14

3.6K 209 80
                                    

Elimde ki jileti yere bırakıp ezbere bildiğim numarayı çevirdim. Kolumdan kanlar aksada öldürecek kadar değil. Telefonu açınca "Buraya gelmen gerekiyor, öleceğim" dedim.

"Alo! Yıldırım ne oluyor? Neredesin? Öleceğim  ne demek?" Sesini duyduğum anda tuttuğum yaşları bıraktım. Su açık olsada sanki  bedenim temizlenmiyor.

Konuşacak durumda olmadığım  için telefonu yüzüne kapattım. Kan akan koluma bakıp iç çektim. Selçuk kaç defa  kapıya dayandı, aradı hatırlamıyorum. Amcam bazı şeyleri anladı ya da öğrendi bilmiyorum, durmadan kapıya geldi. Bulut'tan ses çıkmamış, Selçuk ağlaya ağlaya yalvarmıştı. Hiçbirini umursamadan sadece Baran abiyi bekledim.

Beynim durdu. Gözümde hatırlamak istemedigim görüntüler dönüyor. Aldığım her nefes haram oluyor. Titreyerek ağlamaya devam ettim.

Kapıda Baran abinin sesini duyunca kanların yere damlamasını umursamadan kapıyı açtım. Karşımda Baran abi, amcam, selçuk ve o vardı. Bedenime yerleşen  korkuyla çığlık attım. Amcam gelmeye çalışınca  daha büyük çığlık attım.

"Baran abi gel lütfen" eve girdi, kapıyı kapattı. Anahtarla defalarca kez kilitleyip anahtarı kapının üstünde bıraktı. Her hareketini, gözünde ki acıyı, titreyen ellerini izledim.

Bakışları bedenimi buldu elimden gelen  sadece ağlamak oldu. Beni  yatırdıkları koltuğa oturdum, kanları  birazda oraya akıttım.

"Küçüğüm... Ne yaptılar? Söyle, anlat öldüreceğim onları" kafamı kaldırıp yaşlı gözlerine baktım. İkimiz de ağlıyorduk.

"Öldüreceksin. Onları değil beni öldüreceksin."

"Gidelim bu evden! Hadi yavrum bizimkiler dışarıda bekliyorlar. Gel seni  kimsenin dokunamayacağı yere götüreceğim. Evime gidelim"

"Korkuyorum, canım çok yanıyor." Kendimi anlatamıyorum. Beynim öyle şeylerle dolu, kulağıma öyle şeyler geliyor ki düşünemiyorum. Nasıl davranmam gerektiğini bile kestiremiyorum. Pis oldum, pislik oldum.

"Gideceğiz küçüğüm" yanıma yaklaşınca dudaklarım büzüldü. Ona sarılmak, kıllarına sığınmak istiyorum. Ama...

Pis birine kim sarılmak ister ki? Ayağa kalkıp çıkışa yürüdüm.

"Korkuyorum" Telefonunu çıkarttı, mesaj yazıp bir süre bekledi. Gelen bildirim sesiyle telefonunu cebine soktu.

"Bizimkiler hâlleti"

Evden çıkınca karşımda onları  gördüm. Bir zamanlar bana arkadaşca yaklaşan Baran abinin arkadaşları. Neden bilmiyorum ama onlardan da korktum. Bunları seven yapmaz mı? Onlar beni sevmiyorlar neden dokunsunlar ki? Baran abi seviyor. Ya o da zarar verirse...

"Gideceğiz küçüğüm  korkma" kolumda  akan kanlar durmuştu. Etraf kan kokusu oldu. Midem bulanıyor, başım  dönüyor. Karşı binada seviyorum dediğim kişiyi görünce gözlerim karardı. Kendimi sonsuz olmasını isteyeceğim karanlığa bıraktım.

Gözlerimi açtığım  da beyaz bir tavanla karşılaştım. Üstümde ki yorganı hafif itip sargılı koluma baktım. Ağlamak istesem de zihnim buna  izin vermedi. Sanki çocukken yaşadığım her şeyi beynim tekrarlıyor. Kafamı yana çevirdiğimde koltukta oturan, uyuya kalmış Baran abiyle karşılaştım.

Yataktan kalkacakken gözlerini açtı, hemen ayağa kalktı.

"Nereye gidiyorsun? Canın  acıyor mu?" kafamı iki yana salladım. Acı sanki içimde harmanlanıyor.

"Bazı şeyler var konuşalım"

"Anlat küçüğüm" oturur pozisyona geçip sırtımı bazanın başlığına yasladım. Ayağa kalkan Baran abi gözlerinde endişeyle bana bakıyordu. Onu korkutmak ya da üzmek istemesem de kendimi jiletlerken aklıma gelenler korkuttu.

"Mafya olduğunu biliyorum. Arkadaşım dediğin insanların masum kişiler olmadığını da biliyorum. Silah, uyuşturcu, organ mafyası olan çevreni de biliyorum" ben konuştukça kaşları  çatılıyor, bedeni daha da geriliyor. Bildiğimi anlamaması komiğime gitse de gülmedim.

"Beni öldürmeni istiyorum." Yine aynı düşündüler ve korku bedenimi sardı.

"Eğer öldürme işini ben yaparsam mezarım amcam nereye gömerse orada olacak. Onlar mezarıma çiçekler getirecek belki toprak bile atacaklar. Korkuyorum... Mezarıma gelmesinler çok korkuyorum. Babamın yanına gömülmek istemiyorum, korkuyorum. Canım çok acıyor ama hissetmiyorum. Acıyor ama acısı artık rahatsız etmiyor. Sadece korku bütün bedenimi sarıp geçmişimi gözümün önüne getiriyor. Beni öldürüp cesedimi saklamanı istiyorum. İstersen yak, göm, denize at ne bileyim yap bir şeyler. Sadece onlar cesedime bile dokunmasınlar, çürümüş bedenimin başına gelmesinler."

Derin bir nefes alıp devam ettim.

"Öldür beni... Kanlarım hep seviyor sandığım insanlar yüzünden aktı bir kere de gerçekten seven biri yüzünden aksın... Ruhumu seviyor sandığım insanlar öldürdü. Bedenimi seven biri öldürsün istiyorum. Bütün paralarımı, değerli eşyalarımı sana veririm."

"Yapamam. Seni seviyorum biliyorsun yapmam. Yalvarırım bu acıyı bana yaşatma, yalvarırım beni sensiz bırakma. Yıldırım, sana aşığım! Abi dediğin her an ölecek kadar aşığım. Yapma, ikimizi de öldürme. Izin ver bütün sevgimi vereyim, saçlarını  sevip küçük öpücükler bırakayım"

"YAPAMAM!Ben sevilmeyi hak etmiyorum. Öldür beni yalvarırım  öldür. Daha fazla yaşayamıyorum, canım çok yanıyor. Kafam da sesler var."

"Doktorlardan yardım alırız. Yemin  ederim istemediğin hiçbir şey yapmam. İstersen yıllarca dokunmam" dudaklarım büküldü. Oysa sadece onun dokunmasına ihtiyacım var. Yine sarılıp, saçımı öpmesine ihtiyacım var.

"Neden dokunmazsın? Pis olduğum için sende mi iğrenirsin?" Kaşlarını çattı.

"Sen pis değilsin! O piçleri öldürmeyeceğim. Öyle birine vereceğim ki ölmek için yer arayacaklar."

"Hayır ölmesinler! Onlar hep vicdan azabıyla yaşasınlar. Onlara işkence yapmayacaksın. Kendi kendilerine işkence yapacaklar. Senden onları değil beni öldürmeni istiyorum" dolapta ki aynaya baktım. Tuttuğum gözyaşlarım yanağımdan akmaya başladı.

"Ne olur öldür! Kendimden iğreniyorum, ölmek istiyorum"

"Bunu bana yapma. Yıldırım, sensiz bende yaşayamam lütfen gitme. Sen pis değilsin. Yemin ederim sadece onlar pis ben pisim sen tertemizsin. Olanların hiç birinde senin suçun yok. Kendine de bana da bunu yapma. Mutlu olmak için elimden gelen her şeyi yaparım"

"İnsanlardan korkup korkmamak arasında gidip geliyorum. Sadece kendimden iğreniyorum. Sen zarar vermezsin biliyorum ama" durdum. Baran'ın yüzüne baktığım da ağladığını gördüm. İkimiz de ağlıyorduk...

"Korkuyorum işte"

"Güven. Yemin ediyorum mutlu olacağız. Lütfen kendine daha fazla zarar verme, bize bir şans ver"

Gözlerim aynayı buldu. Şimdi ben ne yapacağım?

Bulutdan bölüm atma düşüncesi vardı ama sildim. Orospu Bulut düşüncelerini sikeyim. Ondan filan yazamam bokumu yesin!

Diğer bölüm final olacağı için hemen gelmez. Nasıl bitireceğime daha karar vermedim.

Oy ve yorum lütfen :)

Sever misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin