FİNAL

3.7K 210 57
                                    


2 ay sonra...

Beterin beri vardır sözü doğruymuş. 'Acı çekiyorum daha ne olabilir?' Dediğim her an daha kötü şeylerle karşılaştım. Eskiden mutluluğu sadece bir insan da arardım. Hataymış... Mutluluk başkasında değil kendinde olurmuş. Ailesi sevmeyeni kim sever diyorlar, yanlış demişler.

Ailesinin hiç sevmediği insanlar da sevilirmiş. Ama kendini sevmeyen insanı kimse sevmezmiş. Kendine ne kadar çok değer verirsen o kadar dikkat ederlermiş. Ben kendimi hiç sevemedim, hiç mutluluğu kendimde aramadım.

Kendimi sevmeyince hayat da sevmedi. Eğer eşyalarına önem veren bir insandan kalem alırsanız, dikkatli davranıp kalemi özenle kullanırsınız. Eğer eşyalarına önem vermeyen birinden kalem alırsanız, kırmaktan çekinmezsiniz. Hor kullanıp kırılsa da umursamazsınız. Özür dileyip geçip, gidersiniz. Eşyasına değer verenin kalemini kırarsanız bu kalem olsa da özür dileyip, kendinizi affettirmeye çalışırsınız. Hatta parasını vermeyi, yenisini almayı teklif edersiniz. İkisi de kalemdir fakat kalemi  taşıyan her şeyden daha önemlidir.

Anladım ki ben kendi canımı hor kullanınca hayat da kırmaktan çekinmemiş.

Bulut ve Selçuk'un sahte pişmanlıkları canımı sıkıyor, kendimi daha da kötü hissetmemi sağlıyor.

Karşıma geçip pişman olduklarını haykıran kişilere sadece baktım. Eğer eskiden babam tarafından tacize uğramasaydım belki de düşünmeden yapacaklar, canımı yakacaklardı. Ama babamın yaptığı taciz onları durdurdu, hatta babama lanetler okudular.

Babamın yaptığının aynısını yapacak olduklarının farkında değiller mi? Canım yanıyor diye bağırmak istiyorum fakat canım yanmıyor. Artık mutluluğu hissetmediğim  gibi acıyı da hissedemiyorum.

Kafamda ki düşünceleri itip bana dikkatle bakan doktoruma gülümsedim.

"Artık 'sever misin?' demiyorum, diyemiyorum. Bu diyemeyişlerim aldığım darbelerden değil, sevgiyi bile hissedemediğimden kaynaklanıyor. Melike Hanım, elimde ki şeylerin değerini bilmem gerektiğini çocukken öğrendiğimi sanıyordum. Ama görüyorum ki acının bile değerini bilmek gerekiyormuş. Önümde ağladıkları zaman onlardan iğrenmek, nefret etmek  istedim ama olmadı. Sadece bakabildim, hiçbir  şey hissedemedim.

Delirmiş diye düşünmenizi umursamadan bir şeyler söylemek istiyorum. Yatağa yatıyorum, beyaz duvara bakıyorum. Diyorum ki; Acaba kendimi kestim, çok kan kaybettim ve hayal mi görüyorum? Bedenime bakıyorum bazen buz gibi oluyor. Ölüyorum da ben mi fark etmiyorum? Kanlar akarken hiçbir şey hissetmediğim zamanlar oluyordu, acı vücuduma yerleşti de ben  mi hissetmiyorum zannediyorum? Belki de acı nefes almak gibi  normal olmuştur ve ben hissedemediğimi sanıyorumdur.

Artık bazı şeyleri anlamak daha da zorlaşıyor. Baran var... Öyle dikkat ediyor ki 'abi' dediğim adamı sevmekten kendimi alamıyorum. Ama korkuyorum, cidden sevgi mi hissediyorum. Hissetiğim şey benim sevgi kalıbıma uyarken, beni sevdiğini söyleyen insanlarda gördüğüm sevgi kalıbına uymuyor. Her geçen gün hislerimi anlamak daha da zorlaşıyor."

Beni dikkatle bakan Melike Hanıma gülümsemeye çalıştım.

"Baran deyince aklına neler geliyor?"

"Sarı lale... Öyle gülümsemeyin. Sarı lale'nin anlamını internetten bakarsanız karşınıza sevgi ve hoşgörü kelimeleri çıkar. Aslında Sarı lale eskiden 'umutsuz aşk' anlamına geliyormuş. Zamanla bu renginden ve verdiği hislerden dolayı 'sevgi ve hoşgörü' anlamına  gelmeye başlamış. Baran benim için Sarı lale gibi ilk başlarda umutsuz bir aşk daha sonra saf bir sevgi..."

"Baran'ın neyini seviyorsun? Diye soruyorsanız cevabını veremem çünkü  bende bilmiyorum. Aslında... Baran benim için kolumda ki  izler kadar gerçek, ruhumda ki acılar kadar keskin, yüzümde ki anlamsız gülümseme kadar eşsiz..."

"Onu seviyorsun?"

"Eğer sevgi buysa, seviyorum. Ama eğer sevgi diğerlerinin alçak düşünceleri gibiyse malesef... Baran'dan nefret ediyorum."

"Baran'a sevdiğini söyledin mi?"

"Eğer korkmadan yanağına bıraktığım sayısız öpücüklerin anlamının sevgi olmadığını düşünüyorsa, bilmemesi daha iyi. Bir salağı sevmek istemem."

"Insanlardan korkuyor musun?"

"Sizinde bildiğiniz gibi geçen 1 aya kadar korkuyordum. Ama Baran ve çevresini tanıdıkça korkum gitmeye başladı. Melike Hanım bir diğer seansta  devam etsek olur mu? Sanki yorulmuş gibi hissediyorum"

"Tabi ki olur. Yeniden görüşmek üzere"

Küçük bir gülümseme bırakıp odadan çıktım. Merdivenleri inip uzun koridorda hızlı adımlarla ilerledim. Büyük binadan çıktığım da yine beni bekleyen Baran'la karşılaştım. Yüzünde  yine küçük bir gülümseme oldu, gözleri kısıldı.

Ona doğru  adımlarken oturduğu banktan kalkıp üstünü öylesine bir düzeltti.

Yanına  geldiğim de yüzünde ki gülümseme daha çok büyüdü ve eşsiz gamzesi ortaya  çıktı.

"Nasıl geçti?" Dedi. Yüzümde hınzır  bir gülümseme oluştu.

"En az gülümsemen kadar güzel, gamzelerin kadar eşsiz"

Gülümsemesi kahkahaya dönüştü ve ben nutkum tutulmuş bir şekilde izledim.

"Evimize gidelim Mır Mır seni çok özledi." Arabaya yürürken fısıldadım.

"Sadece Mır Mır mı?"

Sorumun cevapsız kaldığını sanmayın. Gözlerinde oluşan parlama özlediğinin küçük bir kanıtı oluyor. Arabaya bindik, yine aynı şarkıyı açtım.

M.F.Ö- Sarı Laleler

Baran bu şarkıyı neden sevdiğimi hiçbir zaman tam anlamıyla bilmeyecek. Çünkü sarı lale solmasın diye elimden gelen her şeyi yapacak kadar gözü karayım.

Daha fazla düşünmenin zararlı olacağını kafamda ki keskin acıdan anladım.

Şarkının bizi anlatan kısmına gelince gözlerine bakarak korkmadan bağırdım.

Yeniden başlasam bu sefer korkmadan
Koklayıp birbirimizi çöpe atmadan
Satırlar uçar gider aklımdan
Sana sarı laleler aldım çiçek pazarında

Eğer bu şarkı 'seni seviyorum' demek değilse sussun bütün şarkılar, hızlı atan kalbim dinlensin.

Nasıl bir sevdaysa bu karşı koyamam
Dayanamam kıskanırım seni paylaşamam
Satırlar uçar gider aklımdan
Sana sarı laleler aldım çiçek pazarından

Bağırarak söylediği satırı, susarak kalbime mühürledim. Biz birbirimizi çok sevdik...

Yine bir kitabımın sonuna geldik. Umarım acılar sizi yenecekken değerli olduğunuzu anlarsınız. Acıklı şeyler yazacak kadar delirmesem de sizi sevecek kadar keçilerimi kaçırdım. Keçilerim kaçtı diye hayıflanamam çünkü iplerini ben çözdüm ;)

Düşündüğüm gibi  bir son olmadı. Hiçbir zaman düşündüğüm gibi yazamıyorum. Doğaçlama bir bölüm oldu umarım beğenirsiniz. Belki final 2 olur. 

Oy ve yorum atarsanız sevinirim.
💛💛

Sever misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin