Hermione duyduğu kapı sesiyle olduğu yerde dondu. Pansy'nin hızlı nefesleriyle kendininkiler karışıyor, ıslak dudaklarına çarpan bu hava kısa süreli serinlik hissi yaratıyordu. Slytherin kızın elleri hala vücudunda: biri belinde ve biri yüzündeydi. Kendi elleriyse Pansy'nin sıkı ellerinin aksine hiç baskı uygulamaksızın kızın boynu ve omzunda duruyordu.
Birkaç saniye sessizliğin ardından kapı tarafından "Siktir," diye bir ses yükseldiğinde Hermione bunun gerçek olmaması için gözlerini sıkı sıkı yumdu ve dudaklarını birbirine bastırdı. Hayır, biri onları görmüş olamazdı.
Pansy'nin elleri uzaklaştı ve kız birkaç adım geri gidince Hermione'nin elleri de düştü. Hermione yavaşça gözlerini açtığında ilk önce kapıya doğru, kaşları çatık bir şekilde bakan Pansy'yi gördü. Ardından tüm cesaretini toplayıp yüzünü yavaşça sağına, sesin geldiği yere çevirdi. Gördüğü yüzle içine derin bir nefes alıp yüzünü tekrar kendi önüne çevirdi.
Odada çıt çıkmıyordu. Hermione daha az önce yaşanan şeyi idrak edemememişken şu an içinde bulunduğu durumu kavrayamıyor, adrenalinden dolayı kalbi göğsünü dövüyordu. Yavaşça gözlerini tekrar yumdu ve titrek bir nefes aldı. O sırada Daphne sessizliği bozuldu.
"Siz-siz..."
Hermione tereddütle Pansy'ye baktı. Daphne yutkunup sözlerini yutmuş, şokla aralanmış gözlerini aynı Hermione gibi Pansy'ye dikmişti. Ardından tekrar konuştu.
"Ben..."
Pansy sert ve hızlı adımlarla kızın yanına gitti ve bir elini omzuna koyup hafifçe ittirdi. El çabukluğuyla kapıyı açtığında Daphne mesajı alıp hemen odadan çıktı ve onun ardından Pansy de arkasına bir kez olsun bakmadan, hiçbir şey söylemeden gitti. Hermione kapının sert kapanma sesiyle birlikte yere çöktü. Şimdi ne olacaktı?
***
Pansy peşinden Daphne'yi sürüklerken hiç kimsenin onları durdurmasına izin vermiyor, koridorlarda hızlı adımlarla ilerliyordu. Yeterince tenha bir yere geldiklerine karar verince durdu ve Ortak Salon'dan çıktıklarından beri söylenip duran kızın kolunu bıraktı. Hışımla ona döndükten sonra "Söylenmeyi kes," dedi.
Daphne'nin önce kaşları havalandı, sonra dudakları kıvrıldı. "Az önce gördüklerimi sinirli davranarak unutturmazsın Pans."
Pansy derin bir nefes alıp bir o yana bir bu yana yürümeye başladı. İki eliyle kısa saçlarını yüzünde çekerken hala rahatlayamamıştı. Oysa... oysa daha az önce çok özel bir an yaşamıştı ve şimdi... şimdi, her şey çok karışacak gibiydi.
Kısa süre sonra Daphne'nin az öncekine rağmen çekingen çıkan sesi duyuldu. "Siz... Sen ve Granger, ha?"
Pansy olduğu yerde durup kıza döndü. "Sadece bunu unutsak ve hiç konuşmasak olmaz mı?"
Daphne kaşlarını çattı. "Unutabileceğimi hiç sanmıyorum ve sen de bana bir açıklama borçlusun."
"Ne borcundan bahsediyorsun? Merlin, Daphne etrafta laflamasan yeter, tamam mı?"
Arkadaşı sinirle ona birkaç adım atıp işaret parmağını ona doğrulttu.
"Ben bu kadar önemli şeyler görmüşken yerinde olsam sözlerime dikkat ederdim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
only a girl :: pansmione
Fiksi Penggemarsadece bir kız bir kızın nasıl hissettiğini anlayabilir. hermione granger x pansy parkinson