yıprandığını hissedeceğim. Akıllarınızda tek bir son ile kalmasını istiyorum.

Görüşmek üzere :)

𝐼 𝑙𝑜𝑣𝑒 𝑦𝑜𝑢 𝑓𝑜𝑟 𝑖𝑛𝑓𝑖𝑛𝑖𝑡𝑦 || 𝐷𝑟𝑎𝑐𝑜 𝑀𝑎𝑙𝑓𝑜𝑦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin