4. Bölüm

2.5K 106 5
                                    

Hayat bazen istediğimiz gibi ilerlemiyordu. Başa çıkmaya çalıştığımız zorluklar yetmezmiş gibi üstüne bir şeyler daha ekleniyordu. Sanki hayatta sürekli bir şeylerle savaşmak zorundaymışız gibi hissediyordum. Aslında bu düşünce çokta yanlış bir düşünce değil günümüzde. Özellikle kadınlar,rahat ve özgür yaşamak için birileriyle savaşmak zorunda kalıyorlar. Son günlerde hemcinslerimden utanmamı sağlayacak oldukça fazla olaylar olmaya başladı. Açık giyindiğini bu yüzden haklı olduğunu iddia ederek tecavüz eden insanlar,kendisinden ayrılmasını kaldıramayıp sevgilisini öldüren adamlar,dayattığı doğruları kabul etmediği için çocuğunun önünde eşini döven insanlar ve daha da kötüsü bu yapılanları destekleyen oldukça fazla insan gündem olmaya başladı.

Açık giyinmesinin ona dokunulması hakkını erkeklere vermediğini bağıran,özgür bir ülkede özgür düşüncelere sahip olabileceğini savunan kadınlar öldürülen,tecavüze uğrayan bu kadınların yanında durup,onlara destek olduklarını paylaşmaya,söylemeye başladılar. Bu durum sosyal medyada öyle bir patladı ki son günlerde herkesin dilinde kadın cinayetleri dolanıyordu. Her gün haberlerde birinin öldürüldüğünü,bir kadının öldürüldüğünü izliyorduk. Bir erkek olarak nefsine hakim olamayan hemcinslerimi utanarak izliyordum. Artık evde haber açılmasını istemiyor,annemin psikolojisinin daha da bozulmasını engellemek istiyordum. 

Melodi'nin çağırmasıyla onlara gitmiştim. Dolunay ve Bora'nın da orada olduğunu görmemle gülümseyerek yanlarına oturdum. Ne konuştuklarını anlamasam da Dolunay'ın kulaklık takmayışından önemli bir şeyler konuştuklarını anladım. "Ne konuşuyorsunuz?" dediğimde hararetli konuşmalarına bir ara verip bana döndüler. "Kadın cinayetleri." diyen Bora ile omuzlarımı düşürdüm. Bu konudan çok etkileniyordum. "Kendine hakim olmak neden bu kadar zor anlamıyorum. Benim etek giymem senin bana dokunmana sebep olamaz. Kafanı çevirip önüne döneceksin abi." diyen Melodi ile haklılığı karşısında kafamı onaylarcasına salladım. "Son günlerde haberlere bakmaya korkar oldum." dediğimde onun da yüzü düşmüştü. Anlaşılan bu konudan hepimiz oldukça fazla etkileniyorduk. 

"78 günde 78 kadın." diyen Bora ile gözlerimi büyüterek ona doğru döndüm. Daha ne kadar vahşileşebilirdik bilmiyordum. "Sadece öldürmek değil. Haberlere çıkmayan,haberimizin bile olmadığı kaç kız tacize,tecavüze uğruyor. Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Yarın benim başıma gelmeyeceğinin garantisi yok." diyen Melodi'nin sözleri o kadar acıydı ki gerçek olmamasını isterdim. Sözlerinin doğruluğu daha üstüne bir şey eklenmeyecek kadar kesindi. Sol taraftan bir hıçkırık sesi duyduğumuzda hepimiz birden o tarafa doğru döndük. Dolunay'ın ağladığını görmem ile şaşkınlıkla kaşlarımı çattım. Melodi hemen koşarak Dolunay'a sarıldığında kulağına doğru "özür dilerim,özür dilerim. Çok özür dilerim." dediğini duydum. 

Neler olduğunu anlamadan kızları izlerken Bora'ya doğru döndüm. Gözlerinin kızardığını görmemle benimde gözlerim doldu. Çevremizdeki erkeklerden bu noktada biraz ayrılıyorduk. Duygusaldık,kadınlar hassas noktalarımızdan biriydi. Ağlamayız diye bir iddiada bulunmuyorduk,ağlardık. Dolunay'ın neden ağladığını bilmemize gerek yoktu. Bu konuşmanın üzerine söylenilenlerden etkilenmiş olabilirdi. Dolunay telefonunu çıkarıp bir şeyler yazdığında yine konuşacağı için heyecanlansam da bize çevirmeden sadece Melodi'ye okuttu. Melodi okuduğu şey ile kaskatı kesilirken neler olduğunu merak etmeye başlamıştım. Bora'nın da merak ettiğini biliyordum ama soracak cesaretimiz yoktu. 

Melodi Dolunay'ı içerideki odaya doğru götürdükten sonra yanımıza geri döndü. Tam konuşacakken telefonuma mesaj gelmesiyle susup telefonuma baktım. "Haberlere bakın." yazan abim ile kaşlarımı çatıp Bora'ya televizyonu açmasını söyledim. Haberi izlemeye başladığımda gözümden bir damla yaşın düştüğünü hissettim.

SARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin