Kalbim heyecandan atmayı unutmak üzereyken dengede durmakta zorlanıyordum. Ayaklarımın titrediğini hissederken, nefesim kesik kesikti. Ellerimi saçlarına doğru uzatırken o da zorlanmamam adına kafasını bana doğru yaklaştırmıştı.
Bir yandan saçlarıyla oynuyor,arada bir de öpmek için yaklaşıyordum. "Ne zaman karar verdin buna?" sesim benden izinsiz biraz kısık çıkarken onu gülümsetmişti. Bir süre cevap vermeden kafasını kaldırıp beni inceledi. "Aslında arada düşünüyordum ancak hiç net bir şekilde söylememiştim." yazdıkları heyecanlanmamı sağlarken kalbimin bana sinirlendiğine emindim.
"Şuan net bir şekilde söyleyebiliyorsun ama değil mi?" kurduğum cümle onu yeniden gülümsetirken kafasını onaylar anlamda salladı. "Evet Pars Kalay. Rahatça yazabiliyorum ki, sen benim evlenmek istediğim adamsın."
Yazdıkları nefes almamı engellerken bir süre nefesimi tuttum. Yüzüme baka baka nefes alması ile gülerek nefesimi geri bıraktım.
"Demek benimle evlenmek istiyorsun?" muzip bir şekilde sorarcasına konuşmam onun sırıtmasını sağlarken kafasını onaylar anlamda salladı. "İlk gördüğümde yüzüme bakmayan, kulaklıklarını çıkarmayan, benim ortamda olduğumu görmeyen kız gelip karşıma sen benim evlenmek istediğim adamsın dedi. Sanırım bunu hiç beklemiyordum."
Gözleri geçmişe gidercesine boşluğa daldığında ben de onunla ilk tanıştığımız zamanları hatırladım.
-
"Hey sana diyorum neden yüzüme bakmıyorsun?" sorduğum soru yine de yüzüme bakmasını sağlamazken sanki sesimin yok olmasını istercesine kulaklıklarına daha da bastırdı.
"Allah'ım lütfen sesim dışarıya gitmiyor olsun. Diğer türlü bana cevap vermemesini kaldıramam." kurduğum cümleden sonra yüzünde bir gülümseme olduğunu fark etmem ile beni dinlediğini fark ettim.
"Aslında güzel kızmış. Keşke yüzüme de baksa." kafasını kaldırıp tam gözlerimin içine baktığında gözlerinden bir kırgınlık geçtiğini görür gibi oldum ancak hemen silinmesi ile gülümsemeye devam ettim.
"Utanma canım, sıkılma canım, bana beni sevdiğini söyle." demem onun kulaklıklarını çıkarmasını sağlarken bir yandan da kaşlarını çatıp ne dediğimi anlamaya çalışıyordu.
"Pepe şarkısı. Lütfen bana bilmiyorum deme." Yüzündeki gülümseme silinirken kafasını sağa sola bilmiyorum anlamında salladı. Yüzüm düşerken nasıl bilmediğini düşünüyordum. Bu çok klasik bir çizgi filmdi resmen yüz yılda bir gelirdi! Bunu bilmemesi kalbimi kırmıştı.
Bugün bu evde. Melodi'nin evinde ilk defa pepe izlemeyen biriyle tanışmıştım.
-
Aklıma gelen anı gülümsememi sağlarken birden önüme telefonunu koyması ile kendime gelip telefonu aldım.
"Kalbim kırıldı. Kalbim kırıldı. Pepe bana hiç inanmadı." yazdığı şey gözlerimin kocaman olmasını sağlarken etrafımızda kumda yürüyen insanları umursamadan bağırarak "izlemişsin." dedim.
Dediğim şey onun gülümsemesini büyütürken kafasını evet anlamında sallamıştı. "O gün izlemediğimi öğrenince yüzün düşmüştü. O gün akşam gidip izlemeye başladım. 208 bölüm olduğu için daha bir hafta önce bitti. Aylardır izliyorum." Gözlerim büyümüş bir şekilde onu dinlerken aslında belli etmeden dediklerimi ne kadar önemsediğini fark ettim.
"208 bölümü sırf benim o gün kalbim kırıldığı için mi izledin?" sorduğum soru karşısında bir an afallasa da telefonunu eline aldı. "Başta evet. Ama daha sonra beğendiğim için izledim." Bir kahkaha patlattığım da onun da gülümsemesi büyümüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK
Teen Fiction"Onun yanına kim gidecek?" dediklerinde kaşlarımı çattım. "Kimin?" dediğimde eliyle işaret ettiği yerde bir kızın kulağında kulaklık ile orada oturduğunu gördüm. "Neden kimse konuşmak istemiyor?" dediğimde gülerek konuşmaya başlamasıyla ona baktım...