23. Bölüm

595 31 14
                                    

Bazen öyle bir boşlukta hissedersin ki kendini, yağmur sesine kapılırsın bazen. Dinlediğin bir şarkının sözleri yankılanır aklında, zihninin en köşe yerlerinde çalmaya başlar birden o şarkı. Zihnini boşaltmaya çalıştıkça daha çok düşüncelere boğulursun. Kendinden kaçmaya çalıştıkça daha çok kendinde kaybolursun.

Hayatın acımasızlığı hep vurulur yüzüne. Bazen yalnızlığına yakınırsın,bazen kalabalıktan kaçarsın. Bazen çok gürültülü olur ortam, kaçarsın bazen sessizlik rahatsız eder, ses olsun diye şarkı açarsın.

Düşüncelerin öyle bir sarar ki bütün bedenini,hareket etmeni engeller. Kafanı yorar,psikolojini bozar,seni zorlar.

Aklıma gelen şarkı sözleri ile mırıldanarak yatağımı toplamaya devam ettim.

"Duramam burda ben
Duramam çünkü her günüm bi' olay
Aramam kimseyi
Koyamam yerine, sanki öyle kolay"

Koltukta uyumaya devam eden Dolunay'a bakmaya başladığımda, az önce topladığım yatağın üzerine oturmuştum.

Son bir haftadır oldukça zorlanıyordu. Kendini odaya kapatmasının üzerinden bir hafta geçmişti ve bu bir haftada zayıf olan bedeni iyice zayıflamıştı.

Ailesinin tamamen gittiğini kabullenmek, onu terk ettikleri zamana onu geri götürmüştü ve geçmişinden kurtulamıyordu. Sarmaşıklar öyle bir sarmıştı ki bu sefer etrafını, dışarıdan bile gözüküyordu.

Yanından geçtiği insanlar bazen dönüp tekrar bakıyorlardı. Kimisi gelip "iyi misin?" diye soruyordu. Göz altları şişmiş ve morken, bedeni zayıflamış,çökmüştü. Geceleri sürekli kabus görüyor son dört gündür yanımda da olsa doğru düzgün uyuyamıyordu.

Ne annesine, ne de kız kardeşine takılıyordu aslında. Kendisine sinirliydi,babasına sinirliydi. Çökmesi o kadar genel olmuştu ki ne hakkında teselli edeceğimizi şaşırmıştık.

Bu kızı babası başka bir adama satmıştı. Allah bilir nasıl günler geçirmişti ve bu bile bir şekilde annesinin onu bırakmasına bağlanırken öğrendiği şeyler,karşılaştığı şeyler onu geçmişine sürüklemekten başka bir şey yapmamıştı.

Uzun zaman sonra deliksiz uyuduğunu görürken tam öpmek için yanına eğilmiştim ki sıçrayarak uyanmasıyla kendimi hemen geri çektim. Kafalarımız çarpışmaktan son anda kurtulurken içimin burkulduğunu hissediyordum. Uyuyabildiği için mutlu olmuştum.

Sarılıp, konuşmaya başladığımda yavaş yavaş nefesleri düzene giriyordu. "Geçti bir tanem. Geçti güzelim. Bak ben yanındayım." dediğimde kafasını çevirmesiyle göz göze geldik. Yavaşça gülümsediğim de o da aynı şekilde karşılık verdi.

"Sana bir şey sorabilir miyim?" yazıp çevirdiğinde kafamı onaylar anlamda salladım. "Beni bu halimle kabul edebilecek misin?" yazdığını gördüğümde kaşlarımı çatarak "ne varmış halinde?" diye sordum.

"Bundan hiç bahsetmedim ama evlendiğimde.. bir şeyler yapmak zorunda bırakıldım.. Beni, yani bu şekilde sevebilecek misin?"

Yazdığı şey vücudumun kasılmasını sağlarken bu kesinlikle Dolunay'a karşı bir şey değildi. Babasına ve o herife olan sinirim asla geçmeyecekti. "Senin nasıl olduğun hiç önemli değil. Sen Dolunay'sın. Sen benim sarmaşığımsın. Ben seni her halinde severim." dediğimde yüzünde rahatlamış bir ifade oluştu.

"Bu nereden geldi aklına?" dediğimde vücudunun gerildiğini fark edip yanına oturdum. "Rüyamda babam vardı. Bana senin beni sevmeyeceğini benim o adama ait olduğumu söyleyip durdu." yazdığında cidden o adamı gördüğüm ilk yerde boğma fikri aklımdan gitmiyordu.

SARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin