9

21 3 0
                                    


Cennet'e, Cehennem ateşini getirmek...

Bunu nasıl yapmıştı? Amy nasıl olur da Cennet'e adım atıp o lanet İblis'in ateşini genç kızın evine sokabilirdi?

Achaiah kafayı yiyecek gibi hissediyordu. İçindeki korku dayanılamaz bir hâl almıştı. Lafasını kaşıyıp düşünmeye devam etti. Bir şeyler yapmalıydı. Ateşkes çoktan bozulmuştu iki cihan arasında. Doğa afetlerinde insanlığın yarısı yok olmuşken birde bu savaş her şeyi mahvedecekti.

Herkes iki şeyden emindi artık.

Bir: Doğa afetlerinin dünyaya zarar vermesinin sebebi İblis'ti.

İki: Her ne kadar dilleri varmasa bile, meleklerin arasında bir hain vardı.

İki melek baş yorarken, içeri damlayan ay meleği ile hareketlendiler. Erelim, kız kardeşinin endişeli haline bakarak bekledi. Achaiah aklına gelen ile endişesi körüklendi. James ve Will kavga ediyorlardı ve hala nedenini öğrenememişti.

"Achaiah, Amy ve John kaçmışlar."

Erelim, kardeşine baygın bakışlar atıp, hayıflandı.

"Başka bir şeyler olmalı Elimiel, neler biliyorsun anlat."

Ay meleği ne yapacağını bilemez haldeydi. Şahit olduğu manzara berbattı.

"John ve Amy kaçtıklarında, James ve Will depoya gittiler. Peşlerinde kuyruk gibi gittiğimde gördüklerim şaşırıcı derecede korkunçtu."

Elimiel, gözlerinde canlanan anı ile nutku tutuldu. Hafif silkelenip kendine gelmeye çalıştı.

"Etraf insan kanıydı Achaiah, sandığımızdan daha büyük tehlikedeyiz."

Erelim duyduklarıyla şaştı kalmıştı. Savaşın tüm evreni etkileyeceğini bilmelerine rağmen böyle bir adım beklemiyorlardı. Ellerini çabuk tutmalıydılar. Saatlerce bu konuyu tartışmalarına rağmen bir sonuca varamamışlardı.

Ay meleği, evi yakanın Amy'nin olduğunu öğrenince nutku tutulmuş; adeta kafası karışmıştı.

Ölmeden Cennet-Cehennem'e gitmek imkansızdı. Bunu yüzyıllardır kimse yapamamıştı. Hele ki Amy, o asla yapamazdı.

"Bunun ciddi bir mesele olduğunun farkındasınız öyle değil mi arkadaşlar?"

Pencere kenarındaki bitkiyle ilgilenerek sarf ettiği sözler ile dikkatleri üzerine toplamıştı, genç kız. Parmak uçlarını toprakta hafif gezdirip camdan dışarıya baktı.

"Artık durmak yok."

Camdaki yansımasına bakıp, parmaklarını elmacık kemiklerine sürdü. Dik başlılığını koruyup, arkadaşlarına döndü.

"Savaş başladı."

Elimiel tedirginlikle dudaklarını ısırdı. Söylemesi gereken başka bir şeyler daha vardı. Bunları, onlara söylemek düşündüğünden zor olacaktı.

"Bir konu daha var..."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Will, nasıl ellerimizden kaçarlar hala anlayamıyorum."

Arkadaşını sakinleştirmeye çalışan Will, bu konuda fazlasıyla zorlanıyordu. Yeterince başları ağrımıyormuş gibi birde kafaları durmuştu. Ellerini sertçe saçları arasında gezdiren genç adam, kollarını bıkkınca yanlarına bıraktı.

"Yok mu bir haber, bir mesaj adamlarından?"

"Yok abi, ne yapayım?"

"Nasıl kaçarlar, nasıl!?"

I Want My WingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin