6

27 3 0
                                    


Birkaç hafta geçmişti. James gireceği ihale için çalışırken, Angel ona destek olma amaçlı bulduğu fikirleri ona boş zamanda anlatıyordu. Çoğu zaman James fikirlerine genç kıza çaktırmadan gülse de, bazı fikirleri hoşuna gidiyordu. Bir keresinde sunduğu fikir ile kahkahalarını tutamamış, karnı ağrıyana kadar gülmüştü. Aklına gelen anı ile daha da keyiflenmişti genç adam.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bilgisayardaki işini bitirmiş dosyalarını topluyordu James. İhale için önemli olan bu birkaç kağıt parçasını kasasına koymak için kapağını açtı. Angel'ın resmini görünce ister istemez eline almıştı. Hamakta bir ayağını sarkıtarak kitap okuduğu bir anın resmiydi. Genç adam, güzel kızın o halini görünce sessizce resminş çekmişti. Kız hakkında bilgi bulamamak onun canını sıkıyordu. Hiçbir bilgi yoktu. Gerçi çok kısa bir süre önce oluşan büyük doğa afetleri yüzünden bir çok ev dernek ve devlet binaları yıkıldı. Bazı insanların kimlikleri bilgileri yok oldu. Angel'ın bilgileride böyle yok olduğuna inanıyordu.

James düşünceleriyle boğuşurken aniden kapı açıldı. Genç adam büyük bir panikle fotoğrafı arkasına sakladı. Angel, James'in surat ifadesini görünce kaşlarını hafif çatıp kafasını eğdi. Biraz böyle kaldıklarında, James ses çıkarma cesaretini kendinde bulabilmişti.

"Angel?"

Angel meraklı halinden sıyrılıp yüzündeki gülüşü silmeden seke seke karşısında durdu. Genç adama heyecanla fikrini anlatmaya hazırlanıyordu. Yerinde duramadığından dolayı bir şeyleri karışık anlatacağından da korkuyordu. James, onun bu hallerine bayılıyordu. Cesur küçük bir kız çocuğu gibiydi onun için. Bazen merak ediyordu geçmişteki hayatında da bu kadar gülümser miydi diye.

"Harika bir fikrim var James! Güvenlik konusunda sıkıntı var diyordun ya? Projene bence güvenlik olarak ejderhaları da eklemelisin onlar büyük ve güçlüler. Zamanında İblis, onlarla antlaşma yapmak istemişti ama onlar biz melekleri seçerek oluşacak büyük bir savaşı önlediler. İstersen ben gidip konuşabilirim onlarla bir iki ejderhanın benimle gelip sana yardım edeceğinden şüphen olmasın. Ne dersin?"

James duyduklarıyla kendini tutamamıştı. Ejderhaların varlığına inanmayı geçmiş, onlar hakkında geçmişte sanki bir anısı varmış gibi anlatması çok komiğine gitmişti. Angel'ın gülen yüzü soru sorar hale dönünce kendini bastırmaya çalıştı. En son gülmekten karnına ağrı girdiğinden acıyla hafif bağırdı. Angel, genç adamın bir yerine vurup vurmadığına bakarak kolundan tuttu. Onu koltuğa oturttuktan sonra sürahiden su doldurup verdi. Hala fikrine cevap vermemişti ve bu genç kızı meraktan çatlatıyordu.

James kendine gelir gelmez yanında meraktan çatlayan genç kız ile sırıtmaya başladı. Tamam arada Angel meleklerden ve iblisten bahsediyordu fakat bu kadar ileri olan bir hayal dünyası düşlememişti. Kısa bir öksürükten sonra kendisini toparladı.

"Angel sanırım sana bazı kitap türlerini yasaklamalıyım. Fikrin kulağa çok hoş ve eğlenceli geliyor ama biliyor musun bilmiyorun ama ejderhalar gerçek değil. Onlar sadece bir hayal ürünü."

Angel duyduklarıyla şok oldu. Ne demek istiyordu. Ejderhalar tabiki gerçekti. Onlarla savaşa hazırlanmışlardı. Eğer İblis cesaret edebilseydi şu an savaşı kaybetmenin azabını yaşayacaktı. Tüm insanlık bilirdi ejderhaların yaşadığını. Onların büyük okyanusun ortasındaki minik adada yaşadıklarını herkes bilirdi. Ateş ejderhası, su ejderhası, toprak ejderhası, hava ejderhası... hepsi bir arada huzurla yaşayan asil yaratıklardı. James kızın inanmaz ve üzgün halini görünce aklına gelen anıyı anlattı.

"Biliyor musun Angel küçükken bir adam ile karşılaşmıştım. Çok iyi bir adamdı. Dam oynamayı çok severdi. Ondan hikayeler duyardım. Ejderhalar da var bu hikayelerde."

I Want My WingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin