Merhaba!!
Bölüm yine erken geldi sanırım akdjwodjslxb
Oy ve yorumlarınız için teşekkürler :)
İyi okumalar...♡
Her yıl olduğu gibi birinci sınıfların içi kıpır kıpırdı. Hogwarts'ta binaları seçilecek, yeni insanlarla tanışacak, büyü yapmayı öğreneceklerdi. Aslına bakarsanız son sınıflar da, bu maceranın bitecek olmasını değil, yeni başlamış olmasını dilerdi. Çoğu öğrenci okul yıllarından hoşnuttu ve hayal edemeyecekleri kadar iyi arkadaşlıklar edinmişti. Hogwarts böyleydi işte. Birbirinden nefret eden iki insan bile sonradan arkadaş olabiliyordu. Hogwarts nelere şahit olmamıştı ki?
Ve yine her yıl olduğu gibi kalabalıktı tren istasyonu. Heyecanlanan ve biraz da korkan birinci sınıflara kendilerince teselli veren anne babalar, özlediği arkadaşlarıyla hasret gideren ama bir yandan da aceleci davranan öğrenciler, sürekli bir şeyi unutup unutmadıklarını soran aileler, okula gidenlere özenip anne ve babasının başının etini yiyen minik çocuklar...
Bethany, Ron ve Harry'nin yanına gelen Hermione'yle birlikte dördü trene bindiler. Ron dışında hiçbirinin vedalaşacak ailesi yoktu, en azından burada. Ron da ailesiyle çoktan vedalaşmıştı.
Birçok duygunun hakim olduğu kalabalık, öğrencilerin artık trene binmesiyle biraz daha azalmış gibi görünüyordu. Birbirlerini göremeyecek kadar uzaklaşana dek arkada bıraktığı ailesine pencereden el sallamaya devam etti öğrenciler.
"Niye bu kadar hevesliler anlamıyorum. Bir kere Snape gibi biri öğretmenin olacak ve sen mutlusun, düşünsene!" dedi Ron birinci sınıfları kastederek. Bethany kıkırdarken, Hermione Snape'in adını duymasıyla göz devirdi.
"Belki de onu henüz tanımadıkları içindir," dedi Harry sırıtırken.
"Tabii ki öyle. Ciddi ciddi o herifi seven var mı ki?"
"Öyle deme ama. Slytherin'lerin 1 numarası."
Ron yüzünü buruşturup geriye yaslandı. Bu konuşma her yıl yaptıkları bir rutine dönüşmüştü. Mutlu olan birinci sınıfları Snape'ten nefret etmelerine nasıl bağladıkları konusunda hiçbirinin en ufak fikri yoktu ama her yıl bir şekilde oluyordu ve hatta bu artık aralarındaki bir şakaya dönüşmeye başlamıştı.
Ron'un komik olmayan espirileriyle ve Harry'nin her seferinde kahkaha atmasıyla geçen on beş dakikanın ardından kompartmanın kapısı açıldı.
"Benimle gelir misin?" dedi Draco gözlerini Bethany'den ayırmayarak. Kapıdan içeri girmemiş, olduğu yerde bekliyordu.
Bethany ayağa kalktığında üçlünün anlamaz bakışlarını geride bırakıp kompartmandan çıktı.
En son Draco ile birkaç hafta önce görüşmüşlerdi. Draco babasından gelen mektuplardan sonra Bethany'nin yanından ayrılmıştı ve gelen mektupların hiçbirine cevap yazmamıştı.
"Selam," dedi Draco.
Bethany kaşlarını çattı, "Kaç hafta geçti ve sen sadece 'selam' mı diyorsun?"
"Mektuplarına cevap veremezdim, özür dilerim."
"Sorun değil," dedi Bethany.
Draco saçlarını karıştırdı. "Hayatımda kimsenin bilmediği şeyleri biliyorsun. Gitmek zorunda olduğumu da biliyorsun."
"Biliyorum."
"Bunu öğrenirsen hayatımızda bir fark olacak mı bilmiyorum, belki de şuan sırası değil ama..." Draco Bethany'nin elini tuttu ve devam etti,
"Seni seviyorum."♡
-10. bölümün sonu. :)
Umarım beğenmişsinizdir bölümü <3.
Kitabı daha ne kadar devam ettirebilirim gerçekten bilmiyorum. Bazı şeylerin cevapsız kalmasını da istemiyorum. Çok kararsızım ksfhaldjaljds
Harry Potter'a kurgu yazmaya başladım ve şimdiden 2 bölüm oldu :D. İlerleyişini ve sonunu daha belirleyemedim. Bu yüzden değiştereceğim şeyler olduğunu düşünüyorum. Her şeyi ayarladıktan sonra yayımlayacağım onu da :).
Bu arada Draco ve Bethany'e ship ismi buldum ajdkadbaldhsk
-Drany
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐼 𝑙𝑜𝑣𝑒 𝑦𝑜𝑢 𝑓𝑜𝑟 𝑖𝑛𝑓𝑖𝑛𝑖𝑡𝑦 || 𝐷𝑟𝑎𝑐𝑜 𝑀𝑎𝑙𝑓𝑜𝑦
FanfictionBaşucundaki boş ilaç kutularına bakıp pencerenin önüne geçti. Hep yapmak istediği şeyi yapıyordu sonunda. Kurtuluyordu. *Kendi kurgum. *21.11.21