Kaç hafta geçtiğini bilmiyordu genç adam lakin hala bir iz bulamamıştı. O kadın kimdi? Neden onun işlerini mahvedip onu polislere vermedi? Neden Angel gibi kokuyordu?
Masadaki dosyaları sinirle yere fırlattı genç adam. Bu birkaç haftada hiçbir yeraltı işi düzgün gitmedi. Hep bir sorun çıktı. Ya mallar yarı yoldayken polisler tarafından yakalandı ya da kadınlar tuhaf bir şekilde kaçırıldı.
Bunları yapan kişinin Amy'nin bilgi sızdırdığı kimseler olamazdı. Bu piyasada ne buna cesaret edebilen ne de bu kadar planı yapabilecek birileri yoktu. Aklı almıyordu genç adamın.
Haftalardır işkence çektiriyordu John ve Amy'ye lakin hiçbir sonuç alamıyırdu. O kadın hakkında en ufak bir bilgiye sahip değillerdi.
Ellerini saçlarını arasından geçirip sakinleşmeye çalışmıştı. Bu durum canını fazlasıyla sıkıyoru. Aşağıdan gelen bağırtılar ile dertlice nefesini verdi. Yine neler olduğunu merak ediyordu.
"Lafını geri al Angel."
Will ve Angel masa etrafında koştururken kovalayanın Will olduğunu anlamak uzun sürmemişti.
Angel elindeki deftere hırsla bir şeyler karalayıp, havaya kaldırdı.
"ASLA!"
Will, dostunu fark eder etmez ona döndü. Sinrili olduğu her halinden belliydi. İşin tuhaf kısmı genç kızın ondan aşağa kalır yanı yoktu. James şaşırmıştı bu dururma. Angel kimseye kızmazdı. Aksine herkese tebessüm ederdi. Will'ın yine neler karıştırdığını merak etmişti.
"Şu kıza bir şeyler söyle James!"
Genç adam olayı çözmek ister gibi hafif kaşlarını çattı. Angel elindeki defter koltuk altına yerleştirip ellerini kullanmaya başladı.
"Her şeyi o başlattı! Bana, senin beni bırakıp gideceğini ve beni sokağa atacağını söyledi!"
James okufuğu ellerle kızmıştı. Öyle bir şey yapacağı yoktu, neden dostu böyle bir yalan söylemişti? Gözlerini dostuna çevirdiğinde gördüğü haylaz gülüş ile hayıflandı. Arkadaşının kafasına sertçe vurup konuşmaya başladı.
"Ulan kıza neden öyle şeyler söylüyorsun? Hem bu durumda senin kovalanman gerekmez miydi? Hem kıza onca lafı söyleyip birde benim evimde kızı mı kovalıyorsun? Will seni fena benzetirim dostum!"
Will bu sert uyarıdan tırssa da geri adım atmaya hiç hevesli değildi. Kıza kötü bir bakış atıp tam konuşacaktı ki, Angel'ın bir şeyler anlattığını gördü.
"James çok sert vurdun, kafası acır yapma. O senin arkadaşın."
James biraz da olsa moreli düzelmişti. Hem arkadaşına bu kadar kızgın olup hem canı yandı diye düşünmesi içten içe onu mutlu etmişti. Dostuna dönüp, omzunu sıktı.
"Bak gördün mü? Onca lafı demişsin kıza ama kafana vurdum diye beni azarlıyor."
Will duyduklarından hoşnut olsa da belli etmemişti. Burun kıvırıp dostuna döndü.
"Sen bana yazdıklarını görsen bu laflarını yemezsin. Bu kız tam bir cadı!"
Angel duyduklarıyla kaşlarını çattı. Cadı değildi o. Will'ın üstüne doğru yürümeye başlamıştı. Eline acıtmayacak lakin hırsını ondan aldıracak bir yastık seçti. Will, Angel'ın onu bu sefer öldüreceğine kesin kanaat verip kaçmaya başladı.
Genç adam, Angel'ın düşürdüğü defteri alıp içinde yazanları okumaya başladı.
'Merhaba, hoş geldin Will.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Want My Wings
Science Fiction"Nereden geliyorsun?" "..." "Neden buradasın?" "..." Karşısındaki genç kız konuşmayınca sinirle dudaklarını yaladı. Kızın üzerindekileri incelediğinde ince bir kumaştan oluştuğunu gördü. Üzerine bir t-shirt vermeyi aklına not etti. "Peki. Madem ko...