11

3.5K 199 114
                                    

Aynadan bedenimi izlemeye başladım. Bulut seviyorum demesinden kaç gün geçmesine rağmen okulda uzak duruyor. Evde oyun oynuyor, azar azar alkol alıyoruz. Sanki sevgilim değilde arkadaşımmış gibi hissettiriyor. Ama bunların önemi yok, en azından yanımda ve sesini duyuyorum. Onun olduğu geceler kendimi kesmekten çekinirken o yokken şeytan kulağıma fısıldıyor.

Bulut, Baran abiyle yakın olmamı istemiyor. Onun sözünü dinleyip çok yazmasam da yakında yanına gitmeyi düşünüyorum. Aşağıdan Bulut'un sesi gelince kıyafetimi giyinip odadan çıktım. Merdivenleri hızlıca inip Bulut'a baktım.

"Pizza geldi hadi yiyelim. Akşam için babamdan izin almıştım ama Selçuk dışarıya çağırdı. Sen gelmesen sorun olur mu? Herhalde Selçuk hayatıyla ilgili özel şeyler anlatacak ve herkese hayatını açamıyor"

Sadece kafa sallayıp masanın üstünde ki pizzayı kendime çektim. Pizzayı yavaş yavaş kemirirken Bulut telefonuyla ilgilenip arada gülüyordu. Kiminle konuşuyorsa eğlendiği fazlasıyla belli oluyor. Yemeğin yarısına gelirken bir kere bile telefondan kafasını kaldırmadı.

"Akşam kaç gibi gelirsin?" Bakışlarını telefondan ayırmadan "bilmiyorum. Büyük ihtimalle geç gelirim." Dedi. Ağzımda ki pizzayı bitirip "bende bara giderim ne zamandır gidemiyorum" dedim.

Bakışlarını telefondan ayırdı. Gülen yüzü ciddiyete büründü.
"O Baran denilen adamdan hoşlanmıyorum. Evden çıkma"

"Bende Selçuk'u sevmiyorum ama gitmene bir şey demiyorum. Hem barda sadece o yok başka arkadaşlarımda var" yüzünde ki ciddiyet kendini alaylı ifadeye bıraktı.

"Arkadaş? Hem Selçuk benim kaç yıldır arkadaşım onlar ise arada görüştün önemsiz kişiler. Senin hayatında sadece ben varım." Kaşlarımı çattım.

"Onlar bana değer veriyor. Sen nasıl Selçuk'la buluşuyorsan bende onlarla buluşabilirim"

"İyi, siktir git buluş! Bu gece benide bekleme dışarıda takılacağım." Ettiği küfürle nefesimin kesildiğini hissettim. Ama Bulut'un mizacı böyle değil mi? O hep arkadaşlarına küfür eder.

"Dik dik ne bakıyorsun? Adam akıllı dışarı çıkacağım diyorum boş yapıyorsun. Ben çıktım diye seninde mi çıkman gerekiyor? Çok sorunlusun, her zaman da öyleydin." Son kalan pizza dilimini hızlı hızlı yeyip ayağa kalktı.

"Çıkıyorum sende ne bok yersen ye" konuşamıyor, sadece boğazımda ki yumrunun geçmesini bekliyordum. Kalbimin etrafını saran kocaman bir sızı var.

"Hâlâ mal gibi bakıyor. Gidiyorum ben dediğim gibi gelmem" çıkışa doğru yürüyünce ayağa kalktım.

"Tamam bara gitmem. Akşam gel belki bir şeyler yaparız" gözünde ki parıldamayla kafasını salladı.

"Tamam. Geç gelirim ama bakarız. Kendine iyi bak yavru" birden popoma vurunca refleksle geri çekildim. Kahkaha atıp evden çıktı, kapıyı gülerek kapattı.

Yarım kalmış pizzama iğrenerek bakıp merdivenlere yürüdüm. Bedenim ufak ufak titrerken yaşadığım şeylerin ağırlığında boğulmaya başladım. Onunlayken mutlu  olurum sandım  ama ettiği küfürler, hakaretler mutlu etmiyor.

Yetere oturup dizlerimi kendime çektim, kafamı dizime yaslayıp kollarımı da dizime doladım. Elimde olmadan beklettiğim yaşlar gözümden akmaya başladı. Ben mi yanlış yapıyorum?

Cebimden telefonu çıkartıp Baran abiye mesaj attım.

Yıldırım:Ne yapıyorsun?

Belki onunla konuşmak iyi gelir. Tabi bana iyi gelirde ona iyi gelir mi bilmiyorum. Sonuçta sevmeyi bile hak edemeyen ben, sevdiği çocuğun bile tahammül edemediği ben...

Sever misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin