Kızıl şirketinin önünde altı kişi durmuş,sadece kapıya bakıyorduk. Dolunay adım attığı an içeri girecektik ama Dolunay bütün anılar gözünün önünden geçiyor gibi olduğu yerde kalmıştı.
Endişelenmeye başlarken ilerleyip koluna dokundum. Dokunmamla sıçrayarak geri çekilirken,içimin sızladığını hissettim.
"Güzelim benim istemiyorsan geri dönelim." diyen Melodi'ye kafasını hayır anlamında sallayarak cevap verdiğinde hepimiz tekrardan önümüze döndük. Kimsenin bir şey demeye hakkı yoktu. Kimse neler yaşadığını tam bilmiyor,anlayamıyordu.
Yürümeye başladığında derin bir nefes alıp arkasından ilerlemeye başladık. Kapıdan içeriye girdiğimizde kadın olan danışmanın yanından durmadan geçmiştik. Arkamızdan koşuşturarak ve bağırarak gelen kadını hiçbirimiz takmazken, Dolunay nereye gittiğinden emin bir şekilde ilerlemeye devam ediyordu.
Asansöre binip sekizinci yani en üst kata bastığında hepimiz içeride sessizce duruyor,sanki nefeslerimizi tutmuş olacakları bekliyorduk.
Asansör durduğunda inip,sağa doğru ilerlemeye başladık. Koridorun sonundaki odanın kapısında durduğumuzda Dolunay kapıyı çalmadan içeriye direkt girdi. İçeride tek başına olduğunu fark etmemle derin bir nefes alırken odasında herhangi bir iş adamı olmamasına sevinmiştim.
"Sizi buralarda da mı görecektik Dolunay Hanım?" sorarcasına konuşmasına Dolunay sadece alaycıl bir şekilde sırıttı. "Ah cevap veremeyeceğini unutmuşum." deyip kendi kendine güldüğünde Melodi kendini tutamayıp kıkırdamıştı. Ata dışında hepimiz bunun onun dediğine değil de Dolunay'ın konuşabildiğine olduğunu biliyorduk.
"Sanırım arkadaş seçimini de yanlış yapmışsın." deyip Melodi'nin gülmesine laf atarken bu sefer Rana güldü. Ata kızların bu hali hoşuna gitmiş gibi gülümsemesini genişletirken birden suratının donmasına sebep olan bir ses duyuldu.
"Beni her yerde görebilirsin Ata Kızıl." Dolunay'ın sesi odada yankılanırken şimdi onun dışında hepimiz gülümsüyorduk. Suratı kızarmaya başlarken Dolunay konuşmaya devam etti. "Arkadaşlarımı kesinlikle çok doğru seçiyorum." az önceki lafına da gönderme yaptığında her ne olursa olsun karşısında dimdik durduğu için gururlandığımı hissediyordum.
"Sen konuşuyorsun?" sorarcasına konuşan adam Rana'yı güldürürken Melodi'ye dönüp konuşmaya başladı. "Bu da senin gibi tekrara almaz umarım." dediklerine gülerken adam hafif öksürüp dikkati tekrardan kendisine çekti.
"Neden gelmiştiniz?" resmi bir tonda sorduğu soru beni şaşırtırken Dolunay bir adım öne çıkıp ona daha çok yaklaşmıştı. "Birkaç yıl önce beni Selim Liran'dan satın alan bir adam vardı. Adı Ata Kızıl. Eğer tanıyorsan bize çok yardımcı olmuş olursun." Dolunay'ın bu kadar rahat olması onun bir kere daha şaşırmasına sebep olurken dudaklarında alaycıl bir sırıtma oluştu.
"Tekrarlıyorum, neden geldiniz?" Dolunay kaşlarını havaya kaldırıp bir adım daha yaklaştı adama. "Yüzleşmemiz,konuşmamız gereken konular vardı." Adamın yüzündeki gülümseme bir an olsun silinmezken, Dolunay'ın ona yaklaşması hoşuna gidiyor gibiydi.
"Benden sonra evleneceğin adam bu mu? Benim dokunuşlarımdan sonra sıra ona mı geçti?" beni göstererek konuşması ile olduğum yerde kalmak için oldukça fazla çabaladım. Gidip yüzüne yumruğumu geçirmek istesem de konuşması gereken tek kişinin Dolunay olduğunu farkındaydım.
"Evet evleneceğim adam, isteyerek evleneceğim adam o,Pars. Ve çok merak ediyorsan seninkinin aksine zorla değil,benim isteğimle bana dokunacak olan kişi de o." kurduğu cümleler benim gülümsememi sağlarken, Kızıl, yüzündeki gülümsemesini yavaş yavaş silmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK
Novela Juvenil"Onun yanına kim gidecek?" dediklerinde kaşlarımı çattım. "Kimin?" dediğimde eliyle işaret ettiği yerde bir kızın kulağında kulaklık ile orada oturduğunu gördüm. "Neden kimse konuşmak istemiyor?" dediğimde gülerek konuşmaya başlamasıyla ona baktım...