1

92 7 0
                                    

"Bu yaptığın affedilir gibi değil!"

"Benim bir suçum yok! Yemin ederim ki benim bir suçum yok!"

Doğa meleği, baş melekleri olan Camael'in gözlerine yalvarırcasına bakıyordu. Dünyada olan doğa dengesizliği yüzünden ölen insanların sayısı çoktu. Suçu büyüktü doğa meleğinin fakat bir o kadar da suçsuzdu. Bu dengesizliği milyonlarca yıldır hiç bir yerde yapmamıştı. Sorumluluklarını bilen bir melekti o. Dünyadaki bütün volkanların patlayıp, tüflerini kar taneleri gibi dünyaya serpilmesi onun suçu değildi. Milyonlarca insan bu tüfleri solumaktan zehirlenmişti. Herkes Achaiah'nın nasıl böyle bir hata yaptığını merak ediyordu. Haklılardı. Sabırın ve doğanın meleği böyle bir hata yapmazdı. Yapmamalıydı.

"Neden kimse bana inanmıyor?! Benim bir suçum yok diyorum size!"

Kimse sesini dahi çıkarmıyordu. Herkes verilecek olan cezayı bekliyordu. Suçsuz melek, Camael'in vereceği her şeyi kabul etmeye karar verdi. Hoş. İstese bile cezadan kaçamazdı. 'Sabretmekten başka bir şey yapamam.' Diye düşündü savunmasız melek.

"Karar verilmiştir!"

Herkes Achaiah'tan gözlerini çekip baş meleklerine baktılar. Bu Achaiah içinde geçerliydi. Son defa. Son defa yalvaran gözlerini dikti baş meleğine. İşe yaramadığını anlaması uzun sürmemişti.

"En yaşlı meleği çağırın! Kararı o vericek!"

Doğa meleğinin dudakları genişlemeye başladı. Logos, yavaş fakat bir o kadar da bilgeliğin ve zamanın verdiği bir üslupla, dizleri yerdeki masum meleğe doğru adımladı. O da biliyordu onun masum olduğunu ama kanıtlayamıyordu. Elini, minik ve bir o kadar narin ellerin tutması için uzattı. Doğa meleği, yavaşça ona uzatılan eli tutup, destek alarak ayağa kalktı. Canı yanıyordu. Hem de çok fazla. Sebebi kendisi değildi. Milyonlarca kişinin yaşadığı acıydı. Kaç kişi sevdiğini kaybetmişti. Bunları düşünürken helak oluyordu. Logos, Achaiah'nın bembeyaz, ay gibi parlayan saçlarını okşadı. Güneş gibi sapsarı gözlerindeki üzüntüyü görmek onu da bir hayli üzüyordu.

"Logos, onu cezalandırmamız gerekiyor. Bu yaptığı tüm evrenin dengesini bozdu. Bütün melekler dünyadaki zaman dilimine göre neredeyse iki hafta çalıştılar. Dengeyi kurduk fakat cezasız kalmamalı. Büyüğümüzsün. Sen karar ver. Benim fikrim öldürmekten yanadır."

Logos'un, insanların değimiyle kanı çekilmişti adeta. Bir meleği, hem de doğa meleğini öldüremezlerdi. Evren yeterince karışmıştı. Tekrar bir karışıklığa müsaade edemezdi. Logos gözlerini kapatıp düşünmeye başladı. Gördüğü görüntüler ile sakince bekledi. Görüntüler, yaşlanmanın verdiği kırışıklı yüzünde bir gülümseme belirtti. Nasıl bir karar alması gerektiğini biliyordu Logos. Meraklı meleklere sesini yükseltti.

"Karar verildi!"

Bunu duyan Camael sinsice gülüp, keyifi yerinde bir kuş gibi şakırdadı.

"Zehri getirin! Bir de eğitimi tamamlanmış bir melek daha! Bundan sonra sabır ve doğa meleği o olucak!"

"Hayır Camael. Ben cezanın ölüm olduğunu söylemedim. Baş meleğimiz olabilirsin, ama ben de senin üstününüm. Haddini bil!"

Herkes şaşırmıştı bu çıkışmaya. Kimse baş meleklerine çıkışamazdı. Camael, yaşlı meleğin haklı olmasına içten içe sinirleniyordu. Onun büyüğüydü. Onun sözünü kesemezdi. Yavaşça başını eğip, konuşması için bir adım geri attı. Logos, memnun olmuş bir şekilde etrafı inceleyip, başka bir bölünme olmaması amaçlı bekledi. İstediği sessizliğe ulaşınca verdiği kararı herkese duyurdu.

I Want My WingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin