Şarkıyla Okuyun Lütfen..
Bazen hayatta gerçekten kendimizi,benliğimizi,neden yaşadığımızı sorguladığımız anlar olur. Neden varım? Neden yaşıyorum? Mutlu muyum?
Mutlu hissetmediğimiz anlar olur. Ailemizden bıkarız,arkadaşlarımızla tartışırız,kendimizi yetersiz görürüz. Gün sonunda yorgun düşmüş bir beden ve beyin ile baş başa kalırız. Bazen ağlarız,bazen deli gibi güleriz bazen çığlık atarız,bağırırız. Duygularımızı farklı yöntemlerle dışarı vururuz. Bazen ise artık öyle bir çizgiye geliriz ki tepki vermek bile istemeyiz. Karşımızdaki bağırır,hakaret eder belki vurmaya kalkar ama sadece boş boş bakarız.
Hayat çok boş gelir,yaşam çok boş gelir işte tam o an benliğini sorgulamaya başlarsın. O an kafanda oluşur bu düşünceler. Neden varım ki? Dünya üzerinde olmam kime katkı sağlıyor? Boş ve mutsuz bir şekilde yaşayacağıma ölürüm daha iyi..
İnsan beyni izlediği ve gördüğü şeylerden etkilenir. Düşüncelerimiz bu yönde oluşur. İzlediğimiz videolar,diziler,dinlediğimiz şarkılar... Bunların hepsi bizim kendimiz hakkındaki düşüncelerimizi etkiler aslında. En basitinden izlediğiniz bir videodaki kadının fiziğini beğenirsiniz ve belki kendinizi yetersiz görmeye başlarsınız.
Birçoğumuz hayatımızın belli dönemlerinde kendimizden nefret ederiz. Bazen kişiliğimizden bazen fiziğimizden belki başarısızlıklarımızdan dolayı kendimizden uzaklaşırız. Depresyon olarak adlandırdığımız döneme gireriz. Hiç kimse sevmese bile kendimizi sevmemiz gerektiği gerçeğinden uzaklaşıp en başta biz kendimizi sevmeyi bırakırız.
Kendimizden nefret etmek,başkasından nefret etmekten hep daha kolay olur. Başkasının utandığı bir ana gülersin ama bunu beş dakika sonra unutursun. Ama kendin böyle bir an yaşadığında kendinden nefret eder,kendini suçlarsın. Sanki kimse bunu hiç unutmayacak,herkes hatırlayacakmış gibi hissedersin. Böyle o kadar çok örnek var ki verilebilecek yan yana geldiğinde neden kendimizden bu kadar kolay nefret edebildiğimizi sorgulamamızı gerektirecek bir liste oluşuyor.
Bu noktada bazen kendimizi sevmeye başlamak istiyoruz. Sıfırdan bir hayat belki bir düşünce tarzı,yapısı istiyoruz. Ama burada da devreye geçmişimiz giriyor.
Merhaba,ben Dolunay. Dolunay Liran. Kimine göre dilsiz,kimine göre 'konuşsa aslında güzel olan' kiminin güzellik algısından çok uzak,kiminin ise tam güzellik algısına göre olan kız. Okulda fark edilmeyen,tüm seneyi olaysız geçiren,sessiz diye kendinizde aşağılama hakkı bulduğunuz o kız.
Geçmişim yakama öyle bir yapıştı ki ben ittikçe daha kuvvetli bir şekilde geri dönüyor. Kendimden nefret etmeme,kendimden uzaklaşmama,kendimi herkesten soyutlamama sebep oluyor. Ben başa çıkabildiğime inandıkça tüm inancımı yıkacak bir olay atıyor önüme.
Bak dayak yediğin anlar diyor mesela,bak sen satıldın diyor,evlendirildin,sana zorla sahip olundu diyor. Sen bunu bile yaşadın diyor bana. Yaşamadığın ne kaldı ki? Neden hala ayaktasın? Neden hala hayattasın diyor.
Hala nasıl yaşıyorsun? Bu gücü nereden buluyorsun?
Merhaba ben Dolunay. Dolunay Liran. Yaşadıklarına bakıldığında acının ta kendisi gibi gözüken ama aslında neşenin,mutluluğun ve gücün ta kendisi olmuş biriyim. Yaşadığım acılar kadar mutlu olmadan ölmeyecek olan o insanım. Hayatındaki hedefini yaşadığı acılara göre değil,yaşamak istediği mutluluklara göre belirleyen bir kızım.
İşte bu yüzden hala ayaktayım,hala yaşıyorum,hala güçlüyüm,bu yüzden vazgeçmedim hayatımdan.
Aslında çok istedim. Geçmişimin önüme attıklarına uymak,kafamdaki sesi dinlemek çok istedim. Belki her şey o zaman daha kolay olurdu. Bu hayattan çıkıp gitseydim,kurtulsaydım daha güzel olurdu. Belki daha mutlu olurdum kim bilir..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK
Fiksi Remaja"Onun yanına kim gidecek?" dediklerinde kaşlarımı çattım. "Kimin?" dediğimde eliyle işaret ettiği yerde bir kızın kulağında kulaklık ile orada oturduğunu gördüm. "Neden kimse konuşmak istemiyor?" dediğimde gülerek konuşmaya başlamasıyla ona baktım...