Gözlerim karşımda oturan dörtlüdeyken neden burada olduklarını çözmeye çalışıyordum. Bugün Dolunay ile babasının yanına gidecektik ancak karşımda oturan Melodi,Bora,Rana ve Selis dörtlüsü bizi biraz geciktirecek gibiydi.
Dolunay içeride hazırlanırken ben burada onlara neden geldiklerini sorsam da sadece Dolunay'ın gelmesini beklediklerini söylüyorlardı. En sonunda kaşlarımı çatıp bende sessizliklerine eşlik etmeye başladım.
İçeriye Dolunay'ın girmesi ile derin bir nefes alıp oturmasını bekledim. Yanıma oturduğunda Bora konuşmaya başladı. "Bugün ki planınızı biliyoruz ve biz de gelmek istiyoruz." kurduğu cümle gözlerimin büyümesini sağlarken, Bora'ya söylediğim için pişmanlık duyuyordum.
Dolunay kaşlarını çatıp bana doğru dönerken ben başımı suçlulukla öne doğru eğdim. "Biliyoruz bu çok özel bir mesele. Baban ve eski eşinle görüşecek olman da büyük bir olay ancak onlar seni yalnızlığa terk ettiler. Onlar senin yalnız kalmanı istediler. Senin öyle olmadığını kanıtlamak,göstermek istiyoruz." Melodi'nin dedikleri gülümsememi sağlarken Dolunay hala kaşları çatık bakıyordu.
"Kimseye bir şey kanıtlamak zorunda olmadığını da biliyoruz. Ama biz her zaman senin yanındayız ve bunu görmesini istiyoruz." diyen Rana her zaman konuştuğundan daha yumuşak konuşmuş Dolunay'ı ikna etmeye çalışmıştı.
"Açıkçası ben yeni geldim. Konunun tam olarak ne olduğunu bile bilmiyorum. Sen anlatana kadar kimseden öğrenmek istemediğim için sormadım da. Ama siz beni kabul ettiniz mi etmediniz mi bilmesem de ben sizi yanımda olmayan ailem olarak görmeye başladım. Bu saatten sonra ben de hep yanındayım, yanınızdayım." Selis'in söyledikleri ile Dolunay'ın gözlerinin dolduğunu gördüm.
Çatık olan kaşları düzelmiş, yüzünde ağlayacağının sinyalini veren kızarıklıklar oluşmaya başlamıştı. Telefonunu aldığında bir şeyler yazmaya başladı.
Telefonu çevirdiğinde hepimiz birden telefona doğru eğilmiştik. "Oraya gittiğimizde neler yaşadığımı sana Melodi ya da Bora anlatır Selis. Benden öğrenmeyi beklediğin için teşekkür ederim. Ve siz, gelmek istediğiniz için teşekkür ederim. Her ne kadar söylemesem de orada hepinize ihtiyacım olacağını biliyorum."
Yazdıkları gülümsememi sağlarken diğerleri de sevinmiş, Dolunay'a sarılmışlardı. Tek başına yıllarca savaştığı, kaçmaya çalıştığı adamla yüzleşmeye altı kişi gidiyordu.
...
Evden çıkmış, Dolunay'ın eski evine doğru ilerlerken, Dolunay yanımda gerginlikten dudaklarını ısırıyor, ayaklarını sallıyordu. Elimi sakin ol dercesine bacağına koyduğumda irkilse de, gülümseyip tekrardan önüne döndü.
Arabayı Bora sürüyor,yanında Selis oturuyordu. Arka taraflarında karşılıklı dörtlü oturma yeri vardı. Bora ve Selis'in tam arkalarında onlara ters bir şekilde Rana ve Melodi otururken, ben ve Dolunay da onlara ters bir şekilde oturuyorduk.
Araba bir süre sonra durduğunda Bora'nın baktığı adres uygulamasından geldiğimize dair bir ses çıkmıştı. Hepimiz arabadan inerken stresliydik. Melodi, bu olayların hepsini o zamandan beri bilen kişi olduğu için Dolunay kadar stresli gözüküyordu.
"Adamın yaşayıp yaşamadığını biliyor muyuz?" Selis'in sorduğu soru başımın Dolunay'a doğru dönmesine sebep olurken, Dolunay kafasını hayır anlamında salladı.
İki adım ileri gidip kapıyı tıklatan Dolunay, arkasında gergince bekleyen beşliden biraz uzaklaşmıştı. Kapıyı ellilerinde gibi gözüken bir adam açtığında istemsizce adamı baştan aşağıya süzdüm. Gözleri kahverengiydi. Üstünde bol bir tişört ve altında pijama vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK
Fiksi Remaja"Onun yanına kim gidecek?" dediklerinde kaşlarımı çattım. "Kimin?" dediğimde eliyle işaret ettiği yerde bir kızın kulağında kulaklık ile orada oturduğunu gördüm. "Neden kimse konuşmak istemiyor?" dediğimde gülerek konuşmaya başlamasıyla ona baktım...